Ölüme Yakın Deneyim Yaşayan İnsanların Anlattıkları Neden Birbirine Benziyor?
beynin bazı bölgelerinin eksik/fazla/farklı aktivitesi sonucu oluşan fenomenlerdir ölüme yakın deneyimler. aynı şekilde beden dışı deneyimler de.
(kaynağı hemen iliştireyim en başa: psikolog michael shermer'in inanan beyin isimli kitabı.)
ölüme yakın deneyimler, adı üzerinde ölüm eşiği deneyimleridir. hastalardan edinilen deneyimler çoğunlukla birbiri ile örtüşür. bu konuda yapılmış enteresan bir çalışma, hava kuvvetlerinde öğretmen olan james whinnery tarafından yapılmıştır. kendisi, yüksek g kuvvetine maruz kalan pilotlar için oluşturulan bir dizi deney ve eğitim simülasyonları ile ölüme yakın deneyimleri simüle ettiğini belirten çalışmalar yayınlamıştır.
tüm o çalışmaların sonunda whinnery, bu pilotların ölüm eşiği deneyimleri ile aynı deneyimleri yaşadığını fark etmişti. pilotlar, yaşadıkları deneyimleri bazen kısa süreli tünel görüntüsü bazen havada süzülme ya da felce uğrama duygusuyla (uyku felci veya karabasan duygusuna benzer) birlikte tünelin sonunda parlak ışık gördükleri şeklinde tariflemekteydiler.
whinnery, uzun yıllar süren çalışmaları sonucunda ve uyguladığı çeşitli eğitim modelleri ile pilotlarda süzülme ve uçma duygusu, tünel görme ve hatta tünelin ucunda ışık görme gibi deneyimlerin hepsini oluşturabiliyordu. pilotları bayıldıkları sırada ayrıca videoya da çekiyordu.
temelde ise tüm bu deneyimlerin açıklaması tek bir sebebe bağlıydı: beyinde ve retinada oksijen kaybı. yüksek çekim kuvveti altında kafa kısmından boşalan kan, gövdenin ortasında toplandığı için pilotlar önce göz kararması evresine ardından ise bir baygınlık haline geçiyordu (15-30 saniye). pilot eğitimi için tasarlayıp oluşturduğu model ile pilotlardaki bilinç kaybını kademeli olarak sağlayabiliyordu.
bilinç kaybı sonrasında pilotlar, önce tünel görüntüsü görüyorlar ve ardından baygınlık geçiriyorlardı. bu durumun açıklaması ise oksijen kaybının önce retinada ardından görsel kortekste ortaya çıkmasıydı. böylece nöronların dışarıdan içeriye doğru kapanması ile tünel hayali oluşuyor.
pilotların eğitimi tamamlayıp kendilerine geldiklerinde tarif ettikleri dinginlik ve huzur duygusu ise muhtemelen endorfin, serotonin ve dopaminin salgılanışındaki artıştan kaynaklanıyor.
bu deneyi kalp krizi vb. gibi durumlarda yaşanan kısa süreli kalp durması vakaları ile karşılaştırdığımızda nedenlerin ve sonuçların aynı olduğu tespit edilmiş. beden dışı deneyime geldiğimizde ise yine beynin bazı bölgelerinin farklı çalışması ile karşı karşıyayız.
bu konuda yapılmış olan çalışmalardan bir tanesi, nörolog olaf blanke ve ekibinin konu ile ilgili bir deneyleridir. çalışmaları nature dergisinde yayınlamıştır. çalışmaya göre, ağır epilepsi nöbetleri geçiren kırklı yaşlarındaki bir kadının şakak lobundaki bir bölge elektrik ile uyarılmıştır. bu uyarılma ile ekip, kadında beden dışı deneyimi iradi olarak yaratabildiklerini göstermişlerdir. beynin bu alanına yönelik elektrik uyarımı ile kadın, yüksek bir yerden düşme duygusu yaşadığını belirtmiştir.
elektrik şiddetinin yavaş yavaş arttırılması sonucu kadın, kendisini önce yatağa uzanmış olarak gördüğünü ve her elektrik şiddetinin artışı sonucu deneyiminin değiştiğini ve yataktan yüksekliğinin gittikçe arttığını ve kendini yukarıdan seyretme halini tariflemiştir. elektrik şiddeti daha da arttırılınca tavana yaklaştığını ve hafiflik, süzülüş gibi deneyimler yaşadığını belirtmiştir.
netice nettir: blanke ve ekibi şakak lobuna verilen elektriğin düzeyiyle kadının yüksekliğini ayarlayabildiklerini belirtmişlerdir. bu çalışma, açık bir biçimde elektriksel uyarım yoluyla yapay yoldan beden dışı deneyim elde edilebileceğini göstermişlerdir. beyin, normal çalışma durumunda bedeni çalıştırmakla ve tek bir beden olduğu duygusunu oluşturmakla görevli olduğu gibi bazı durumlarda beden dışına çıkmış gibi bir duygu da yaratabilir. hatta başka çalışmalar ile iki beden, iki kişilik durumları bile yaratabilir.
dmt gibi uyuşturucu maddeler beynin şakak lobunda bir etkiye sebep oldukları için bu maddeyi kullananlar uçma süzülme gibi deneyimler yaşayabilirler. uyku felci (veya karabasan) deneyimlerinin de o an için şakak lobundaki eksik aktiviteden kaynaklandığı düşünülmektedir.
benzer bir çalışma meditasyon halindeki budist rahipler için yapılmıştır. meditasyon veya dua esnasında beyin taraması yapılan bu rahiplerde beynin arka üst yan lobda düşük aktivite gözlenmiştir. bu bölge, beynin fiziksel mekan bölgesidir. insanlar fiziksel 3b mekan duygusunu bu bölgenin iyi çalışmasıyla hissederler. düzgün çalışmadığı veya dua, meditasyon halinde yaşandığı gibi eksik çalıştığı durumlarda kişiler mekansızlık duygusu hissederler. bu da aslında budist rahiplerin yaşadığı evren ile birlik olma, mekansızlık, bütünleşme duygularını açıklar.
keza ayrıca bu bölgelerde tümör oluşan hastaların birdenbire manevi aşkınlık duyguları yaşadıkları da tespit edilmiştir.
ölüme yakın deneyim ile birlikte beden dışı deneyim ve daha benzeri bir çok deneyim aslında beynin oluşturduğu fenomenlerdir. manevi aşkınlıklar ve ölüm sonrası hayatla ne yazık ki bir ilgileri yoktur.