Okurken Kendinizden Bir Şeyler Bulup Gülümseyeceğiniz İlk Porno Film İzleme Deneyimleri
orta 1'deyim o zaman. cuma namazından çıkıyorum. metin diye bi sınıf arkadaşım var. cami avlusundan çıkarken koluma giriyor ve hayatımı sonsuza kadar değiştirecek olan o kelimeleri fısıldıyor kulağıma:
"olm bize gel, porno var!"
gözlerim faltaşı gibi açılarak metin'e bakıyorum. porno mu? porno bizim için kayzer söze gibi o sıralar, namını pek fazla duymuşuz ama ne gören var ne duyan. gerçekten porno diye bir şey var mı yok mu şüphedeyiz yani.
- nasıl lan? nerden buldunuz?
- hacıali fifa 99 almış, içinden porno çıkmış!
aman yarabbim. nasıl olur da bir insan bu kadar şanslı olabilirdi ya. pornoya ulaşmak öyle zordu ki o zaman sevgili sözlük. arada bir söylenti çıkardı, "falancada porno varmış" diye, herkes onun etrafına toplanırdı. kurtulmak için yemin billah etmek zorunda kalırdı. pornosu olup paylaşmamak? bu ölüm demekti. demek bunca zaman adıını duydukça tüylerimizin ürperdiği fakat gözlerimizin değme şerefine nail olamadığı o porno, şans eseri hacıali'nin kopya cd'ciden satın aldığı fifa 99'dan çıkacaktı.
cuma çıkışı 6-7 arkadaş metinlerin evine toplandık. o pornoyu izlerkenki şok halimi unutamam. filmin senaryosu da şuydu: bi abla ormanda dolaşırken kaybolup kamp yapan 6-7 abiye rastlıyordu. sonra da olaylar gelişiyordu. abi seks diye bir şeyin var olduğunu yeni yeni kabullenmeye başladığım yıllar, bi ablanın 6-7 erkekle böyle şeyler yapabileceğini görmeye hazır değildim. hayat işte, bir fifa 99 pakedinden neler çıkarıyor insanın karşısına.
küçük bir şehirde merkezin dışında bir mahallede büyüdüm. hep müstakil evdir. bir gece arkadaşın anne ve babası bir yere gidecekti bizde gurbanlar akşam arkadaşta toplanıp pokemon un filmini izleyecektik. bu arkadaşın da bizden üç yaş büyük bir abisi vardı. ama hep birlikte takılırdık. neyse akşam oldu arkadaşa gittik hep beraber. o zamanlar vcd li dönemler herkeste de yok. daha yeni çıkıyor. mahallede 3-5 kişide var. filme başlayacağız arkadaşın abisi durun size ne açacam dedi. bir cd taktı ve o gün o odada olanların hayatı sonsuza kadar değişti.
karakolda bir filmdi. polis suçluya, suçlu polise herkes alabildiğince sikişiyordu. o an bir büllüğümüz olduğunu fark ettik. o gece o filmi çevirdik çevirdik izledik. o geceden sonra tüm hafta başka porno filmler aradık durduk. bir kez kan yürüdü. herkeste vcd de yok tabii ki. ödünç vcd alıp affedersiniz çavuşun boynunu kırıp geri veriyorduk. artık bizim için vcd=porno demekti. o günden sonra mahallede porno dışında cd görmedim. o günden beri pokemon dünyasından da bir haberim. ne oldu hangi yeni pokemonlar çıktı hiç bilmem.
hatırlarım. dün gibi. ilçede bulunan 2 film birden sinemalarından birindeydi. daha ortaokula gidiyoruz. binbir korkuyla, birisi görecek diye saklana saklana gidiyoruz sinemaya. içerde tahta sandalyeler. daha içeri girerken dakika 1, gol 1. yan komşu niyazi abi'yi görüyorum içerde. ben hemen saklanmaya çalışıyorum, o da beni görmemezlikten geliyor. tam yerime oturucam bir bakıyorum yine bizim sokaktan isa abi. bu bahsettiğim adamlar da o zamanlar 40-45 yaşlarında. evli çoluk çocuk sahibi. ama işte orada eşitleniyoruz. amaç aynı. çıplak kadın görmek. veee film başlıyor. başrolde bülent kayabaş. zengin bir adamın şoförü rolünde. her gece evin hizmetçisini bafiliyor. ama hedefinde evin hanımı var. sürekli utanmadan, o sabit bakışlarıyla evin hanımına da asılıyor, açıkça "gel seni de becereyim" diyor. evin hanımı zaten her gece gizlice izliyor onları sevişirken. aklımda kalan en önemli replik ise bülent kayabaş'tan evin hanımına söylenen şu sözler "her gece hizmetçiyi doyuruyorum, seni de doyurayım".... evet doyuruyor da....
bunları yıllar sonra psikoloğuma anlattım. bülent kayabaş'la yüzleşmem gerektiğini söyledi. eğer yüzleşmezsem doyurmaya devam edecekmişim. te allaam.
bir gün bilgisayarda oyun arıyorum ben. bir şeye tıkladım gom player açıldı arkasından da o malum görüntüler geldi tabi. böyle neye uğradığımı şaşırmıştım. kadının sesi çıktıkça canı yanıyo diye ben nasıl ağlıyorum ama küçücüğüm işte ne bileyim ben kadınla erkeğin öyle şeyler yaptığını hala bebekleri kargaların getirdiğini düşünüyorken...
kaderimde abimin ergen zamanlarını böyle bir anıyla atlatmak da varmış.
hiç unutmam yıllar evvel arkadaşlarla taştan kale yapıp futbol oynuyoruz. sokağa kurduğumuz kalelerin direklerinden biri çöp konteyneri. ben kaleyi kurmak karşılığında kaleci olmaktan kurtulacağım.
velhasıl 12 ayak boyu ölçüp kaleyi kuruyorum. çizgi hizada mı diye eğilip taştan çöp konteynerine doğru bakıyorum. o da ne ? çöp konteynerinin altında bir şey parlıyor. elim yetişmedi almaya. eğildim bacağımı soktum. parlak şeye bir tepik atıp çıkardım konteynerin altından. aman yarabbi !! aman yarabbi !! elimde tuttuğum şey gerçek miydi ? bir kadının bıngıl bıngıl memelerinin arz-ı endam ettiği bir cd. (bkz: ay ben şok) kimseye göstermeden tabanca misali kısa pantolonumun arasına sıkıştırdım cd'yi. usulca siz oynayın lan amına koduklarım deyip arkadaşlarımın yanından ayrıldım.
doğru eve koştum.
evde kimse yoktu çünkü. yeni aldığımız vcd player'a soktum cd'yi. film başladı.
başta her şey normaldi. bir kadın bar benzeri bir yerde tek başına oturuyor; kel bir adam gelip ona eşlik ediyordu. derken kel herif kadını öptü. yavaş yavaş soyundular ve işte karşımdaydı. bıngıl bıngıl memeler.
ilk dikkatimi çeken blowjob sekansıydı. tamam çocuktuk daha. sekse dair kulaktan dolma bişeyler duyuyorduk nasıl yapıldığını yani. ama bu bambaşka bişeydi. bir an böyle başım döner gibi oldu. sonra toparladım kendimi.
derken mevzu başladı. pür dikkat izledim baştan sona. o andan itibaren hayata bakışım değişti.
ve inanır mısınız baştan sona izlediğim ilk ve son porno film o oldu. işin acı tarafı; adı neydi ? kim oynuyordu ? kaç yapımıydı ? hiç biri yok aklımda. sadece bıngıl hatun, kel adam ve blowjob.
sanırım 6-7 yaşlarındaydım. güneşin doğuşunu görmeyi kafaya koymuşum. uyuyormuş gibi yaparak annemlerin uyumasını bekledim saatlerce. neden onların uyumasını beklediğimi hala anlayamıyorum. çocukluk işte, olaya criminal bir hava katınca daha heyecanlı oluyordu sanırım. uyumamızın şart koşulduğu saatte uyumayıp, uyanık kalıyoruz, olacak iş değil, tam bir suçluyum yani. neyse, uyudukları anda merakla yataktan fırladım. baktım hava karanlık, güneşin doğmasına daha çok var, bekledim, bekledim, bekledim... hala havada aydınlanma belirtisi yok. sıkıldım tabi. televizyonu sesini kısarak açmaya karar verdim. o yıllarda cine5 diye bir kanal vardı hatırlarsınız, sabahları uyanınca çizgi film izlerdim hep burdan. conan falan olurdu. yine çizgi film denk gelir diye cıne5 'i açtım ve ... büyük bir aydınlanma yaşadım. meğer bu kanal geceleri çılgınlaşıp "playboy" kanalına dönüşüyormuş. kanalda neler döndüğünü anlamaya çalışırken ben, babam uyanmış, tuvalet ihtiyacını gidermiş, benim bulunduğum salona girmiş, hiçbir şeyin farkında değilim tabi, şok olmuşum televizyonu izliyorum sadece... babamın gelmesini farketmemle şok daha da büyüdü tabi.
annemle, babam bana cinsellik hakkında bilgi vermeye, bozulan psikolojimi düzeltmeye çalıştılar olaydan sonra bir konuşma yaparak. hatırladığım en bariz sorum, "kadınlar ağızlarından da mı hamile kalırlar?". bu sorunun ardından, konuyu kapatmak isteyen babamın cümlelerini de hala hatırlarım ve ileride çocuğum olursa ona karşı da gerekirse kullanacağımı düşünüyorum. "şuan araba sürebilmek çok hoşuna giderdi değil mi ? bilgisayarda araba sürerken veya arka koltukta ben araba sürerken beni taklit ettiğinde çok eğlendiğini görüyorum ama şuan araba süremezsin değil mi ? gaza basmak istersen önünü göremezsin mesela çünkü vücudun yeterince olgun değil. eğer yinede araba sürmek istersen kazaya neden olursun ve önce başkalarının canını, sonra da kendi canını yakar, hayatın boyunca pişmanlık duyarsın. bu konularda araba sürmeye benziyor. ancak vücudun yeterince olgunlaştığı zaman bu konuları öğrenmen ve ona göre davranman gerekir. yoksa başkalarına ve kendine zarar verebilirsin. o yüzden şimdilik bu konuyu kapatıp, unutmanı istiyorum senden. illaki konuşmak istersen de, daha sonra bizimle konuşabilirsin. şimdilik bu kadar yeter."