Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti'ne Ne Miras Bıraktı?

Türkiye Cumhuriyeti, tarihte küllerinden doğmayı başaran sayılı devletlerden. Bu cümleyi daha da anlamlandırmak için Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan mirasa sayılarla bakmak gerekmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti'ne Ne Miras Bıraktı?

türkiye cumhuriyeti, tarihte küllerinden doğmayı başaran sayılı devletlerden. bu cümleyi daha da anlamlandırmak için osmanlı imparatorluğu'ndan kalan mirasa sayılarla bakmak gerekmektedir.

* istanbul'a adapazarı'ndan gelen patatesin fiyatı, marsilya'dan gelenden daha pahalıdır. tarihte böyle bir şeyle pek karşılaşmazsınız.

* karayolu denilen bir şey yoktur. istanbul-izmit arasında bile karayolu yoktur ki gerisini siz düşünün.

* yol olmadığı için dolayısıyla motorlu araç sayısı da çok azdır.

* misak-ı milli sınırları içerisinde yer alan demiryollarının toplam uzunluğu 4637 kilometredir. ankara'da sona eren bu hat, karadeniz-akdeniz-doğu anadolu'yu birbirine bağlamaktan çok uzaktır. kaldı ki, bu demiryolları üzerinde yabancılar söz sahibidir.

* ağırlığı 50 bin ton olan bitik bir donanma/ulaşım araçları geriye kalır. benito mussolini'nin 1930'lardan itibaren akdeniz'e göz dikmesi bizleri çok zorlayacaktır.

* denizlerimiz üzerindeki sözümüz nispeten 1926'daki kabotaj kanunu ile sağlanır.

* ülkenin en büyük ihracat ürünlerini yetiştiren ege, çukurova ve trakya gibi yerler kurtuluş savaşı boyunca elimizde olmadığı gibi pek çok yer yakılıp yıkılmıştır. üretime başlamaları da hemen olmamıştır. 1923'te bütçe yaklaşık olarak 60 milyon lira açık verir.

* 1928 senesine kadar gümrük tarife sisteminden yararlanamamıştır. büyük bir gelirden mahrum kalınmıştır.

* osmanlı ekonomisi 20 aralık 1881'de iflas eder. osmanlı'dan kalan borçlar, henüz emeklemekte olan bir devlet için çok ağırdır. bu borcun son taksiti ancak 1954'te ödenecektir. yani ilk dış borcun alındığı tarihten tam bir asır sonra.

* 1927 ziraat sayımına göre ülke nüfusunun %75'i köylerde yaşamaktadır.

* 1928 nüfus sayımına göre sanayide çalışanların oranı sadece %2.1'dir. 1915'te sanayide çalışanlar rahatlıkla bir günde sayılabilir çünkü sadece 14060 kişi. sanayi derken de ağır sanayi gibi düşünmeyelim. dokuma, bez fabrikaları...

* 1923'te ülkenin şeker ihtiyacı 50 bin ton olarak hesaplanır ve bunun hepsi dışarıdan alınmaktadır. daha sonra bu bağımlılık kurulan fabrikalar ile kapatılacaktır.

* ekilebilir arazinin, total arazideki oranı %32'dir. 1927-28 yıllarında bu ekilebilir arazi içinde ekip-biçtiğimiz oran ise sadece %4.86'dır. ektiklerimizin %86'sını da tahıl ürünleri oluşturmaktadır. buna rağmen un ihtiyacının bir kısmı dışarıdan temin edilmektedir. ekmek bile yapamayacak durumdayız.

* balkan savaşları, birinci dünya savaşı ve kurtuluş savaşı hayvan sayısını azalttığı gibi birtakım göçlere sebebiyet vermiştir. (yine de 1926'da 12.8 milyonu koyun olmak üzere 31.6 milyon vergiye tabi hayvan kayıtlara geçirilmiştir.)

* 1923 itibariyle okuma yazma bilmeyenlerin oranı %90'ın üzerindedir.

* yine 1923 itibariyle ülkede -modern olmayan- sadece 9 sanat okulu bulunmaktadır.

* tek üniversite vardır: darülfünun. bugünkü adıyla istanbul üniversitesi.

* tüm ülkede yani belediyelerimizin elinde sadece 6 adet hastane vardır. yatak mevcudu ise 6335'dir.

* bütün ülkede tek bir çocuk doğumevi var: 50 yataklı.

* sıtma ve frengi neredeyse her yerde milli hastalığımız olmuştur.
...

"uçurumun kenarında yıkık bir ülke... türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... yıllarca süren savaş... ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet... ve bunları başarmak için aralıksız devrimler..." - mustafa kemal atatürk

daha kapsamlı istatistiklere şevket süreyya aydemir'in ikinci adam'ından ulaşabilirsiniz.