Müziğin Ritmini Belirleyen Ancak Doğallığı da Bir Yandan Öldüren Alet: Metronom

Metronom nedir? Müziğin olmazsa olmaz kavramlarından metronomu inceliyoruz.
Müziğin Ritmini Belirleyen Ancak Doğallığı da Bir Yandan Öldüren Alet: Metronom
iStock

nedir?

müzik parçasının hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren alet.

metronom, müzisyenlerin olmazsa olmaz araçlarındandır. çalınan parçanın belli bir hızla girip aynı hızla bitirilmesi gerektiğinden dolayı bu konu bir müzisyen için çok önemlidir.

metronom ile etüt yapmayan bir müzisyen çalınan bir parçanın belirlenmiş hızının dışına çıkacaktır. her ne kadar konser gibi canlı performanslarda bu aksaklık anlaşılır derecede belirgin olmasa da kayıtlarda bariz derecede belli olur ve parçanın yapısının değişmesine neden olur. kayıtlarda duruma kulaklığın bir tarafından pilot kayıt diğerinden metronom ya da her ikisinden sadece metronom geldiği için alışkın olmayan bir insanın ambale olmasına neden olur.

özellikle davulcuların bu konuda çok hassas olmaları gerekir. nitekim davul müzikte metronom görevini de üstlenir.


tarihi

metronom, 1812 yılında dietrich nikolaus winkler tarafından icat edilmiş, daha sonra amsterdam'da johann nepomuk maelzel tarafından ölçeklendirilerek geliştirilmiştir. bugünkü klasik (mekanik) metronoma maelzel metronom adı verilir.

metronomda bpm değerleri şöyledir

BPM: Beats per minute / dakika başına vuruş.

larghissimo — çok çok yavaş........................... (20 bpm ve altı)
lento — çok yavaş ...........................................(40–60 bpm)
largo — çok yavaş, lento'ya benzer..................(40–60 bpm)
larghetto — daha geniş................................... (60–66 bpm)
grave — yavaş ve ağır
adagio — yavaş ve heybetli ............................(66–76 bpm)
adagietto — nisbeten yavaş ...........................(70–80 bpm)
andante— yürüyüş adımı................................ (76–108 bpm)
andante moderato — andante'den çok az hızlı
andantino – andante'den biraz hızlı
moderato — ılımlı .............................................(101-110 bpm)
allegretto — hızlı ılımlı (ama allegro'dan az)
allegro moderato — süratli ılımlı....................... (112–124 bpm)
allegro — hızlı, süratli ve neşeli ........................(120–139 bpm)
vivace — canlı ve hızlı (allegro'dan hızlı)............(˜140 bpm)
vivacissimo — çok hızlı ve canlı
allegrissimo — çok hızlı
presto— çook hızlı............................................ (168–200 bpm)
prestissimo — aşırı hızlı.................................... (200bpm'den fazla)

metronoma muhalif bir görüş

metronom "hatasız" müzik yapabilmek için gerekli fakat en nihayetinde duyguları öldüren bir cihazdır. insani özellikleri törpüleyen, bizi mekanikleştiren bir araç olduğu kanaatindeyim.

insanlardaki ritm duygusunun vücutlarındaki iç organların işleyiş ritminden geldiğini düşünüyorum. bu yüzden herhangi bir ritm tempo tutarak basitçe dışa vurulduğunda bu iç işleyişle bir uyum yarattığı için motive edici bir etkisi oluyor. alkış tutmak, bir şarkının temposuna göre dans etme isteği, hatta topluca söylenen sloganlar bunlara örnek olabilir. yeri gelmişken steve reich'ın da vücudun iç mekanizmasını anlatmak istediği bir müzik albümü vardır. (bkz: music for 18 musicians)

gel gelelim iç organlarımızın ritmi hep aynı değildir. nabzımız her dakika aynı değeri göstermez, hatta sağlıklı insanlarda bile her dakika farklı değeri gösterir. bu yüzden içimizdeki bu ritmi dışa vurduğumuzda da küçük “hatalarla“ çalarız, standart bir düzende uyumlu çalamayız. çünkü insani özellikler buna programlı değildir. çalarken dışardan düzenli ve uyumlu gelen ritimler metronom referans alındığında oldukça rahatsız edici bir hale bürünecektir. böyle çalabilmek için metronom ile çalışmamız ve metronomsuzken standart çalabilmek için beynimiz o standardı refleks haline getirene kadar metronom ile çalışmamız gerekir. bu özelliği koruyabilmek için ise hayatımız boyunca metronoma devam etmemiz şarttır. çünkü dediğim gibi yaradılışımız metronoma uyumlu değildir ve ara verirsek yeniden insani özellikler baskın gelmeye başlar.

başka bir açıdan ise, nasıl iç organların ritmi her insanda farklı ise, bir enstrümanı çalarkenki ritim algıları da farklıdır. doğaçlama sırasında, birbirlerini dinlerlerken ne kadar bu farklılıkları törpüleyerek aynı çizgi de gidiyor olsalar da aslında hafif hafif çizginin dışına çıkıp giren bir enstrümanlar bütünü vardır. bu küçük çıkış girişler de dışarıdan dinlenirken anlaşılmaz fakat metronom devreye girdiğinde ortaya çıkarlar. yani enstrümanların stabil şekilde aynı çizgide çalınabilmesi için metronom gerekir yine veya çalanların metronomize beyinlere sahip olması.

kısacası insanların kendini veya başka bir insanı referans alarak "hatasız" müzik yapabilmesi mümkün değildir ve bunun için insani olmayan bir cihaza ihtiyaç duyar. insanı tarafını törpülemek istemeyen müzisyenlerin metronom ile çalamıyor diye küçümsenmesi de mekanikleşmiş beyinlerin bir ürünüdür.

metronom ile çalmayı çok seviyorum diyen bir müzisyen bulamazsınız. standardizasyon için bir zorunluluktur. metronom ile çalışarak ritm ve boşluk algısı geliştirilmeye çalışılır. fakat bunun bir gelişim olduğu bakış açısına göre değişecek bir söylem.

pekiştirelim

özellikle klasik dönem öncesi müzik insanları zaman üzerine çok kafa yormuşlar. inégalité (eşitsizlik) kavramı, louis couperin'in ölçüsüz prelüdleri (l.c. prelüd), jean baptiste forqueray'nin asenkron yazım yöntemi (j.b.f. sarabande) o dönemin yaklaşımını anlamamızı sağlayabilecek önemli örneklerdir.

L.C. Prelüd
JBF Sarabande

burada tempo algısını sürdüren şey artık vuruş değil salınımdır, nabızdır. tempoyu görsel hale getiren şeyler de sarkaç veya tactus hareketi olabilir. nabız duygusal durumumuza göre değiştiği için, bir müzik eserinde de farklı duygusal durumlar olabileceği için (bkz: affektenlehre), eserin farklı yerlerinde farklı tempolarda olunması çok normaldir, olması gereken budur. heyecanlı bir pasajda tempo ileri gitmiyorsa içerikle yorum uyuşmuyor demektir.

müzikteki bir pasajı eşit çalabilmek veya çalamamak kendi başına bir meseledir. eşit çalabildiğimiz için eşit çalmak, tempoyu bir metronom ciddiyetiyle sabit tutmak daima askeri adımlarla yürümek gibi bir şeydir. metronom tahakkümü altındaki müzisyen estetik unsurlar yerine askeri disiplini önemsiyor demektir.

metronom, gerektiğinde sadece ölçüm için kullanılmalı, rakamlar yaklaşık değerler olarak düşünülmeli. metronom ne efendiniz, ne dostunuz. kendinizi kaptırmayın. insan olun.