Modern İnsanın Gizli Mutsuzluk Sebeplerinden Biri: Görsel Yorgunluk

görsel yorgunluk...
(bkz: dune)'da rastladığım bu ifade, modern çağın mutsuzluk nedeni olmaya ziyadesiyle uygun görünüyor.
her yerden ve her anda, neredeyse aralıksız biçimde mâruz kaldığımız yahut tercihen yöneldiğimiz görüntülerin, her şeyden haberdar olup hiçbirine doğru düzgün vâkıf olamamanın üzerimize serptiği ölü toprağı günden güne ağırlaşmakta.
görsel; “görmeyle ilgili, görmeye dayanan” demek. onun ileri aşamalarından biri olarak sayabileceğimiz görgü'nün sözlük anlamlarından biri ise “bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim, tecrübe”dir.
öyle bir zamanında yaşıyoruz ki dünyanın, yaşayarak ve deneyerek tecrübe etme fırsatı bulamadan her şey önümüze düşüveriyor. bu düşenleri öğreniverdik, anlayıverdik zannıyla seyredip geçiyoruz çoğu zaman. geriye, içeriği müphem, kalıntısı enkaz etkisinde bir yığın, görsel, işitsel ve belki de en ağırı kalbî ve zihnî yorgunluk kalıyor sadece. bilmek yok, biliyorum sanmak var; tam bir görmek, anlamak yok, gördüm ve anladım zannetmek var.
şule gürbüz'ün bir söyleşisinde dile getirdiği gibi halimiz daha çok:
“gerekeni söyleyenin gerekeni yapmış gibi kenara çekilmesi özellikle 20. yüzyıldan itibaren kâfi görülen bir hamle. 'ev kirli', diyen isterse ev sahibi olsun, selamet kenarına varıyor, gerçeği dile getirmiş bir insan vakarı kazanıyor…”
bunca bilgiye, görsele arayıp bulmadan, bile isteye yönelmeden mâruz kalmak, kişiyi kendinden uzaklaştıran, hep dışarıya, başka tarafa baktıran bir hâli getiriyor beraberinde. hâlbuki lazım olan yine aynı söyleşiden bir bölümde ifade ediliyor:
“kişinin kendini izlemesi kendini bilmesinin en önemli yolu. benim umudum da zaten orada, 'kendini bil' denirken kendini yap, inşa et, yeniden halk et… denmiyor. düzelt elbette, uğraş, didin ve ne kadar az olduğunu gör, ellerini gör, kendi yakanı bile tutamayan ellerini. her şeyi görebildiği, hatta anladığı hâlde insanın kendinin bir uzaktan seyri olması ama bazı yapabilmelere de ancak ne ile vasıl olduğunu görebilmek benim için hep yüksek bir tecrübe, büyük ve engin bir bakış oldu.”
görsel yorgunluk'tan kendini alıkoyabilenlere, gözünü hep dışarıya değil az da olsa kendine çevirebilenlere ne mutlu…