Nazi Almanyası'nın En Korkulan ve En Güçlü Ordularından Biri: Schutzstaffel (SS)

Adolf Hitler'in bir nevi şahsi ordusu olan Schutzstaffel (SS), Nazi'lerin en korkulan ordularından biriydi.
Nazi Almanyası'nın En Korkulan ve En Güçlü Ordularından Biri: Schutzstaffel (SS)

ss olarak kısaltılan schutzstaffel, nazi almanyası'nın en korkulan ve güçlü ordularından biriydi, adolf hitler'in bir nevi şahsi ordusuydu.

schutzstaffel ilk başta 1925'te adolf hitler'i korumak için kurulan küçük bir muhafız birliği gibi düşünülmüştü ama zamanla o kadar büyüdü ki, neredeyse bağımsız bir ordu haline geldi. bu birlik, nazi ideolojisini uygulamada çok önemli bir rol oynadı ve hitler’in en sadık askerleri olarak kabul edilirdi. wehrmacht, almanya'nın düzenli ordusuydu, yani bir nevi devletin resmi askeri gücüydü. ss, daha çok hitler'e ve nazi partisi'ne bağlı, ideolojik olarak şekillendirilmiş özel bir kuvvetti.


ss'in kurulma amacı aslında hem hitler'i korumak hem de nazi rejimine karşı çıkanların temizliğini yapmaktı. bu temizlik; yahudi soykırımı, siyasi düşmanların ortadan kaldırılması ve rejime karşı gelen herkesi kontrol altında tutmak anlamına geliyordu. ss'in başına heinrich himmler getirildi ve himmler sayesinde ss çok daha sert ve acımasız bir yapıya dönüştü. özellikle ss’in waffen-ss adında bir savaş birimi vardı ki bu birim cephede de aktif görevler aldı ve nazi almanyası'nın saldırı politikalarında etkin rol oynadı.

ss'e seçilmek o kadar kolay değildi. öncelikle ırksal ve fiziki olarak belirli kriterlere uymak gerekiyordu. hitler, ss askerlerinin aryan ırkına mensup olmasını, yani mavi gözlü, sarışın, fiziken güçlü bireyler olmasını istiyordu. ayrıca bu birliğe girmek için sadece fiziksel özellikler yeterli değildi, nazi ideolojisine de sıkı sıkıya bağlı olmak gerekiyordu. yani kafasında hitler’e ve onun fikirlerine karşı en ufak bir şüphe taşıyan birinin bu birliğe katılma şansı yoktu.


ss, alman ordusu wehrmacht’tan çok farklıydı. wehrmacht, bir devlet ordusuydu, kurallara bağlıydı ve savaş hukukuna bir nebze saygı gösteriyordu. ama ss öyle değildi. onlar, sadece savaş alanında değil, siviller üzerinde de acımasızdı. yahudi soykırımının bizzat uygulayıcıları, işgal edilen bölgelerde direnişçilerin peşine düşenler, toplama kamplarını yönetenler hep ss askerleriydi.

hitler'in ölümünden sonra, ss'in durumu tam bir çöküş oldu. nazi almanyası kaybedince, ss üyeleri de ortada kaldı. bir kısmı, müttefikler tarafından yakalanıp yargılandı ve idam edildi. nürnberg mahkemeleri’nde özellikle ss mensupları insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında yargılandılar ve çok ağır cezalara çarptırıldılar. yargılanmaktan kaçabilenler ise sahte kimliklerle güney amerika’ya, özellikle arjantin’e kaçtılar. kaçamayanlar ya hapse atıldı ya da müttefik ordularına teslim oldu.

ss, sadece hitler’in askeri birliği değildi. nazi almanyası'nın ideolojik silahıydılar, rejimin zulmünü ve şiddetini en sert şekilde uyguladılar. hitler'in sonu ve almanya'nın teslim olmasından sonra, ss'in varlığı tamamen sona erdi.