Mutluluk Diyarı Olduğunu Düşündüğümüz Küba'nın İnanmak İstemeyeceğiniz Diğer Yüzü
yaklaşık 2-3 haftadır kolombiya, panama sınırında bir yerdeyim. panamaya yürüyerek 15 dk'da geçebileceğiniz küçük bir sınır kasabası. uyuşturucu trafiğinin gündüz gözü ile devlet eli altından gerçekleştirildiği ilginç bir yer.
10 yıl öncesine kadar bırakın turisti bu bölgeye herhangi bir kolombiyalı bile girmeye çekinirken narkotrafiği ve para aklamayı kolaylaştırmak için bugün turizmin ciddi şekilde şekillenmeye başladığı küçük bir kasaba.
ortalama 50 hane var kasabada ve 2 hostel yabancılar tarafından işletilen. kasaba halkının iki uğraşından biri uyuşturucu üretimi ve panamaya transferi, panama'dan sonraki süreç ile başka karteller ilgileniyor. hal böyle olunca kasabadaki herkes ciddi anlamda zengin diyebilirim, sabah 8 de viski içmeye başlayıp günler süren eğlenceler düzenliyorlar, insanlar genelde afrika kökenli ve pek sıcak değiller yabancılara karşı malumunuz narkotrafik kolay bir uğraş değil. geçen hafta deniz sınırında paketlenmiş 50 kg'lık uyuşturucu bulduklarını duydum kasabalının, ardında gelen 5-6 gün boyunca insanların bu durumu kutlayış şeklini herkesin görmesini isterdim, hatta daha da ötesinde herkesin burdaki hayatı ve işleyiş şeklini görmesini dilerdim.
narkotrafikten daha ilginç olan bir şey var burda, o da insan kaçakçılığı. küba dan kaçan -küba vatandaşı- mülteciler öncelikle buraya geliyor ardından yürüyerek panamaya geçip bir şekilde abd'ye ulaşmaya çalışıyorlar.
burda geçirdiğim zaman zarfında çok fazla kübalı ile konuşma şansım oldu. genel kanı küba'da ağır bir diktatör rejiminin olduğu yönde. insanların parasının olmaması veya küba'da starbucks olmamasından bahsetmiyorum. her sokaktan sorumlu polisler var ve 2 den fazla insanın sokakta beraber gezmesi durumunda sorgusuz, sualsiz insanları gözaltına alabiliyorlar. küba'da castro rejimini bırakın eleştirmeyi rejim ve devrim hakkında kimse konuşmak dahi istemiyor. sadece castro rejiminin propagandasını yapan gazete ve televizyonlar var, farklı türde yayın yapmak yasak.
küba'daki birçok sahile kübalıların girmesi yasak, sadece turistler için ayrılmış. bir turist bir kübalı hakkında şikayetçi olmadan sadece rahatsızlık duyduğunu dile getirdiği anda çok ciddi yaptırımlara maruz kalıyor kübalılar. işkence ve hapis dahil bunlara.
küba dışına kaçmış bir aile bireyiniz varsa tüm aileniz ciddi yaptırımlara maruz kalıyor, aldığınız yiyeceklerde kesintiler oluyor ve sizin pasaport almanız imkansız bir hale geliyor. giden kişinin ise size para göndermesi yine devlet tarafından yasaklanıyor.
kübalıların ortak yorumu şu şekilde oldu devrim ve rejim hakkında;
komünist rusya rejimi kapitalist amerikan rejimini rahatsız etmek ve huzurunu kaçırmak için abd'nin yanıbaşında küçük bir ada ülkesi seçer ve komünist devrim yapar. hani bizim insanımız ortadoğu'da olan biten her şey için abd'nin oyunu der ya. burda da olan biten her şey için rusya'nın oyunu diyorlar.
insanların genel olarak mutsuz, çaresiz ve kübadan kaçmak için ölümü göze alıp, binbir türlü tehlikeye yelken açması gerçekten etkiledi beni.
küba devrimi ve komünizmi dünyaya çok güzel pazarlanmış bir reklamdan ibaret.
biliyorum belki inanması güç gelecek hatta hayal kırıklığına uğrayacak bir çok kişi ama maalesef durum böyle.
sözümona kapitalizm, komünizm veya sonu herhangi bir izm ile biten ve birkaç kişi tarafından ortaya atılmış sistemler yine o birkaç kişi tarafından güç sarhoşluğu ile çok kolay bir şekilde oligarşiye dönüşüyor. ne yazık ki o düşlediğiniz muhteşem küba bir hayalden ibaret.
uğurlar olsun.