Örümcek-Adam'ın Örümcek Hisleri Gerçekten de Doğada Var Olan Bir Şey mi?
çizgi romanlarda örümcek-adam’ın “spidey sense” dediğimiz, yaklaşan tehlikeyi önceden hissetmesini sağlayan bir olayı var. şimdi, örümceklerin ağlarını kullanarak ses dalgalarını algılayabilmesi üzerine yapılan yeni bir araştırma, aslında bu “uzaktan bile hareketi fark edebilme” olayının gerçek dünyada bir karşılığı olabileceğini gösteriyor. ve olay, bizim kulak zarımızla titreşimleri algılamamızdan çok farklı; bu “örümcek hissi” dediğimiz şey, titreşim algılama konusundaki bildiklerimizi baştan yazdırabilir.
örümceklerin kulak zarı yok ama yine de sizi duyabilirler
hepimiz biliyoruz ki insanlar ve çoğu omurgalı, ses dalgalarının basıncını kulak zarıyla algılar. peki ya böcekler ve eklembacaklılar? bunlar ses algılayabilir mi? algılarlarsa nasıl?
binghamton üniversitesi mühendislik fakültesi’nden prof. ron miles, bu sorunun peşinde tam 30 yıldır. araştırma, charlotte’un dünyası kitabından da tanıyabileceğiniz orb-weaver (küre ağı ören) örümceklere odaklanmış. miles ve cornell’den biyoloji profesörü ron hoy’un bulgularına göre, bu örümceğin “gerçek dünya spidey sense”i titreşim algılama konusundaki tüm anlayışımızı değiştirebilir.
örümcekler sesi hissediyor ve yönünü %100 doğrulukla bulabiliyor
kampüsten toplanan orb-weaver’lar, dikdörtgen çerçevelere ağ örmeye teşvik edilmiş. böylece bu çerçeveler taşınıp farklı konumlarda kullanılabilmiş. çerçeveli ağlar, yer altındaki ses yalıtımlı bir odaya konmuş; böylece hem hoparlörleri hem ağları bağımsız şekilde oynatabilmişler.
ilk deneyde, saf ton veren hoparlörler ağlardan 3 metre uzağa yerleştirilmiş. sonuç: örümcekler, 68 desibele kadar (normal konuşma sesi) düşük ses seviyelerine bile tepki verebiliyor.
sonra hoparlörler 45° açıya alınmış, yani hem sesin geldiği yön hem de kaynağın konumu değiştirilmiş. ve örümcekler anında anlamış.
araştırma ekibine göre, “örümcekler sadece sesin kaynağını bulmakla kalmıyor, aynı zamanda yönünü %100 doğrulukla tespit ediyor.”
bilim insanları zaten örümceklerin, av gibi şeyler ağlarını titreştirdiğinde tepki verdiğini biliyordu. ama bu deneyde ilk kez, havadaki seslere dönerek, çömelerek ya da vücutlarını yere yaklaştırarak tepki verdikleri gözlenmiş.
bunu daha iyi anlamak için lazer vibrometre kullanılmış ve ağın 1000’den fazla noktasında titreşim ölçülmüş. sonuç: ağ, ses dalgalarıyla birlikte neredeyse mükemmel fiziksel verimlilikte hareket ediyor. üstelik bu hareket, örümceğe ulaşana kadar neredeyse hiç güç kaybetmiyor; yani ses seviyesi hâlâ 68 desibel civarında kalıyor.
prof. miles’ın dediği gibi: “asıl soru şu: ağ böyle titreşiyorsa, örümcek bunu ‘duyarak’ mı algılıyor? işte bu zor bir soru.”
deneye katılan 12 örümceğin 4’ü, ses geldiğinde hareket etmiş; bu da kulak zarı olmadan bile sesi “algıladıklarının” kanıtı olmuş.
örümcek hissi: avı ya da yırtıcıyı önceden haber veriyor
araştırmacılar bu çalışmanın sadece bu örümcek türüne odaklandığını ve tüm örümceklere genellenemeyeceğini söylüyor. ama ilginç bir bulgu var: örümcekler çömelip gerilerek ağın tellerinin gerginliğini değiştiriyor olabilir; bu da farklı frekansları “tune” etmelerine olanak tanıyor. yani resmen ağı kendi kulakları gibi ayarlıyorlar.
kısacası, örümcekler ağlarını geniş bir dinleme cihazı gibi kullanıyor; bu sayede yaklaşan avı ya da tehlikeyi erkenden fark edebiliyorlar.
o yüzden bir dahaki sefere örümcek-adam, imkânsız gibi görünen bir yumruktan kıl payı kaçtığında aklınıza şu gelsin: “örümcekler ağlarını geniş bir kulak gibi kullanarak, yaklaşan avı ya da yırtıcıyı önceden fark edebiliyor.”
sonuç: örümcek-adam ile gerçek örümceklerin hisleri arasındaki farklar
benzerlikler:
ikisi de tehlikeyi ya da yaklaşan bir şeyi görmeden algılayabiliyor.
uyarı sistemi, çevredeki çok küçük titreşim ve hareketlere karşı aşırı hassas.
tepki süreleri çok kısa; hem örümcek hem de örümcek-adam, gelen şeye anında pozisyon alabiliyor.
yön tespiti konusunda ikisi de oldukça isabetli; örümcekler deneylerde %100 doğru yönü bulmuş.
farklar
örümcekler bu algıyı ağları üzerinden yapıyor; ağ, adeta onların dış kulak zarı.
örümcek-adam ise bunu doğrudan sinir sistemi ve beynine bağlı içsel bir sezgi olarak yaşıyor, ağ kullanmıyor.
örümceğin sistemi hava titreşimlerini ve fiziksel dalgaları algılıyor; örümcek-adam'ın hissi ise biyolojik sınırların ötesinde, tamamen kurgusal düzeyde “önsezi” gibi çalışıyor.
örümcekler sadece yakın çevrede (ağ boyu kadar) algılayabiliyor; örümcek-adam ise metrelerce uzaktaki tehlikeyi hissedebiliyor.
bu da sana girsin yeşil cin!