Öğrenmeyle Alakalı Size İlham Verebilecek Japon Atasözleri

Bazen kocaman bir kitabın veremeyeceği ilhamı tek bir atasözü verebiliyor. Bazı japon atasözleri de tam böylesi.
Öğrenmeyle Alakalı Size İlham Verebilecek Japon Atasözleri

1978 yılında basılan, içerisinde 2081 adet atasözünün bulunduğu koji kotowaza jitem isimli sözlükten doğrusuyla yanlışıyla bilakis derleyip çevirdiğim atasözleri:

ao wa ai yori idete ai yori mo aoshi (çivitten çıkan mavi daha mavidir)

bir öğrenci, günün birinde kendi öğretmenlerinden daha üstün nitelikli olur. (boynuz kulağı geçer)

i no naka no kawazu taikai o shirazu (kuyudaki kurbağa okyanusu bilmez)

imkanların kısıtlı olduğu bir çevrede bulunanlar, kendi çevrelerinden başka hiç birşeyi göremezler, dünyada neler olup bittiğinden bihaberdirler.

ihatsu o tsutau (hoca hırkasıyla kapkacağını talebelerine bırakır)

öğretmenler bilgilerini öğrencilerine aktarırlar.

oitaru uma wa michi o wasurezu (yaşlı at yolu unutmaz)

yaşlı kimseler, uzun yıllar boyunca  edinmiş oldukları tecrübeler sayesinde kolay kolay hata yapmazlar.

outa ko ni oshierarete asase o wataru (sırtladığın çocuk dere geçerken sığ yeri gösterir)

kişi ne kadar zeki, ne kadar tecrübeli olursa olsun, zaman zaman, aptal ya da bilgisiz kimselerden de öğrenilecek birşeyler vardır.


oshiuru wa manabu no nakaba (öğretmek öğrenmenin yarısıdır) 

insanlara birşeyler öğretirken, öğreten kimseler de birşeyler öğrenir. insanlara birşeyler öğretmeye çalışırken, kendi bilgimizin yetersizliğini görebilir, buradan dersler çıkarabiliriz.

oya no iken to nasubi no hana wa sen ni hitotsu mo muda wa nai (ana baba sözüyle, patlıcan çiceğinin bin tanesinde bile bir tane boş yoktur) 

çicek açan patlıcandan kesinlikle ürün alınır. aynı şekilde, ana babanın öğütleri, fikirleri kesinlikle dinlenmeli ve uygulanmalıdır; çünkü yanlış, gereksiz şeyler söylemezler.

kaeru no ko wa kaeru (kurbağanın çocuğu yine kurbağadır) 

çocuklar ana babalarına çekerler. herşeyi onlardan görüp öğrenirler. sıradan insanların çocukları da sıradan olur. (ana baba)

gakumon naki keiken wa keiken naki gakumon ni masaru (öğrenmeden edinilen tecrübe, tecrübesiz öğrenmeden yeğdir) 

teorik bilgilerden ziyade, pratiğe dayalı öğrenme daha değerlidir.

gakumon ni oudou nashi (öğrenmenin kestirme yolu yoktur) 

öğrenme denilen şey çok zorlu bir süreçtir. bunu gerçekleştirebilmenin kısa, zahmetsiz bir yolu yoktur.

gaku wo konomu wa chi ni chikashi (ilimi seven bilgiye yakındır) 

araştırmaktan, yeni şeyler öğrenmekten hoşlanan kimseler, bilgisizliğin, cehaletin üstesinden gelirler ve gerçeğe daha da yaklaşırlar.

kakou ari to iedomo kurawazunba sono umaki shirazu (önünde ziyafet dahi olsa, yemedikçe lezzetini bilemezsin) 

birşeyi tecrübe etmediğimiz sürece, onun gerçek değerini tam anlamıyla bilmemiz mümkün değildir.


kawaii ko niwa tabi o saseyo (sevdiğiniz çocuğu seyahata gönderin) 

çocuğunuzu çok zahmetli bir yolculuğa göndererek, dünyadaki zorlukları, acıları görmesini sağlamak, onun geleceği için çok yararlı olur. (eskiden ulaşım günümüzdeki gibi kolaylıkla gerçekleştirilememekteydi. insanlar, bir yeren bir yere yürüyerek ya da hayvanlarla gitmek zorundaydı. böyle bir yolculuk gerçekten çok zahmetliydi ama insanlar birçok şeyi tecrübe edebilmekteydiler)

kangakuin no suzume wa mougyuu o saezuru (medresedeki serçe kuran okur) 

medreseye yuva yapan serçe, bir süre sonra orada devamlı okunmakta olan kuranı ezberler. insanlar devam görüp duydukları şeyleri ister istemez öğrenirler. (görerek duyarak öğrenme)


kannan nanji o tama ni su (zorluklar seni inci yapar) 

insanlar ancak ve ancak zorlukları tecrübe ederek, harika bir insan olabilirler.

kiku wa ittoki no haji kikanu wa isshou no haji (sormak bir anlık, sormamak bir ömür boyu utançtır) 

bilmediğiniz birşeyi sormak o an için utanç verici birşeydir. ancak, bir şeyi sorup öğrenmemenin utancı bir ömür boyu sürer. bu nedenle bilmek, öğrenmek istediğimiz birşey olursa hiç utanmadan sorulması gerekir.

kyuuboku wa erubekarazu (çürük ağaç oyulmaz) 

içinde öğrenme isteği olmayan tembel kimselere hiçbir şey öğretilemez.

gyougi sahou ga hito o tsukuru (insanı insan eden görgüdür) 

görgülü insan zamanla kusursuz bir insan haline gelir.

kuraedomo sono ajiwai o shirazu (her yemek yiyen o yemeğin lezzetini bilemez) 

aklı başka şeylerde olan insanlar yedikleri yemeğin tadını alamazlar. bir konuya gerçekten yoğunlaşılmadığı sürece, birşeyi tam olarak öğrenmek mümkün değildir.

keiken wa baka o mo kahikoku suru (deneyim aptalı dahi akıllı eder) 

tecrübe çok önemli birşeydir. kişi ne kadar aptal olursa olsun, zaman içerisinde birçok şeyi tecrübe ederse akıllı hale gelir.

jiman wa chie no yukidomari (gurur bilgeliğin sonudur) 

insanlar aşırı biçimde kendileriyle gururlanmaya başladıklarında, yeni şeyler öğrenememeye başlarlar ve bilgelikleri orada bitmeye başlar.

shounen oiyasuku gaku narigatashi (yaşlanmak kolay, öğrenmek zordur) 

zaman hızla akıp gider. kişi zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan yaşlanıverir. ancak birşeyleri tam anlamıyla öğrenmek o kadar kolay değildir. onun için kişi vaktini boşa harcamadan, kendini birşeyler öğrenmeye adamalıdır.

shirazaru o shirazu to nase kore shiru nari (bilmediğini bilmek bilmektir) 

bildikleriyle bilmediklerini ayırtebilen insanlar gerçekten birşeyler biliyor demektir. bir şeyi bildiğini sanan kimseler hiçbirşey öğrenemezler.

jinsei ji o shiru wa yuukan no hajime (öğrenmeye başlama bütün ıstırapların başlangıcıdır) 

insanlar ilk defa birşeyler öğrenmeye başladığında, birçok şey kafalarına takılır ve kendince birşeyleri sorgulamaya başlar. aksine, hiçbir şey bilmeyen insanların dert edecek, kafalarına takacak birşeyleri yoktur.

tsuki o yubi de saseba yubi o mitomu (aya değil parmağa bakarlar) 

mesela birine ayı elinizle işaret ederek öğretmeye çalışırsanız, karşınızdaki kimse aya değil elinize bakar. aynı şekilde insanlara gerçekleri anlatmaya çalışırken,birçok insan sizin kullanmış olduğunuz kelimelere kitlenir, anlattıklarınızın öazünü kavramaya çalışmazlar.

ten o uramizu hito o togamezu (kadere kızma, insanları suçlama) 

talihin ne kadar kötü olsa da, ne kadar zorluklarla karşılaşsanda, insanlar seni kabul etmeseler bile, dünyaya küsmeden, sakin bir şekilde kendini geliştirmeye yeni şeyler öğrenmeye çabalamalı.

tou wa ittan no haji towanu wa matsudai no haji (sormak bir anlık, sormamak bir ömür boyu utançtır) 

bilmediğiniz bir şeyi sormak o an için utanç verici birşeydir. ancak, bir şeyi sorup öğrenmemenin utancı bir ömür boyu sürer. bu nedenle bilmek, öğrenmek istediğimiz birşey olursa hiç utanmadan sorulması gerekir.

too de shindou juugo de saishi hatachi sugireba tada no hito (onunda harika çocuk, on beşinde dahi, yirmisinde sıradan insan) 

on yaşında harika çocuk olarak nitelendirilen bir çocuk onbeş yaşına basınca bir dahi gibi görülür ama yirmi yaşına basınca sıradan bir insan oluverir.çocuklar ufakken ne öğretilirse öğrenirler. aslında bu onların dahi olduğunu göstermez, sadece yaşlı kimselere göre daha çabuk öğrenirler. ama yaşları ilerledikçe öğrenme hızları yavaşlar. (ağaç yaşken eğilir)

nama hyouhou wa ookega no moto a little learning is a dangerous thing (yarım öğrenme, büyük yaralar açar) 

bir şeyi tam olarak öğrenmemenin sonuçları çok ağır olabilir. bir şeyi bildiğimizi sanıp kendimize aşırı derecede güven duymamız sonucunda çok büyük başarısızlıklarla karşı karşıya kalabiliriz. bu nedenle, bir konuyu iyice öğrenip bilmek çok önemlidir.

narau yori nareyo (öğreneceğine alış) 

bir şeyi sadece teorik olarak öğrenmek onu tam anlamıyda öğrendiğimiz anlamına gelmez. neticede, bir şeyi tam anlamıyla öğrenebilmek için teorik bilgileri sıklıkla pratiğe geçirirmek gerekir

narawanu kyou wa yomenu (öğrenilmeyen dua okunamaz) 

insanlar daha önce öğrenmedikleri, şeyleri yapamazlar. bir şeyi yapabilmek için ön bilgi ve öğrenme gerekir.

furuki o tazunete atarashiki o shiru (eskiden yeni şeyler öğrenilir) 

insanlar eskiyi, geçmişi araştırarak bir çok yeni şeyler öğrenebilir, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarabilirler.

fundo no shou wa nuru bekarazu (çamurdan örülen duvar boyanmaz) 

karakteri bozuk kişilere ne öğretilirse öğretilsin, boşunadır.(karakter)

manabite omowazareba sunawachi kurashi (düşünmeden öğrenmek boş öğrenmektir) 

öğretmenlerin öğrettikleri konular hakkında, insanlar kendi başına düşünmedikçe o konuyu tam olarak kavrayamazlar.

manabite toki ni kore o narau mata yorokobashikarazu (öğrendiklerini zaman zaman tekrarlamazsan, sevinmek sana haram) 

insanlar öğrendikleri konuları fırsat buldukça tekrar etmelidirler. ancak, bu şekilde, eskiden yapmanın mümkün olmadığı şeyler yapılabilir.

manabu itoma arazu to iu mono wa itomo ari to iedomo mata manabu atawazu (vakit yok diye çalışmayan, vakit bulsa da çalışmaz) 

ders çalışmak, yeni birşeyler öğrenmek için vaktinin olmadığını söyleyenler, vakit bulsalar dahi ders çalışmazlar. kısacası birşeyler öğrenmek için “vakit yok” bahaneden öteye birşey değildir.

mizu itarite kyo naru (su akar kanal olur) 

vakti geldiğinde herşey gerçekleşir. eğer insanlar azimle kendilerini öğrenmeye adarlarsa, günün birinde doğal olarak çok bilgili kimseler olurlar.

monzen no kozou narawanu kyou o yomu (tapınak avlusunda büyüyen çocuk, dua etmesini öğrenir) 

insanlar bir şeyi devamlı görüp duyarlarsa, kendilerine o hiç birşey öğretilmese dahi, zaman içerisinde farkında olmadan o şeyi öğrenirler. 

Türkçede ve Japoncadaki, Şaşırtıcı Derecede Birbirine Benzeyen Deyimler