Noel'i Andıran İlginç Bir Osmanlı Geleneği: Nahıl Ağacı

Osmanlı zamanındaki nahıl ağacı geleneği, noel ağacı çağrışımı uyandırsa da görünüşü ve anlamı ondan çok daha farklı.
Noel'i Andıran İlginç Bir Osmanlı Geleneği: Nahıl Ağacı

nahıl, arapça hurma ağacı demektir. nahıl ağacı ise üzerinde renkli kâğıtlar, balmumu meyve, çiçek ve hayvan figürleri, altın ve gümüş yapraklar bulunan düğün süsleridir. nahıllar sünnet ve saray düğünlerinde, ekonomik ve toplumsal gücü yansıtan öğelerdendir.

nahıl boyutuna göre iki türlüydü. büyük nahıllar genelde 4-6 metre çapında, 10-20 metre yüksekliğindeydi. büyük nahılları taşımak için yaklaşık 100 kişi gerekliydi. o zaman için böyle devasa bir şeyin sokaklardan geçmesi zordu, bu yüzden nahılın geçeceği sokaklarda bazı evler yıktırılmıştır(parası sahibine ödenerek).

nahıl, kat kat yapılır, her katında parlak renkli toplar bazen küpler olurdu. ilk zamanlarda tepesinde mum bulunurdu, bu yüzden “düğün mumu” da denilmiştir. on sekizinci yüzyılda mum yerine hilal koyulmuştur.


büyük nahılların yanında 2-3 kişi tarafından taşınabilen küçük nahıllar da yapılırdı. küçük nahılların boyu 2-3 metre yüksekliğindeydi.


düğünlerde büyük nahıllardan birkaç tane, küçük nahıllardan onlarca yapılırdı. düğünlerde nahıl, gelin evinden damat evine getirilirdi. osmanlı saray düğünlerinde gelin olacak sultan eski saraydan(bugün ki istanbul üniversitesi beyazıt kampüsü) yeni saraya (topkapı sarayı) alayla giderdi. alayda, gelin arabası, nahıllar, şeker bohçaları, şerbet sürahileri, hediye kutuları bulunurdu.

nahıl geleneğinin devam ettiği yıllarda yüzlerce nahıl yapılmıştır. bu nahıllarla ilgili bilgileri dönemin düğün ve şenliklerini minyatürleştiren surnamelerden öğreniyoruz. osmanlı tarihinin “en muhteşem, en gösterişli” sünnet düğünü 1582 yılında 3. murat’ın, şehzadesi ııı. mehmet’e yaptırdığıdır. 52 gün süren sünnet düğününü anlatan surname-i hümayun’da, sünnet düğününde yüz elli nahıl bulunduğu söylenir. surname’de boyları 25 metreye ulaşan, her birini yüz yeniçerinin taşıdığı dört nahıl resimlenmiştir.

1675 yılında ingiltere tarafından john covel adında bir papaz, istanbul ortodoks kilisesi’ni araştırmak üzere gönderilir. john covel yalnızca kiliseyi araştırmakla kalmamış, osmanlı toplumunu da çok farklı boyutlarıyla gözlemlemiş ve günlük tutmuştur. o dönem bir osmanlı düğününe şahit olan john covel günlüğüne şöyle yazmıştır: “bir direğin etrafında, telden yapılmış bir piramit üzerine, çıtalarla tutturulmuş oyuncaklar, renkli kâğıtlar, çiçekler, balmumundan yapılmış meyveler olan kırk nahıl, yirmi tanesi yolun bir tarafından yirmisi diğer tarafından iki saf halinde geçti”. covel, kendi günlüğüne şahit olduğu nahılın çizimini de yapmıştır.

1720 yılında sultan 3. ahmet’in oğulları için yaptırdığı sünnet düğünü günlerce sürmüştür. sünnet düğünü nakkaş levni tarafından surname-i vehbi adıyla resimlenmiştir. bu dönem osmanlı saray hayatının en görkemli dönemleridir.

1750'li yıllardan sonra nahıllar da estetik ve görkem olarak eski özelliklerini kaybetmeye başlamıştır. on sekizinci yüzyıl sonunda (1792) bir düğün konvoyu resmi (aşağıda) bize bunu gösteriyor. resimdeki nahıllar, eskilere oranla küçük tel yapılı basit işlere dönmüştür. on dokuzuncu yüzyılda ise nahıl ortadan kalkmıştır. buna sebep olarak, sarayın eski ihtişamını kaybetmesi, batı’yla kültürel etkileşimin artması etkili olmuştur.


günümüzde ise nevşehir – ürgüp’te bu gelenek düğünlerde “nahıl övme” adıyla devam ettirilmektedir. düğünler için sembolik bir anlamı olan nahıl görünüş itibariyle osmanlı nahıllarından farklıdır. halk tarafından sahiplenilen gelenek devam ettirilmektedir. ancak 2000li yıllarda bazı alışveriş merkezlerinde gösteri amaçlı yaptırılan nahıllar bana göre estetik ve kültürel olarak tarihi geçmişlerinden tamamen kopuk bir görünümdedir. özellikle nahıl üzerine dilek kağıdı yapıştırma gibi bir amaca bürünmesini doğru bulmuyorum. dilek ağacı bizim kültürümüzde var ancak her ağaç da dilek ağacı değildir. 


dipnot: nahıl ağacı, osmanlı’da ilk kez 1449’da şehzade mehmet (fatih)’in düğün şenliğinde görülmüştür. aslında kadim anadolu medeniyetlerinden beri anadolu’da bir gelenek olduğu söylenmektedir. hitit ve frigler’de benzer şekilde ağaç süslemesinin olduğu hatta yunanlıların dionysos kutlamalarının bir türevi olduğu söylenmektedir. türk tarihinde yer alan hayat ağacının bir benzeri de denilebilir.(nahıl ağacının fallus kültünü yansıttığına dair görüşler vardır. bu görüşü ilk ortaya atan osmanlı tarihçisi joseph von hammer’dır. nahılın büyüklüğü damadın erkeklik gücünü, nahıl dallarına asılan meyveler de kadının doğurganlığını simgeliyordu.)

not: bu yazıyı video olarak buradan izleyebilir, tarih içerikli videolar hazırlıyorum, youtube kanalıma buradan ulaşabilirsiniz.

kaynakça

Osmanlı Döneminde Kapalıçarşı'da Üretilen Bir Çeşit Vibratör: Zıbık