Nazilerin İşgal Ettiği Yerlerdeki Yahudi Eşyalarının Almanya'ya Kaçırılması Olayı: M-Aktion
möbel aktion, 1942 yılında fransa ve benelüks ülkelerinde başlayan, neredeyse 1944'e kadar devam eden ve asıl amacı nazi almanya'sı tarafından işgal edilen batı avrupa'da yahudilere ait tüm eşyaların almanya'ya kaçırılması olan operasyona verilen resmi isimdir.
möbel aktion veya yaygın bilinen adıyla m-aktion (türkçesi mobilya operasyonu) doğrudan alfred rosenberg'in emriyle başlayan bir işlem. işin başındaki kişi olan alfred rosenberg nazi tarihine meraklı olanların bile çoğunlukla kendisine çok dikkat etmediği ama nasyonal sosyalist fikrin ve bu fikrin pratiğe dökülmesinde çok fazla katkısı olan sinsi ve hesapçı birisi. kendisini bir şekilde hitler'e sevdirmiş, partinin resmi ideoloğu olarak kabul görülmesini sağlamış, yazmış olduğu, nasyonal sosyalizmin ideolojik altyapısını kurduğu 20. yüzyıl'ın efsanesi (myth of the twentieth century) kitabı almanya'da kavgam'dan sonra en çok satılan ikinci kitap olan rosenberg, savaş çıktıktan sonra yahudiler hakkındaki fikirlerini pratiğe dökme şansını yakalamış, barbarossa harekatı başladıktan sonra işgal edilen doğu bölgeleri bakanı (reichsministerium für die besetzten ostgebiete) olmuş ve her ne kadar bu görevi nedeniyle işgal edilen bölgelerin asıl hakimi olan ss lideri heinrich himmler ile çokça çatışma ve anlaşmazlık yaşasa da bir şekilde nazi almanyası'nın yönetim kademesine yerleşmiştir.
alfred rosenberg genelde insanlarla başarılı iletişim kuramayan ve diğer nazi liderlerince sevilmeyen soğuk bir kişi olarak tanımlandığından bol bol yazmış ve işgal edilen bölgelerdeki halklara ne olacağı ve özellikle yahudilere dair neler yapılacağı konusundaki planlarını, ağırlıklı olarak ideolojik boyutta da olsa günlüğüne ve diğer yazılı eserlerine aktarmıştır. elbette bu planlar detaylı hazırlanan şu birim şunu yapacak bu birim bunu yapacak şeklindeki harekat planları değildir ama bu işi yapacakların ne gibi bir kafayla bu işlere dalması gerektiğini! belirleyen metinlerdir. işte möbel aktion'da bu kafanın bir ürünü olarak ortaya çıkar.
naziler rusya'ya daldıktan sonra ortaya ciddi bir sorun yaşarlar; eşya ihtiyacı
almanların pratiğine göre işgal edilen bölgelere batı'dan getirilecek almanlar yerleştirilecek ve bölgeler hızlı bir şekilde alman yurdu (bkz: lebensraum) haline getirilecektir. hem bu insanların hem de bölgede fiilen savaşan alman askerleri ve ss'lerin de ciddi bir mobilya ihtiyacı ortaya çıkar çünkü hem yakıp yıkma hem de işgal edilen bölgelerin maddi yetersizlikleri bu ihtiyacı yaratır. bu durum işgal edilen doğu bölgeleri bakanı olan rosenberg'e iletildiğinde kendisi hemen konuyla ilgilenmeye başlar. aslında mevzu doğu cephesindeki fiili hakim lider himmler'e de anlatılmıştır ama mobilya bulma gibi kendince amele bir işle uğraşmak istemeyen himmler konunun rosenberg'e iletilmesini uygun görür.
bu noktada nazi yönetim kademesindeki bir acemiliği ve karmaşayı da anlatmak lazım. almanlar savaşın başında inisiyatif ellerindeyken ve kendilerinin bile şaşırdığı başarılar kazanmaya başladıklarında işgal ettikleri bölgelerin nasıl kontrol edileceğine dair ciddi yönetim tartışmaları içine girdi. işgal edilen bölgelerin orada yaşayanlar içinden belirlenecek işbirilikçiler tarafından mı yönetileceği yoksa atanan alman yöneticiler tarafından mı yönetileceği bayağı bir tartışma konusu oldu. bu noktada hitler'e en yakın olmak ve ülke yönetiminde söz sahibi pozisyonunda kalabilmek adına özellikle tıfıl görünümlü ss lideri heincrich himmler kendisinden beklenmeyecek bir atılım gösterdi ve elinin altındaki sivil ve yarı askeri ss güçleri ile bu bölgelerin yönetilmesi işine girdi ve nazi ideolojisinin de ağır basmasıyla bölge yöneticileri genelde ss'lerden seçildi. bu da içten pazarlıklı rosenberg gibi sivil kanattaki nazilerin işine hiç gelmedi. çünkü işgal edilen bölgelerdeki yağmalanacak zenginlikleri herkesten önce ele geçirme şansı, o bölgelerde yaşayan insanların hayatı üzerinde söz sahibi olma amacı, nazi kademeleri içinde yükselme hırsı özellikle üst kademe naziler arasındaki kavganın asıl nedeniydi ve hitler, bir yönetme taktiği olarak, adamları arasındaki bu mücadeleye en son noktaya kadar müdahale etmedi. konumuza dönecek olursak rosenberg için kurulan bakanlık siyasi ve pratik anlamda çok fazla bir uygulama gücü olmayan bir yerdi ama yine de elinin altındaki imkanı bir şekilde kullanmak isteyen rosenberg için yeterli bir makamdı.
rosenberg ile himmler arasındaki yönetme savaşı aslında tee 1940 yılındaki fransa işgalinde ortaya çıktı
fransa gibi zengin bir ülkenin yağmalanacak çok şeyi vardı ve hem himmler hem de rosenberg bu işe girmeyi çok istiyordu. bu arada başka bir açgözlü nazi lideri, hermann göring de bu işe dalmayı heves eden birisiydi ve fransa toprakları bu 3 kişiye bağlı ekiplerin mücadelesi içinde yavaş yavaş yağmalanmaya başlandı.
bu yağma konusunda göring tamamen açgözlü bir mal canlısı tutumu izledi ve hoşuna giden, beğendiği, sahip olmak istediği şeyleri sadece alıp almanya'ya taşıttı. himmler ise daha sinsi ve hesapçıydı ve ülkelerin tüm zenginliklerini bir şekilde almanya'ya taşıyıp almanya'nın zenginliği olarak kaydetmek istiyordu. rosenberg ise olaya tamamen ideolojik olarak yaklaştı. rosenberg'in kurmuş olduğu ideolojik yapıda düşman halkları ve özellikle yahudileri anlamak için yapılması gereken bazı işler vardı. çünkü rosenberg yahudilerle yeterli derecede mücadele! edebilmek için onların düşünce hayatına girilmesi gerektiğini, gerek yazılı eserlerin gerek diğer sanat eserlerinin ele geçirilip incelenmesi suretiyle yahudi tarzı düşünce sisteminin tanınıp ona göre mücadele! yollarının belirlenmesini savunmaktaydı. bu fikir başta fransa olmak üzere işgal edilen bölgelerde rosenberg'in yağması için fikri temeli oluşturdu. bu amaçla kurulan uygulama gücünün adı da einsatzstab reichsleiter rosenberg / err ( türkçesi kabaca reich bakanı rosenberg operasyon kurmayı) oldu.
err'nin verilen görev işgal bölgelerindeki yahudi yerleşimlerini tarayarak elde ettiği yazılı ve görsel eserleri frankfurt'ta rosenberg tarafından kurdurulmuş olan yahudi sorunu araştırma enstitüsü'ne göndermek ve antisemitik çalışmalar yapan akademisyenlere fikri kaynak yaratmaktı. elbette bu görev çok geçmeden değerli eserlerin hoyratça yağmalandığı, kimin ne yaptığının tespitinin imkansız hale geldiği, vagonlar dolusu malzemenin bir anda franfurt'a yığıldığı içinden çıkılmaz bir hale geldi ve elbette nazi yöneticileri arasından en alttan en üste herkes ele geçirilenlerden kendince pay almak üzere işin içine girdi.
ancak rusya istilası başladıktan sonra hem rusya'daki alman güçlerinin mobilya ihtiyacının giderilmesi hem de gittikçe şiddeti artan müttefik bombardımanı sonucu herşeylerini kaybeden almanların eşya ihtiyaçlarının karşılanması için yaratılan möbel aktion görevi rosenberg tarafından üstlenildi. rosenberg böylece batı avrupa'nın yağmasından resmi bir görev edindiği için tek söz sahibi olmayı, bu alandaki rakipleri himmler ve göring'i safdışı bırakmayı hedeflemekteydi.
möbel aktion nisan 1942'de fransa, belçika ve hollanda'da başlatıldı
plana göre savaş öncesinden buralarda yaşayan ve alman işgali sonucu "yeniden yerleştirme" bahanesiyle evlerinden alınıp farklı bölgelerdeki kamplara gönderilen yahudilerin geride bıraktıkları her türlü işe yarar ev eşyalarına ve eğer kaldıysa değerli malzemelerine el konularak rusya ve almanya'daki ihtiyaç sahiplerine gönderilmesiydi. bu iş için başlangıçta az sayıda kişi çalıştıysa da yağmalanan evlerin sayısı arttıkça, ele geçirilen eşyaların tasnifi ve depolanması büyük bir sorun haline geldi ve en sonunda operasyon binlerce alman görevlinin ve zorla çalıştırılan köle işgücünün kullanıldığı devasa bir iş haline geldi.
operasyonun sürdüğü hemen hemen 2 yıl içinde yaklaşık 70.000 yahudi evine girildi ve evlerdeki perdeden vazoya, kitaplardan tablolara, koltuklardan duvar süslemelerine varıncaya dek 27.000 vagon dolusu binlerce kalem mal almanya'ya yollandı. ele geçirilenlerin depolanması için fransa'da 3 büyük depolama merkezi kuruldu ve buralarda tasnif edilen malzemeler ihtiyaç bölgelerine gitti. almanya'ya ve farklı bölgelere gönderilenler ya haraç mezat satıldı ya da kapanın elinde kaldı. möbel aktion sırasında ele geçirilen bazı sanat eserleri avusturya'da kurulması düşünülen führer müzesi için avusturya'ya yollandı. bazı eserler avrupa'nın farklı yerlerindeki madenlere saklandı.
möbel aktion, bir diğer yağma operasyonu olan aktion 3 ile karıştırılmamalı
aktion 3 doğrudan en zengin yahudilerin (bankerler, tüccarlar, yönetici seviyesinde yahudiler, sanat simsarları vb.) elindeki değerli şeyleri (mücevher, para, tablolar vb) hedef alırken möbel aktion bunlar dışında kalan yahudilerin günlük kullanım için ihtiyaç duyulan eşyalarına yöneldi. elbette möbel aktion insanların evlerini terk ettiğinde geride bırakılan ve daha önceki aktion 3'te bulunamayan değerli sanat eserlerini de tespit edip el koydu ama zengin yahudi malvalığına yönelik operasyon aslında aktion 3'tür. bunun yanısıra aktion 3 kapsamında bir hayat kurtarılma tarifesi de ortaya çıkmış ve hayatını kurtarmak isteyen yahudiler ellerinde ne var ne yoksa ya gönüllü! olarak ya da çok cüzi bir miktara alman yetkililere teslim edip işgal edilen bölgelerden kaçmayı başarmıştır. möbel aktion'da ise zaten sahipsiz durumda kalan mallar yağmalanmıştır ve özellikle bu sahipsizlik durumu daha sonraki nazi davaları sırasında nazilerin başlıca savunma noktası olmuştur.
savaş bittikten sonra yağmalanan bu malların çoğu bulundu
almanya ve işgal edilen diğer doğu bölgelerindeki depolarda, maden tünellerinde bulunan malzemelerin kime ait olduğu konusundaki çalışmaların halen devam ettiği söyleniyor. almanlar neyi nerden aldıklarını yazmamışlar ama neyden ne kadar alındığını kaydetmişler. "kunsterfassungsaktion einsatzstab reichsleiter rosenburg" başlığı altında toplam 39 altbaşlıkta yazılan listeler savaşın bitmesinden hemen sonra kasım 1945 gibi bulunmuş ve üzerinde çalışmalar başlamış. çoğu şeyin eski sahiplerine veya mirasçılarına iletilmesi sağlanmış ama yine de yağma sırasında ortadan kaybolan veya sahipleri bulunamayan binlerce kalem mal halen mevcut.
savaşın unutulan bir parçası möbel aktion ama üzerinde düşününce o dönemde yaşananların aslında şeytani bir sistematiklik içindeki kolektif bir aklın ürünü olduğu ortaya koyan diğer bir kanıt.