Norveç'te Sosyal Devletin Oluşumuna Yardım Eden İşçi Haklarının Kısa Tarihi

Norveç'i Norveç yapan şeylerden biri de sosyal devlet başarısı dersek yanılmış olmayız. İşte bu sosyal anlayışa katkı sağlayan işçi haklarının son yüzyıl boyunca gelişen hikayesi.
Norveç'te Sosyal Devletin Oluşumuna Yardım Eden İşçi Haklarının Kısa Tarihi


nasıl oldu da norveç bu hale geldi?

1880'li yıllarda norveç'in ilk sendikası, kibrit fabrikasında çalışan çoğu genç kız olan kadınlar arasında kurulmuş. kuruluş sebebi çok makul. fabrika idaresi bir gün karar vermiş, tüm hatun işçilerin maaşını keyfi düşürmüş. kadınlar kabul etmemişler hemen örgütlenmişler. önce ayrı dursalar da erkekler de katılmak istemişler ama kabul edilmemişler. istekleri basitmiş. ücret işe girişte anlaşıldığı gibi kalacak, yani sırf kadın oldukları için bir günden ertesi güne keyfi azaltılamayacak, yemekten önce el yıkama olanağı olacak çünkü kibritin üretiminde kullanılan fosfor dişlerin ve çene kemiklerinin kaybına yol açıyormuş, ve gene ayni sebepten öğle yemeği için ayrı bir oda olacak. greve gitmişler (görseller).

davalarına halktan ve aydın kesimden yüksek destek gelmiş ama hiçbir haklarını alamamışlar. peş peşe sendikalar kurulmaya başlamış, grevler olağan hale gelmiş. norveç endüstri ve ticaret hayatında bir 50 yıl süren grev ve lokavtlar dönemi olmuş. 1931'de polisin yaralandığı grevcilerin grev kırıcılara saldırdığı bir yakın dövüş olayı, bunun üzerine ikinci dünya savaşında hitler hayranı başbakan olarak ün salan, ama o günlerde henüz savunma bakanı olan vidkun quisling tarafından neredeyse ordu işçilerin üzerine salınacakken buna tecrübeli başbakan johan ludvig mowinckel engel olmuş. olayı yatıştırıp bir "çalışma hayatında barış" komisyonu kurmuş. komisyon iki yıl sonra raporunu vermiş, o rapor ışığında son mowinckel hükümeti polisin artık grevlerde işveren tarafında olayın üstüne sürülemeyeceği şeklinde tarihi bir karar almış.

Johan Ludwig Mowinckel'in üçüncü hükümeti (1933–1935).

bunun peşinden sendikalar birleşmiş, işverenler birleşmiş ve aralarında 1935'teki ilk ulusal düzeyde işveren-çalışan örgütleri ana anlaşmasını bir çeşit "norveç iş hayatının anayasasını" imzalamışlar. bunun peşinden bu anlaşma temelli ama gene de arada bir grev yapılabilen düzen yenilene yenilene günümüze kadar devam etmiş. (bkz sonuncusu)


norveçlilerin bugün sahip olduğu birçok hak bu süre içinde devletin bunları birer yatırım olarak görmesi ve masrafını üstlenmesiyle yerleşmiş. bu haklara tipik bir örnek çocuklara kreş, bir başkası kapsamlı sağlık, emeklilik, işsizlik hakları, tam destekli eğitim, yüksek eğitime yeterli yurt, borç+burs. bu tür haklar sayesinde fakirlerin, azınlıkların, kadınların iş hayatına katılımı, ülke endüstrisinin verimliliği, devlet vergi gelirleri artmış, yani bu anlaşmalı, envai devlet elinden sosyal haklar bezeli düzen genelde refah artışına ve toplum barışına vesile olmuş.

sonuç

norveç devletinin birçok sosyal hak ve hizmetleri yatırım olarak görüp masraflarını üstlenmesi artan devlet gelirleri sayesinde oldu. önceleri bu savaştan altmışlı yıllara kadar endüstrinin yükselişi yüzünden (alüminyum, gemi inşaatı, akarsu gücü, balıkçılık, gemicilik), yetmişli yıllardan sonra da petrol gelirleri sayesinde oldu. işin asıl ilginç yanı diğer iskandinav ülkelerinde de paralel gelişmeler meydana gelmiş...