Muhteşem Kadın Portreleri İle Dikkat Çekmiş Empresyonist Ressamın Çalışmaları

İzlenimci akımının en önemli ressamlarından biri olan Auguste Renoir, kadınlar ve çocukların portreleri ile ünlüdür. Bir süre sonra romatizma hastası olan Renoir fırçayı eline bağlayarak resim yapmaya devam etmiştir.

(1841-1919)

porselen ressamlığıyla işe başlayan, izlenimci akımın önemli temsilcilerinden olan renoir'in üslubu monet'e çok yakındır. monet'in daha çok manzara ressamı olmasına karşın, renoir hep insanların resmini yapmıştır. okuyan kız adlı yapıtı onun, resmin bütün yüzeyinde oynaşan ışık yansımalarına egemen usta tekniğinin örneğidir.

yaşlandıkça söyledikleri daha özlü, resimleri doğal öğelerin uyumu bakımından daha klasik ve yoğun olmaya başlar. ardında bir kaç bin tablo bırakmıştır.

bahar güneşinin sihirli ışıltısını, en sıcak ve en büyüleyici gölge oyunlarıyla vurgulayan ressam. pek çok eserinde insanları, dostluğu, arkadaşlığı ve sevgiyi samimi ve yalın bir üslupla resmetmiştir. en profesyonel göz bile özellikle moulin de la galette ve luncheon of the boating party adlı tablolarına bakarken teknik ayrıntılar ve yorumlara dalmadan önce "sohbet ortamı da şahane hani..." diye düşünmeden geçemez yamulmuyorsam.

Moulin de la Galette 

muhtesem tablolara imzasini atmis empresyonist. donemin unlu zenginlerinden biri olan yakin arkadasini kiramayarak esinin ve iki cocugunun resmedildigi madame charpentier ve cocuklari paul ve georgette isimli tabloyu yapmistir. asagidaki linkten tabloya bakarsaniz iki adet kiz cocugu goreceksiniz:


oysa soldaki aslinda bir erkek cocugu. o yillarda erkek cocuklarini kiz, kiz cocuklarini erkek gibi giydirip dolastirmak zengin sinif icinde oldukca yaygin ve saygi goren bir gelenek olarak algilanmakta imis. tablo bugun new york metropolitan muzesinde sergileniyor.

yaşamının son üç yılında romatoid artrit hastalığı sebebiyle parmakları deforme olmuştu. kendisine bu acı veren durumda neden hala resim yaptığını soran genç matisse 'e ; "acı geçici, güzellik kalıcı" şeklinde cevap vermiştir. aşağıdaki 1915 yılında çekilmiş nadir filmde oğlu claude kendisine resim yaparken yardım ediyor...

(bkz: http://www.openculture.com/…uguste_renoir_1915.html)

Sanatçının kadın portrelerinden bazıları ise şöyle;

En été / La bohémienne – 1868


Cezayirli Kadın – 1881


Madame Robert de Bonnieres – 1889


Tilla Durieux (Ottilie Godeffroy) – 1914

kötü huylu tümörlerin ve kanserli hücrelerin dışarıya birtakım organik uçucu kimyasal maddelerin kokusunu verdiği gerçeği ve bu kokunun köpekler tarafından hissedilebilmesi.

köpek burnu, koku molekülü tespit eden tıbbi cihazlardan 10 bin kat hassasmış. köpekler mesane, böbrek, bağırsak kanseri gibi idrar ve dışkı yoluyla koku yayan kanser türlerini gelişmiş koku alma duyuları sayesinde anlayabiliyorlarmış. bunun yanı sıra insanların tenini koklayarak deri ve meme kanserini, nefesleri koklayarak da akciğer kanserini belirleyebiliyorlarmış.

eğer köpeğiniz size her zamankinden tuhaf bir şekilde davranıyorsa, örneğin vücudunuzdaki belli bölgeleri sürekli kokluyor, tırnaklıyor, yalıyor ya da ısırmaya çalışıyorsa dikkat etmekte fayda var.

kaynak
kaynak