Norveç Neden Avrupa Birliği'ne Girmek İstemiyor?
norveç halkının ab’ye mesafeli durmasının en büyük sebeplerinden biri, ekonomik bağımsızlıklarını koruma isteğidir. norveç, dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz rezervlerinden birine sahip. bu zenginlik, onları birçok avrupa ülkesine göre ekonomik olarak çok daha güçlü bir konuma getiriyor. hal böyle olunca, avrupa birliği'nin ekonomik kararları ve yükümlülüklerine boyun eğmek pek akıllıca görünmüyor. özellikle tarım, balıkçılık ve enerji gibi sektörlerde ab'nin getireceği sınırlamalar, norveç'in çıkarlarıyla çatışabilir. norveç halkı, kendi kaynaklarını kendi yönetmek, üzerinde tam kontrol sahibi olmak istiyor. bir de ab’ye üye olmanın norveç’in bağımsız karar alma süreçlerine müdahale edebileceği endişesi var. ab’nin politik yapısında ülkeler, birçok konuda ortak karar almak zorunda. norveç gibi doğal kaynakları bol ve güçlü bir ekonomisi olan bir ülke, böylesine kolektif bir yapıya girince kendi milli çıkarlarını ab bürokrasisinin süzgecinden geçirmeye mecbur kalacak.
norveç yönetimi, “neden başkalarının aldığı kararları uygulayalım ve onlara uymak mecburiyetinde olalım? biz böyle rahatız zaten!” diye düşünüyor. zaten hali hazırda schengen bölgesine dahil oldukları için ab'nin birçok avantajından faydalanıyorlar; avrupa’da serbest dolaşıma sahipler, ticaret yapabiliyorlar ve gerekli ortaklıklara sahipler. bunun ötesinde bir adım atmanın bir anlamı yok, çünkü bedeli çok ağır, sadece norveç yönetimi değil, norveç halkı da böyle düşünüyor. yapılan kamuoyu yoklamalarına göre norveç halkı,ab` üyeliğine pek sıcak bakmıyor, bu eğilim geçmiş yıllardan beri pek değişmedi. halk, özellikle balıkçılık ve tarım sektörlerinde norveç’in özgür kalmasını, avrupa birliği'nin bu alanlara el atmamasını istiyor. norveç’te balıkçılık çok köklü ve yerel bir sektör. eğer ab’ye katılırlarsa, ab’nin ortak balıkçılık politikaları devreye girecek ve bu da norveç balıkçılarının denizler üzerindeki kontrolünü kaybetmesine neden olabilir. bu yüzden ab üyeliği, norveçliler için kârlı bir ticaret anlaşmasından ziyade bir kayıp olarak görülüyor.
norveç, halkına oldukça yüksek bir yaşam standardı sunuyor ve sosyal haklar bakımından da son derece cömert bir ülke. norveçliler, ab’nin geniş bir ülke topluluğuna aynı standartları sunmasının imkansız olduğunu düşünüyor. ab’ye katılmak, kendi sosyal refah sistemlerinden ödün vermek anlamına gelebilir, çünkü daha fazla yükümlülük demek, daha fazla vergi ve paylaşım demek. norveç halkı, “biz kendi refahımızı zaten sağlamışız, neden başkalarının yükünü sırtlayalım?” diye düşünüyor. özellikle güney avrupa ülkelerinin ekonomik krizlerinden dolayı ab fonlarının zayıflaması, norveçlilerin “biz kazanacağız, onlar harcayacak” düşüncesini güçlendiriyor. ab’nin genel yapısına duyulan güvensizlik de önemli bir faktör. norveçliler, ab’nin hantal bürokrasisinden ve hızlı karar alamamasından rahatsızlar. özellikle tarım ve balıkçılık politikalarında yaşanan gecikmeler, norveç’in hızla hareket etmesi gereken kriz anlarında ab’nin onlara ayak bağı olabileceği endişesini yaratıyor.
norveç halkı, zaten güçlü bir ekonomiye sahip oldukları için, başkalarının kurallarına uymak zorunda kalmadan, kendi kendilerine yetebilme durumlarını korumak istiyor. kısacası; avrupa birliği onlar için tam olarak şu tarz bir şeyi ifade ediyor: