Motosiklet Sürerken Olası Bir Düşüşte Güvenliğinizi Artıracak Giysi ve Aksesuarlar
Aşağıda yer alan yazının ana maddeleri
motosiklet ekipmanlarını genel olarak;
- kask
- mont
- pantolon
- bot/ayakkabı
- eldiven
- korumalar (diz, dirsek, omuz, sırt vs) olarak sınıflandırabiliriz.
yukarıda saydığım ekipmanların hepsi için ayrı ayrı test prosedürleri ve kriterleri mevcut. örnek olarak kasklar için snell, dot, ece, sharp gibi testler ve regülasyonlar mevcutken montlar ve pantolonlar için en 13595-1, bot/ayakkabılar için en 13634, eldivenler için en 13594, korumalar için ise en 1621-1/-2/-3 gibi standartlar mevcut. bunlar bir de kendi içlerinde regülasyonun yılına ve sağladığı korumanın seviyesine göre ayrılıyor falan derken olay işin içinden çıkması zor bir hal alıyor. çok kafa karıştırmadan ve detaylarda boğulmadan ilerlemek için kalem kalem gideceğim.
1) kask
kasklara yönelik sharp diye bir testimiz ve ece, dot ve snell diye üç tane standardımız var. dot ile ece standartları amerika ile avrupa birliğinin kendi koyduğu standartlarken snell bağımsız bir kuruluşun standartı. bir kasktan tek bekletiniz polisin ceza yazmasını engellemek ise ece standartına sahip herhangi bir kask alabilirsiniz fakat kasktan beklentiniz hayatınızı korumasıysa bakmanız gereken snell standartına sahip olup olmadığı ve sharp testinden kaç yıldız aldığı.
ee peki hem snell hem sharp yüksek standartlar gerektiriyorsa snell standartına sahip bir kask nasıl sharp testinden 3 yıldız alabiliyor? bu biraz tartışmalı bir konu olsa da işin özü şu; dot ve snell standartları kaskları ciddi bir delinme (penetration) testine tabii tutuyor ve bu testi geçebilmek için de üreticilerin kaskın kabuğunu sertleştirmeleri gerekiyor. sharp ise yapılmış kazalardan topladığı verilere dayanarak gerçek hayatta pek az kaskın delinme riskiyle karşılaştığını ve bu testin gereksiz olduğunu düşünüyor. onlara göre delinme riski yerine kafatasına iletilen kuvvet çok daha önemli. bu sebeple sharp'ın tercih ettiği tip esnek bir kabuğa sahip kasklar snell'den geçmek için sertleştirilmiş bir kabuğa sahip kasklara göre darbeyi daha çok absorbe ederek kafatasına geçmesini engelliyor. aslında ikisi de gerçek kazaları laboratuvar ortamında canlandırmaya çalışan iki kurumun iki farklı yaklaşımından doğan iki farklı sonuç. biri diğerine karşı daha üstün demek çok zor.
peki biz hangisini seçeceğiz dediğinizi duyar gibiyim ama durun daha kasklarla işimiz bitmedi. günümüzde motosiklet kaskı kabukları aşağıdaki 3 maddeden birinden veya çeşitli kombinasyonlarından yapılıyor.
- termoplastik (bundan uzak duruyoruz)
- polikarbonat (bundan da uzak duruyoruz)
- fiberglass ve çeşitli kompozitleri (aradığımız malzeme bu, buna yürüyoruz)
şimdi biliyoruz ki yeni bir kask seçerken snell standartı ve sharp testinden alınmış yüksek yıldızlar aradığımız şeyler bir de üstüne fiberglass kask kabuğu eklendi. peki onlarca marka ve yüzlerce model arasından nasıl seçeceğim? aslında aradığınız kriterlere uygun pek de marka ve model kalmadı diyebilirim. ülkemizde bulabileceğiniz ve bakmanız gereken markalar arai, shoei, bell ve hjc. arai ve shoe'nin neredeyse tüm modelleri snell 2015 standartına sahipler. bell ve hjc ise sadece birkaç modeliyle snell alabilmiş durumda.
yukarıdaki konular haricinde kabuğun içine yerleştirilmiş ve asıl darbe emme görevini yapan eps ve diğer malzemeler ile beraber bunların yerleştirilme şekli ve kullanım şekli de önemli fakat onlara da girersek bu entry bitmez.
bunlar haricinde dikkat edebileceğiniz birkaç detay daha var;
- yapılan araştırmaya göre beyaz renk kask takan motosiklet kullanıcılarının kazaya karışma riski siyah kask takan motosiklet kullanıcılarına göre %24 daha az. evet biliyorum siyah ve koyu renk kasklar çok güzel duruyorlar fakat düz beyaz kask da pekala hoş durabiliyor... %24 için denemeye değer gibi.
- daha önce olsa yazının en başından kaskımızı full face olarak seçiyoruz burası tartışmaya kapalı derdim fakat anladım ki insan kendi canına önem vermedikten sonra başkası ne dese boş o yüzden modüler kask veya cruiser'cıların favorisi nazi kasklarına yönelmeden önce şunu bir inceleyin isterseniz:
toplam %35, yani neredeyse tüm kazaların üçte birinde darbe kaskın çene bölgesinde yoğunlaşmış. hani şu açılır kask, yarım kask ve tas gibi modellerde olmayan kısım. yine de seçim sizin.
- alacağınız kask pinlock sistemine ve vizörüne sahipse bu güzel bir artı ama hiç yoksa pinlock uyumlu olsun. kışın vizör buğulanmasının en iyi çaresi bu sistem.
snell testlerinden geçen ve standart markasını alabilmiş kasklar için
sharp testinden geçen kasklar için
buradan diğer ekipmanlara geçmeden önce "en", "ce" ve "ppe" hakkında biraz açıklama yapmam lazım.
* nedir bu "ppe"?
şantiyede, sahada, gemide vs çalışanlar bilirler, personal protective equipment yani kişisel koruyucu ekipmanın kısaltılmışıdır. örneğin tabanca ile boya yapan biri için ppe yüz maskesi, kimyasal tulum ve eldivenken bir motorcu için kask, mont ve devamıdır.
* "en" ve "ce" ne peki?
"en", "european norm"un kısaltması "ce" ise fransızca "conformité européene" kelimelerinden geliyor. "en"yi bir standart sistemi olarak düşünebilirsiniz "en" çatısı altında avrupa birliği eldivenlerden çimentoya kadar tüm avrupa birliğinde geçecek standartlar getirmiş. "ce" ise bu standartlara sahip olan ürünleri markalamak için kullanılıyor. mesela şurada pren 17092-3:2017 standardına göre testten aa seviyesinde geçmiş bir motosiklet kotunun "ce" etiketini görebilirsiniz. ben bu "ce" etiketlerini nasıl okuyacağım derseniz şurada ingilizce kaynak var.
* iyi güzel ama ne işime yaracak bunlar?
şimdi olayın asıl bizi ilgilendiren kısmına geliyoruz. ab'de 1989 yılından beri yürürlükte olan ve çeşitli ekler ile süregelen bir ppe regülasyonu vardı, "ppe directive 89/686/eec". bu regülasyona göre herhangi bir ppe'nin "en" standartlarında olması ve "ce" etiketi taşıması gerekiyordu fakat bu regülasyona göre her motosiklet ceketi veya ekipmanı "ppe" olmak zorunda değildi. bazı üreticiler montlarının veya diğer ürünlerinin üstüne özellikle bu koruyucu bir ekipman değildir diyerek ürünü "ppe" sınıfına girmekten ve bir dünya para harcayarak test yaptırıp "ce" etiketi almaktan kurtuluyordu.
21 nisan 2018 itibariyle ise "ppe regulation 2016/425" yürürlüğe girerek halefi olan "ppe directive 89/686/eec" regülasyonunu tarihin tozlu raflarına kaldırdı. peki ne işimize yaradı bu yeni "ppe" regülasyonu? artık avrupa birliğinde satılacak olan tüm motosiklet ekipmanları üreticinin ne söylediğinden bağımsız olarak "ppe" sayılacak. "ppe" sayıldığı için de dahil olduğu ürün grubunun "en" standardına uymak zorunda olacak ve bu da yetkili kurumlar tarafından test edildikten sonra üretici tarafından "ce" etiketiyle belirtilecek. herhalde şimdi tüm bu "ppe", "en" ve "ce" kavramları oturmuştur.
2) mont, pantolon ve tulum
dikkat +18: eğer şu linkteki özellikle de şu fotoğraftaki gibi yaralara sahip olmak istemiyorsak giymemiz gereken koruyucu ekipmanların başında geliyor mont ve pantolon.
eski en (european norm) 13595 ve yeni pren (provisional european norm) 17092 standartları ile şimdilik aynı anda regüle edilmekteler. ilerleyen zamanlarda pren 17092 son halini aldıkça 13595 yürürlükten kalkarak yerini selefine bırakacak. peki ne farkı var bu standartların?
en 13595 2002 yılında profesyonel motorcular için mont, pantolon ve tulum standardı olarak ortaya çıkmış. o zamandan beri de ne ppe giyilmesi zorunlu meslekler haricinde ne isteyeni çıkmış ne de üreticiler tüm ürünleri bu standartta üretmeye çalışmış. neden diye soracak olursanız sebebi bu standartın ulaşılması zor kriterleri olması ve özellikle tekstil pantolon ve montların bu etiketi almasının imkansıza yakın olması. bu sebeple üreticiler bundan uzun süre kaçtılar ve bu standartta tek tük ürün çıkarttılar onlar da ya motosikletli polisler ya da yarışcılar içindi. birkaç istinası sayılabilir gerçi mesela clover markasının tekno montu en 13595 testlerini geçmekle kalmamış bir de hepsini 2. seviye yani en üst seviyeden geçmiş fakat artık üretilmiyor. bu standarda uygun ekipmanların sorunu onları bu kriterlere uyduracak şekilde üretildiklerinde gerek kullanılan malzemeden gerek de üretim tekniklerinden dolayı pek de hava almayan ve ağır ekipmanlar haline gelmeleri tabii bir de pahalı olmaları örneğin clover tekno wp piyasada olduğu dönemde yaklaşık 699 dolar fiyatla satılıyordu.
pren 17092 ile beraber avrupa birliği motosiklet ekipmanlarının her birinin testten geçirmeyi ve son kullanıcının yani bizim aldığımız ürün hakkında somut bir fikre sahip olmamızı hedefliyor. bunun için de ürünlere başarılı oldukları kriterlere göre çeşitli seviyeler verecekler fakat önce yeni standartın eskisinden farkına bakalım.
avrupa birliği nedense kamunun yararı için çıkarttığı standartları kamuya bedavaya sunmuyor. sadece pren 17092'nin herhangi bir bölümünü almak 130 euro civarında o yüzden tam, detaylı bir kıyas yapamayacağım fakat elimden geldiğince karşılaştıracağım.
en 13595 standartına göre montlar, pantolonlar ve tulumlar 4 bölgeye ayrılıyordu yeni standartımızda ise bunu 3 bölgeye indirmişler:
ayrıca ce etiketine sahip olabilmek için alınması gereken sonuçları hafifletmişler. örneğin; eski standarta göre bir deri tulum/mont/pantolon en az 100 newton, tekstil tulum/mont/pantolonun ise en az 70 newton yırtılma dayanımına sahip olması gerekirken yeni standarta göre aaa yani en üst seviye ekipmanın sahip olması gereken yırtılma dayanımı 50 newton.
diğer testler yani dikiş dayanımı ve sürtünme direnci tam olarak karşılaştırılamıyor ;çünkü bu testleri yapan makine ve test prosedürleri değişti. eski standartın sürtünme direnci testlerini "cambridge abrasion machine" yaparken yenisinikini "darmstadt machine" yapıyor. özetle diyebiliriz ki ulaşılması ve aşılması gereken kriterler artık daha düşük seviyeli.
yeni standarta göre artık ürünler "aaa-aa-a-b-c" olarak gruplara ayrılacak. aaa, aa ve a sırasıyla en dayanıklıdan en dayanıksıza doğru gidiyor. aaa ve aa sınıfı ekipmanlarda en 1621 standartına göre üretilmiş dirsek, omuz, diz ve kalça koruması olması zorunlu. a sınıfı ekipmanlarda ise kalça koruması opsiyonel. b sınıfı ekipmanlar ise a sınıfı ile aynı özelliklere sahip fakat korumaları olmayan ekipmanlar. c sınıfı ekipmanlar ise genellikle off road kullanımına yönelik üretilen vücut zırhlarını kapsıyor.
üreticilerin şuanki açıklamalarına bakacak olursak aaa seviyesi şimdilik sadece deri ürünlere has olacak ;çünkü o standartı sağlayabilecek tekstil ekipman üretmek hem zor hem de pahalı. tekstil ekipmanlar en iyi aa seviyesine sahip olabilecekler. her ne kadar yeni ppe kanunu geçen sene nisan ayında yürürlüğe girmiş olsa da ülkemizde pren 17092 standartına sahip ve ce etiketli ürünler herhalde stoklar bittikçe yenilenen stoklarla beraber giriş yapar. ben daha raflarda görmedim fakat istanbul/hasanpaşa'daki motosiklet mağazaları gibi kalabalık yerlerde şimdiden gelmiş olabilirler bilmiyorum.
* peki alırken nelere dikkat etmeliyiz?
- her şeyden önce motorumuza ve kullanım tarzımıza göre bir ürün bakıyoruz. isteklerinizi karşılamayan veya rahat edemediğiniz bir mont, giymek istemeyeceğiniz monttur. en iyi ihtimalle sokağa atılmış para en kötü ihtimalle ise yukarıdaki fotoğraflarda gördüğünüz duruma giden yolu açar, montsuz motosiklet kullanmak.
- naked, enduro, scooter, sport touring tarzı motosiklet binenler genelde touring tipi uzun montlar ile daha rahat ederler. hem racing tipi montlara göre daha fazla alanı kapladığından dış etkenlere karşı daha korunur olursunuz hem de racing tipi montların aksine sizi minicik bir kalıba sokmaya çalışmazlar, rahat edersiniz. diğer yandan racing motosiklet kullanıyorsanız enduro tarzı bir mont virajlarda poponuzun altına kaçıp sizi rahatsız edebilir.
- bütçeniz kısıtlıysa 4 veya 3 mevsim montlar idealdir fakat diğer tüm "her yola gelirim" ürünlerinde olduğu gibi bunlar da ne yazın ne kışın sizi tam mutlu etmezler. yazın biraz terlemeyi kışın ise biraz üşümeyi veya içinize kalın giyinmeyi göze almanız gerekiyor. marmara, ege ve akdeniz gibi dört mevsimin de yaşandığı bölgelerimizde mümkünse bir yazlık bir kışlık mont almakta fayda var.
- eğer alacağımız üründe yeni standartın ce etiketi var ise aa ve aaa seviyesindeki ürünler asıl hedefimiz.
- eğer ce etiketi yoksa yani eski tip ürünler alıyorsak tekstil ekipmanlar için mümkün mertebe bilindik markaların (dainese, rev'it, spidi, clover, alpinestars) yüksek denye kumaşlara sahip modellere veya deri alıyorsak top grain veya full grain deriden imal edilmiş ve muadillerine göre daha kalın bir deriye sahip modellere yürüyoruz.
not: yukarıdaki çok genel olan bu tanımla yola çıkarsanız ciddi vakit harcamanız gerekecektir. revzilla.com sitesi bu konuda imdadımıza yetişiyor. oldukça aktif bir kullanıcı kitlesine sahip ve bu kullanıcılar bazı yerli sitelerde gördüğümüz üzere ürünlere sadece hızlı kargo veya teşekkürler diye yorum bırakmak yerine detaylı incelemesini yapıyor. o ekipmanla beraber düştüyse nasıl bir kaza geçirdiğini ve sonucunda ne olduğunu yazan pek çok kullanıcı var. kullanıcı yorumlarına göre de hareket edebilirsiniz, kafanızda bir fikir oluşmasını sağlayacaklardır.
- alacağınız mont/tulum/pantolon tekstil de olsa deri de olsa içindeki korumalar çok önemli. bu konuda rev'it orta segmentten itibaren ürünlerine level 2 korumalar koymasıyla ve kaliteli ekipmanlarıyla ön plana çıkıyor. bu koruma mevzusuna yazının ilerleyen kısımlarında tekrar bahsedeceğim.
- bir de bahsetmeden geçemeyeceğim. lütfen ama lütfen beyaz mont/pantolon/tulum almayın. evet çok güzel duruyor, diğer renklere göre harika gözüküyor fakat düzenli bakım yapmazsanız hatta yapsanız bile zamanla biriken kir o güzelim kar beyaz rengi önce kırık beyaza, sonra haftalardır bahçede duran köpeklerin bile ilgilenmediği kemik sarısına dönüyor. sırf beyaz da değil açık renklerin tamamı zamanla aynı kaderi paylaşıyor. eğer görünümü dert ediyorsanız koyu renkli fakat hi-viz detaylı (fosforlu renkler) ekipmanları tercih edebilirsiniz veya koyu renk olmasına rağmen sağında solunda bol bol reflektif şerit olan ekipmanlara da bakabilirsiniz.
3) botlar ve ayakkabılar
evet geldik ekipmanlarımız içinde en rahat satın alınabilen, minimum araştırma gereken parçaya. botlar ve ayakkabılar en 13634 standartına uyarlarsa eğer ce etiketi alabiliyorlar. kaliteli ve bilindik pek çok üretici tüm ürünleri için ce etiketi almış durumda dolayısıyla mont/pantolon kısmındaki gibi hangisinde etiket var hangisinde yok diye araştırmamıza gerek yok.
botlar kendi içlerinde touring, off road, adventure, racing ve casual olmak üzere beşe ayrılıyor. touring botlar genelde deriden yapılmış, topuk/ön/bilek bölgelerinde korumaları olan, vites padine sahip sade botlardır.
adventure botlar touringlerin sert korumalarla biraz daha kuvvetlendirilmiş, dağda bayırda gezerken bacaklarınızı daha fazla korumak için biraz daha yükseltilmiş, genellikle klipsler ile bağlanan ve suya/çamura dayanıklı kardeşleridir.
off road botları ise artık asfalt kullanımından tamamen kopmuş tamamen off road kullanımı için güçlendirilmiş tank gibi botlardır. bunların tanesi yarım ton çeker, giydiğiniz zaman yürümeniz bile değişir çünkü eğilip bükülmeye pek müsait değildir.
racing botlar touring kardeşlerine göre daha dayanıklı, sağında solunda daha çok koruması ve muhtelif yerlerinde sliderları olan pist spesifik veya racing motosiklerle kullanım için tasarlanmış botlardır.
casual botlar ise touringlerle beraber şehir içinde en rahat kullanabileceğiniz, genelde sivil görünümleri ile kot pantolonun altında sırıtmayan, piyasada renk renk, model model bulabileceğiniz botlardır.
şehir içinde bu çirkin botlarla gezemem ben hem işe, arkadaş buluşmalarına vs giderken sırıtır derseniz imdadınıza motosiklet ayakkabıları yetişiyor. ayakkabılar botlara göre genel olarak daha az koruma sunmalarına rağmen hem casual görünümleri hem de rahat olmalarıyla şehir içinde pek çok motorcunun tercih ettiği tiptir.
bunun da ideali bir bot bir ayakkabı olarak iki tane almaktır fakat sınırlı bütçem var derseniz giriş seviyesi bir touring botu işinizi görecektir.
* peki alırken nelere dikkat edeceğiz?
- aynı mont/pantolon/tulumda olduğu gibi ayakkabı ve botlarda da ilk aradığımız şey full grain leather ibaresi.
- topuk, bilek, kaval kemiği ve burun korumaları olmazsa olmazlardan.
- ce etiketine sahip olması gerektiğini artık söylemiyorum bile, o bir zorunluluğumuz. şuradan botların ce etiketlerinin detaylarına bakabilirsiniz.
- yine mont kısmında olduğu gibi burada da giyeceğimiz, bize uygun olan bir modeli almalıyız. sırf tipi hoşunuza gitti diye racing tipi bir bot alıp sonra hiçbir kıyafetinize uyduramayıp, şehir içinde abartı olduğunu düşünüp giymezseniz bot almış olmanızın bir önemi kalmaz. genellikle şehir içinde kullanıyorum derseniz tcx, stylmartin ve dainese gibi kaliteli markların ayakkabıları işinizi görecektir. ara sıra şehir dışına da çıkıyorum, yağmur, kar, kış bana fark etmiyor diyorsanız o zaman da touring botları öneririm. vaktiyle şuraya genel olarak tcx ve x-five evo gtx modeli hakkında bir şey yazmıştım eğer merak eden olursa.
5) eldiven
bir diğer olmazsa olmaz ekipmanımız eldivenler. düşerken refleks olarak ileri doğru uzatıp kendinizi korumaya çalıştığınız, muhtemelen yerle ilk teması yapacak ve kuvvetin çoğunu absorbe edecek olan ellerinizi asfaltta sürtünürken veya kırıklarla hayal edemiyorsunuz di mi? ben de edemiyorum o yüzden eldiven de diğer ekipmanlar gibi önemli. eldivenlere yönelik standardımız en 13594. ilk olarak 2002 yılında aynı mont/pantolon/tulum standartı gibi profesyonel sürücüler için çıkmış sonrasında 2015'de bir revizyondan geçerek bugünkü halini almış. revizyon kısaca bu standartı profesyonel motosikletli ekipmanı standartından motosikletli ekipmanı standartına çevirmiş ve daha önceden olmayan seviye 2 için kriterler getirmiş.
üreticiler seviye 1 için bile zahmet edip ce etiketi almıyorlar o yüzden seviye 2 eldiven piyasada yok denecek kadar az hatta benim bildiğim yok. iyi markaların (dainese, rev'it, alpinestars) touring ve racing eldivenlerinin bazılarında ce etiketine rastlamanız mümkün. eğer öyle teker teker aramaya üşenirseniz furgyan gibi fransız markalarına bakabilirsiniz. fransa 2016 yılından beri ülke sınırları içersinde motosiklet kullananların ece standartına sahip kask ile beraber ce etiketine sahip eldiven kullanmasını zorunlu kılıyor. bu sebeple fransız üreticilerin her keseye hitap edebilecek ce etiketli eldivenleri mevcut.
* peki ce etiketi olsada olmasada alırken dikkat edeceklerimiz neler?
- öncelikle eldivenimizin avuç içinde bileğe yakın kısımda sert plastikten kaydırıcı (slider) korumalar istiyoruz.
bunun neden bir ihtiyaç olduğunu knox çok güzel anlatmış. s.p.s yani scaphoid protection system knox'un patentli bir sistemi fakat diğer üreticiler de bazen eldivenlerine böyle bir sistem koyabiliyorlar. bu kaydırıcı parçaların faydasını şu videoda görebilirsiniz:
- eldivenimizin üst tarafında, parmak eklemlerinin başladığı yerde sağlam, sert bir materyalden yapılma koruma istiyoruz. bunların şekilleri değişiklik gösterebilir, sağlam olduğu sürece sorun yok.
- eğer eldivenimiz deri olacaksa diğer tüm deri ekipmanlarda olduğu gibi "full grain leather" ibaresini arıyoruz fakat bazen eldivenler daha hafif olsun, daha hisli olsun, yaza daha uygun olsun diye keçi, kanguru vb hayvanların derilerinden de yapılabiliyor. özellikle yarış eldivenleri daha ince olmasına karşın kendisinden daha kalın dana derilerine göre daha dayanıklı olan kanguru derisini eldivenin avuç içi kısmında bolca kullanıyor çünkü ince kanguru derisi size elinizin altında olup bitenleri daha çok hissettiriyor.
- bazen kağıt üstünde şahane olan eldivenler gerçek hayatta o kadar başarılı olmayabiliyor. birkaç kullanım sonrası dağılan, dikişleri patlayan eldivenler olabiliyor. daha önceden de dediğim gibi revzilla bu konuda harika bir kullanıcı kitlesine sahip. başlarına ne geldiyse direkt yazıyor insanlar, site yönetimi de bu olumsuz yorumları kaldırmak gibi bir hıyarlık yapmıyor. beğendiğiniz, olmazsa olmazlarınızı karşılayan 3-5 eldiven bulduktan sonra aralarındaki yapacağınız seçimi o yorumlara göre yapabilirsiniz.
6) korumalar
korumalar kendi aralarında üçe ayrılıyor; eklem korumaları (diz, dirsek, omuz ve kalça), sırt korumaları ve göğüs korumaları. sırasıyla da en 1621-1, en 1621-2 ve en 1621-3 standartları ile kontrol ediliyorlar.
bunların test prosedürleri oldukça basit. test edilecek koruma altında kuvvet ölçere sahip bir örsün üzerine koyuluyor sonra da düz metal bir ağırlık 50 joule kuvvet ile bunun üstüne düşüyor. bu test birkaç defa tekrarlanıyor ve ölçümler not ediliyor. bu standart test ile beraber tüm korumalar bir de ıslak durum testinden geçmek zorunda. 40 derecenin üstündeki ve -10 derecenin altındaki sıcaklıklarda çalışacağını garanti eden testler ise opsiyonel.
standartlara ait seviye bilgileri:
- en 1621-1 eklem korumaları seviye 1 için hiçbir testin sonucunun 50 kn üstüne çıkmaması ve ortalamanın da 35 kn altında kalması lazım. seviye 2 içinse bu değerler 30 kn ve 20 kn.
- en 1621-2 sırt korumaları seviye 1 için hiçbir testin sonucunun 24 kn üstüne çıkmaması ve ortalamanın da 18 kn altında kalması lazım. seviye 2 içinse bu değerler 12 kn ve 9 kn.
- en 1621-3 göğüs korumaları seviye 1 için hiçbir testin sonucunun 24 kn üstüne çıkmaması ve ortalamanın da 18 kn altında kalması lazım. seviye 2 içinse diğer testlerden farklı olarak düz çelik bir ağırlık değil bir küre kullanılıyor. bu testten geçebilmesi için ortalamanın 15 kn altında kalması ve hiçbir darbenin 20 kn üstüne çıkmaması lazım.
diğer ekipmanlarda test prosedürlerini pek detaylandırmadım ancak burada rakamlara biraz dikkat çekmek istiyorum. kağıt üstünde 9 kn, 20 kn, 15 kn veya 18 kn çok anlamsız rakam ve değerler bizim için.
biraz daha anlaşılır kılmak için:
- ortalama bir boksörün yumruğu 5 kn
- dövüş sanatları ile uğraşan insanların tekmeleri ortalama 9 kn
- 3.3 kn gibi bir kuvvet ortalama bir insanın kaburgasını çatlatabiliyor tabii yaşı, cinsiyeti, yağ kütlesi, kas kütlesi, kuvvetin açısı gibi faktörler de var.
- 4 knlik bir kuvvet femurunuzu çatlatabiliyor.
sırt ve göğüs korumaları çeşitli şekil ve ebatlarda bulunabiliyor. seçim yapmanız için bol bol seçenek var.
montunuzun sırt koruması gözüne göre üretilmiş olanlar,
monttan ayrı olarak sırtınıza takabildikleriniz,
yine monttan ayrı kullanılan hem sırt hem göğüs korumaları,
monttan ayrı kullanılan sadece göğüs korumaları,
ve son olarak montunuzun göğüs koruma ceplerine (varsa) koyulabilen göğüs korumaları:
montunuzun koruma ceplerine koyulabilen korumalar en ucuz fakat kapladığı alan olarak en az koruyucu olanları. haricen takılan korumalar ise genelde hitap ettikleri bölgenin tamamını kaplıyor ve koruyorlar. örneğin montların koruma cebine takılan sırt korumaları sırtınızın alt kısmını ve kuyruk sokumunuzu korumazken haricen giyilenler korur. eğer imkanınız var haricen giyilen korumalar en iyisidir fakat motordan indiğiniz zaman saklamak, koyacak yer bulmak sıkıntı olur bu sebeple hiç yoktan bir tane mont içi koruma şart.
* alırken nelere dikkat etmeliyiz?
- mümkün mertebe seviye 2 korumaları seçmeye çalışıyoruz.
- artık piyasada başka türlüsü pek kalmadı fakat aldığınız korumaların tekrar kullanılabilir olmasına dikkat edin. bazı korumalar kaza sonrası veya düşme/çarpma sonra tekrar kullanılmayabiliyor.
- eğer haricen giyilen bir koruma alacaksanız bedeniniz önemli. fazla uzun olursa rahatsız eder ve kayma yapar, kısa olursa da koruması gereken yerleri koruyamaz.
- yazlık tip, hava geçirgenliği çok olan ürünlere öncelik vermenizi tavsiye ederim. çok çok sert kışı olan bir yerde yaşamıyorsanız hava geçirgenliği çok olan sırt veya göğüs korumalar bile kışın sizi ekstra sıcak tutacaklardır. yazın neler olacağını söylemiyorum bile. yazın püfür püfür gezmek motosiklet ile imkansız, olabildiğince serin olabilir evet ama püfür püfür asla. insana bazen teni bile fazla gelirken biz mont giyip bir de içine sırt koruma takıyoruz. yazlık ekipman ile bile püfür püfür bir hayat düşünmeyin.
özetle ekipman alırken
- mont/pantolon/tulum ise pren 17092 standardına uygun en az aa mümkünse aaa seviyesi ürünler arıyoruz. en 13595 bulabilirsek ne ala.
- herhangi bir deri ekipman alırken "full grain leather" ve "top grain leather" bizim için önemli ibareler.
- kask alırken kompozit bir kabuğa sahip olması ve snell testinden geçmiş ve sharp testinden yüksek yıldız almış olmasını istiyoruz.
- bot/ayakkabı alırken topuk, bilek, burun ve kaval kemiği koruması ve en 13634 etiketi istiyoruz.
- eldiven alırken en 13594 etiketi, avuç içinde kaydırıcı parçalar ve elin üst kısmında eklem bölgesi koruyucu sert bir parça istiyoruz.
- koruma alırken en 1621-1/2/3 etiketlerinin mümkünse seviye 2 olanlarını ve tekrar kullanılabilir olanlarını istiyoruz.
örnek verebileceğin ürünler var mı?
tabii var, buyrun:
kask: kullandığınız motosiklete ve kafa yapınıza göre çok değişiklik gösterir fakat genel kullanım için uygun fiyatlı, daha üst segment, başka bir üst segment.
mont/pantolon/tulum: oldukça fazla seçenek var o yüzden buraya birkaç tane link koyup limitlemek istemiyorum fakat fikir vermesi açısından dört mevsim kullancıları için iki adet mont linki koyacağım. rev'it tornado 2 mont ve dainese hawker mont gayet iyi iki seçenek. yağmurlu ve soğuk havalar için hawker modeli, sıcak havalar için tornado modeli öne çıkıyor. bu montlara uyum sağlayabilecek dört mevsim pantolon da rev'it tornado 2
bot: touring sınıfında, şehir içi ve dışı rahat rahat kullanmalık önerim tcx x-five evo gtx.
ayakkabı: yine tcx markasının mood serisi hem rahat hem şık hem de su geçirmez.
eldiven: eldivenler de aynı montlar gibi çok çeşitli fakat birkaç örnek vereceğim. yazlık, kışlık, tam koruma.
sırt ve göğüs korumaları: bunların mont içi kullanıma yönelik modellerini seçecekseniz eğer mont üreticiniz kaliteli bir markaysa zaten kendi bünyesinde seviye 2 sırt korumaları üretip satıyordur, onlardan alabilirsiniz. yok ben harici takacağım derseniz sırt koruma, hem sırt hem göğüs koruması, sadece göğüs koruması.
eklem korumları: bunlar için link vermeye gerek yok. ekipmanınıza uygun seviye 2 herhangi bir eklem koruması takabilirsiniz.
yukarıdaki ürünlerin hepsi ülkemizde satışı olan ürünler fakat satışı biterse linkler ölmesin diye satış yapan sitelerden link almadım.
evet sonunda bitti :) bu sadece basit bir girişti, inanın daha her bir alt ekşi sözlük başlığı altında pek çok detay daha var fakat bu bilgiler güzel bir temel olacaktır. bunun üstüne kendi araştırmalarınızla rahat rahat çıkabilirsiniz.