Moskova'ya Gidip Olumsuzluklar Karşısında Hayrete Düşen Gezginin Negatif İzlenimleri
moskova... "internet olmadan önce ne yapıyorduk, navigasyon yokken yolumuzu nasıl buluyorduk, diller oluşmadan önce insanlar nasıl anlaşıyordu?" sorularına cevap arayanların deneyimleyebileceği şehir.
biraz mübalağalı ve tarizkar bir giriş yaptım ama yaşadığım imtihanlardan sonra bu kadarına hakkım vardır diye düşünüyorum. rusya gezisi için ülkeye moskova'dan giriş yaptık. tabii ilk iş havalimanından internet paketi olan sim kart satın almaktı. partnerimin telefonu için bir tane sim kart aldık önceki gezilerde olduğu gibi. telefonu daha etkili kullandığı ve yer yön bulma konusunda iyi olduğu için böyle yapıyoruz, ben de kişisel erişim noktası ile ondan bağlanıyorum normalde internete.
ilk şok: aldığımız operatör hücresel veriyi başkasıyla paylaştırmıyor. bayağı kurcaladık ama yok, operatör buna resmen izin vermiyor. havalimanından uzaklaştığımız için dönüp adama da soramıyoruz, sorsak da bir şeyin değişeceğini zannetmiyorum. airalo çalışmıyor, vpn bağlanmıyor... sinirlensem de neyse artık ben dışarda internet kullanmam, mekanlarda ve otelde bağlanmakla yetinirim diyerek devam ediyorum.
ikinci şok: otelde de internete bağlanamıyorum. otelin wifi ağına girince form doldurma sayfası açılıyor, bilgileri giriyorsun ama hep hata veriyor. formda çıkan rus numarasını arayınca bağlanıyor diyen de oldu, e rus simi bende yok arama yapamıyorum. resmen bağlanamadım otelden internete... valla tozdan geçilmeyen, battaniyesinden kıl çıkan otellerde bile kalmışlığım var böylesini hiç yaşamadım, bundan sonra da yaşayacağımı zannetmiyorum. üç farklı otel görevlisine farklı zamanlarda konuyu açtım, hiçbir sonuç çıkmadı. dil bilen yok ki! lan ben bakkaldan ingilizce konuşmasını zaten beklemiyorum da gayet büyük ve yoğun bir otelde çalışıyorsan iki kelime ingilizce konuş yani. yok. (bir de ruslarda gördüğüm bir saçmalık için parantez açmak istedim. diillerini bilmediğini belli ettiğin halde rusça yardırmaya devam ediyorlar ve hala anlamanı bekliyorlar. ne bileyim türkiye'de esnaf bu aptallığı yapmıyor sanki, ya el kol yapıyor ya kırıntı seviyesinde de olsa iki ingilizce kelime kullanmaya çabalıyor falan. bunlar hem dil bilmiyor hem bilmediğini de bilmiyor rusça devam ediyor. şu dil konusunda küçüklüğümüzden beri bizi bu kadar zorbalayan herkese bela okumak istiyorum. dünyayı da dolaşıyoruz doğru dürüst dil bilen kimse çıkmıyor karşımıza. yıllardır tüm dünya bu sorunu çözmüş de bir tek türkler gerizekalı olduğundan öğrenememiş gibi üzerimize gelip durdu bu kompleksli hain embesil tayfa. bu özgüvensiz sülüklerin hayattaki tek motivasyonu moral bozup heves kaçırmaktır zaten. neyse ki kendilerini siktir edeli bayağı oluyor, boklarında boğulsunlar.) gerçi otelde kalanlar da neredeyse hep yerli turistti. yabancılar gelmese bile rusya'da iç turizm bayağı dinamik onu anladım. neyse sonuç olarak otelin internetine bağlanamadım. aynı saçmalık kafelerde restoranlarda da devam etti. kafe interneti bile olsa sanki toplu alanda paylaşılan internet gibi form çıkıyor rus simi gerekiyor falan filan. saçmalığın daniskası. insan gibi şifreyi girip wifi ağına bağlanma olayını resmen yaşayamadım şu kızıl moskova'da.
hoş internete bağlansam ne olacak ki? batı menşeili neredeyse tüm siteler uygulamalar yasak. ekşi sözlük'e bile erişimi kısıtlamışlar. lan ekşi'yi nereden duydunuz da sınırladınız? kim rusya'yı bu kadar kızdıracak bir şey yazdı doğru söylesin :) google maps çalışmıyor, yazılan adresin sadece haritadaki yerini gösteriyor ama yol tarifi yok. yandex maps ise yol tarifi veriyor ama sizin konumunuzu doğru göstermiyor sürekli sapıtıyor. en son eski usül harita okumaya çalışarak, duraklarda "şu an buradasınız" yazan billboard krokilerini inceleyerek hedeflere varmaya çalıştık. valla gerek yoktu ya bu nostaljiye...
ikinci şoktan önce aslında bir şok daha var gene bugüne kadar yaşamadığım bundan sonra da yaşayacağımı zannetmediğim...
otele giriş yapabilmek için lobide 2 saate yakın sıra bekledik. 3 yıldızlı bayağı büyük bir oteldi ve fiyatı uygundu. doğal olarak bir yoğunluk vardı ancak hiçbir şey 2 saat beklemeyi açıklayamaz. 2-3 görevli koymuşlar kayıt alan, onun dışında boşta bekleyen en az 4-5 görevli daha var ama onlar zerre bir şey yapmayıp duruyorlar öyle. hani yoğunluk oluştu bir el atayım yok. çalışan görevliler de tek tek bir ton bilgi giriyor bilgisayara. en son birkaç parça a4 kağıdına imza attırıyor falan filan... devlet dairesine düştük sanki. şurada otele girmek için harcadığımız zamanla türkiye'de yeni otel dikmek için sıfırdan ruhsat alırdık vallahi billahi. beni asıl sinirlendiren ise sırada bekleyen hiçbir insanda en ufak sıkılma, yorulma belirtisi görememek oldu. belli ki öyle bir normalleşmiş ki bu mevzu, zerre söylenmeden duruyorlar öyle. onlar için yabancı bir dilde de olsa biz bayağı söylendik oflayıp pofladık, rahatsızlığımızı belli ettik . inşallah etrafımıza da rahatsızlık verip bunun normal bir şey olmadığını hissettirmişizdir.
yordu kısaca bizi moskova. şehrin diğer özelliklerine de değinmek isterdim ama bu kadar serzenişten sonra hevesim kalmadı işin doğrusu. aşağıdaki kısımda o kısımları dilerseniz bulabilirsiniz. bu başlıkta sadece şikayet yazısı kalsın belki milyonda bir ihtimal bir yetkili buraları okur da utanır asdfgh.
rusya: moskova ve saint petersburg şehirleri sanki farklı zamanda farklı devletlere aitmiş gibi hissettiren ülke
moskova ile alakalı yukarıdaki yazımda gerekli serzenişlerde bulundum. saint petersburg ise moskova'nın birçok açıdan tam zıttı olan bir yer. oradaki sorunların hiçbirini burada yaşamadım. en önemlisi navigasyon düzgün çalışıyordu burada. zaten tam bir turizm kenti olduğu için dil konusunda da internet konusunda da bir sorun yaşamıyorsunuz. (ekşi sözlüğe moskova'dan girilemiyorken st petersburg'dan giriliyor mesela, komik değil mi?) etkileyici bir şehir. şehrin, avrupa kentlerine benzer bir şehir inşa etmek isteyen deli petro tarafından kurulduğunu anladım da rus imparatorluğu nasıl bu imarı yapacak kadar zengindi onu anlamadım. aman aman bir sömürge faaliyetleri de yok diye biliyorduk oysa. rusya'nın politik ekonomi tarihini araştırmaya itti beni bu şehir o kadar söyleyeyim. her adımda ayrı tarihi ve estetik bir bina görüyorsunuz. sovyet etkisi burada hiç yok neredeyse. imparatorluk esintileriyle dolu sadece. belli ki bolşevikler devrimi yapıp başkenti moskova'ya taşıyıp bu şehre yüz çevirmişler. atatürk'ün cumhuriyet sonrası istanbul'a küsmesi ile benzer bir durum söz konusu diyebiliriz. zaten amiyane bir benzetmeyle st petersburg=istanbul, moskova=ankara demek isabetli duruyor hemen her açıdan.
moskova'nın ise en dikkat çeken noktası metroları tabii ki. zaten müze gibi statik mekanlar yerine aktif kullanılan yerlerin tarihi ve estetik olması beni çok daha fazla etkiliyor. bu açıdan da moskova metrolarına bayıldım. sovyet etkisini her noktada görebiliyorsunuz bu şehirde. orak&çekiç kamu binaları dahil olmak üzere birçok binada ve hatta bazı üniformalarda halen kullanılıyor. ruslar imparatorluk dönemine de komünist döneme de redd-i miras yapmamış, bu aşikar. iyisiyle kötüsüyle hepsi bizim anlayışı hakim. öte yandan stalin'e redd-i miras yapmış olabilirler bak, lenin ile ilgili birçok heykel gördüğüm halde stalin'e ait bir resim bile hiçbir yerde görmedim. memnuniyet duydum tabii bu durumdan.
özetleyecek olursam
st petersburg'da imparatorluk, moskova'da ise sovyet dönemi hala devam ediyor gibiydi. moskova binalarıyla atmosferiyle etkileyici olsa da genel olarak kasvetliydi yav. hep bir gerginlik hissettiğimi hatırlıyorum şimdi düşününce. yaşadığım aksiliklerin de payı vardır bunda ama şehir insanı adeta baskılıyor gibiydi. sovyet ruhunu halen ensenizde hissediyorsunuz asdfg. bununla beraber daha kozmopolit bir yapısı var doğal olarak ve türki kardeşler sağolsun restoranlarında ziyafet çekebiliyorsunuz bu kozmopolitlik sayesinde. yine de yataklı vagona bilet almayı başardığımızda (sıfır dil ile çırpınarak) gerçekten ferahladığımı hatırlıyorum. saint petersburg'a vardığımızda hava zaten çok değişmişti bizim için. ben imparatorluk yanlısıyım arkadaş, sovyet de cumhuriyet de açmıyor beni. bunu bir kere daha anladım bu gezide :)