Oksijenin Dünya'mızda Ortaya Çıkışı ve Yaşattığı Yıkım: Büyük Oksidasyon Olayı

Bugün yaşamımızın temeli olan oksijenin 2.45 milyar yıl önce ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Ve ortaya çıktığında, ona alışık olmayan pek çok bakteriyi de yok ettiğini? İşte karşınızda ufuk açıcı büyük oksidasyon olayı.
Oksijenin Dünya'mızda Ortaya Çıkışı ve Yaşattığı Yıkım: Büyük Oksidasyon Olayı

oldukça reaktif bir molekül. yani biraz uçkuru gevşek, ne bulsa üstüne atlıyor. o yüzden pek öyle serbest halde gezmez. eğer bi' gezegenin atmosferinde serbest oksijen geziniyorsa büyük ihtimalle o gezegende hayat vardır ki biri o oksijeni üretip üretip atmosfere salıyordur.

gelelim bizim gezegenimizdekine. bir kere dünya canlılıktan önce oksijenin serbest gezdiği bir yer değildi. hatta canlılık başladıktan sonra da öyle olmadı. envai çeşit organizma okyanuslarda kıvıl kıvıl gezerken dünya atmosferinde çoğunlukla nitrojen, karbondioksit, metan gibi gazlar vardı.

3 milyar yıl kadar önce bi gün, güneşten gelen muazzam enerjiyi kullanmayı akıl eden bi canlı türedi ortalıkta (cyanobacteria). bulduğu inorganik molekülleri suyla birleştirip, güneşten gelen uçsuz bucaksız enerjiyi hapsetmeyi (şeker) öğrendi (fotosentez). atık olarak da etrafına oksijen gazı bırakıyordu. yani bi nevi oksijen osuruyordu.

Siyanobakteri

ha n'oldu, iyi mi oldu? olmadı tabi. bunun oksijen osuruğundan etrafındaki bütün canlılar patır patır ölmeye başladı. alışık değil ki gariplerim oksijene, sizin gibi haftasonu ormana, ciğerlerine temiz hava çekmeye gitmiyorlar. oksijeni gören mort! nerdeyse bütün canlıların nesli tükeniyordu, o kadar yani.  (bkz: ilk hava kirliliğini oksijen yarattı)

bu oksijen osuran şerefsizler durur mu, durmadı

nasıl bir oksijen saldıysa dağlar taşlar paslandı. hep demirler pinçik pinçik ufalandı (great oxygenation event). o da yetmedi, havadaki metan (ch4) oksijenle tepkimeye girip karbondioksit(co2) ve su(h2o) yaptı. metanı kaybetmek peki iyi olmadı. şimdilerde korktuğumuz sera etkisi var ya, metan o zamanlar sera etkisi yapıp dünyayı ısıtıyordu. serbest oksijenin metana saldırmasıyla sen bütün sera etkisi ortadan kalk, dünya buz gibi soğu. buz gibi dediysem, lafın gelişi değil; dünya ilk buz çağına girdi (snowball earth) (2.4-2.1 milyar yıl önce). böylece nerdeyse güzelim hayat yok olup gidiyordu. velhasıl, bi şekil dünya ısındı yeniden. neyse ki bu osuruk oksijeni kendi yararına kullanmayı birileri akıl etti, oksijenli solunum yapan hedeler (mitokondri) türedi de canlılık bi kendine geldi.

Oksijenin o dönemdeki artış grafiği.

aslında fena da olmadı bakınca

oksijen nerdeyse canlılığı yok ediyordu ama ilk badireyi atlattıktan sonra türler bi çeşitlenmeye başladı maşallah, görmeyin gitsin. tabi oksijen soluyan birileri gelince havadaki oksijen oranı da %21'e kadar düştü. sonra çok hücreli canlılar, bitkiler, yok dinazoruydu böceğiydi, önünü alabilirsen al. niye derseniz metabolizmada oksijen kullanınca enerji üretimi ben diyim 10, siz diyin 40 kat artıyor. verimlilik önemli.

şimdilerde bu oksijen osuranlar pek kalmadı. onun yerine ökaryotların içine girip kloroplast organeli olarak hayatına devam etmeyi tercih etti (endosymbiosis). bütün oksijen üretiminden hala bu sorumlu. ama sanmayın ki oksijeni tek bitkiler üretiyor. hatta bitkiler yarıdan azını üretiyor. yarıdan çoğunu okyanuslarda kımış kımış küçük canlılar (alg) üretip atmosfere salıyor, tabii ki kloroplastları sayesinde.

kaynak:
https://www.youtube.com/…pld018ac9b25a23e16&index=8
https://www.youtube.com/watch?v=5lrphwsycns&t=766s