Michael Jordan ve Isiah Thomas Arasındaki Husumetin Sebebi Neydi?

1992 ABD Olimpiyat Takımı, nam-ı diğer "Dream Team"e, o dönemde iyi bir durumda olan Detroit Pistons'ın hiçbir oyuncusu alınmamıştı. Bunun, Jordan ve Pistons'ın yıldızı Isiah Thomas arasındaki düşmanlıktan kaynaklandığı söylendi durdu. Peki bu gerçek miydi, gerçekse nasıl oldu?
Michael Jordan ve Isiah Thomas Arasındaki Husumetin Sebebi Neydi?

the last dance'de yeniden gündeme gelen meşhur handshake olayıyla beraber gözler yine 1992 olimpiyatlarındaki dream team ve thomas'ın dışarıda kalmasıyla ilgili nedenlere çevriliyor. esasen bunun tek nedeni michael jordan ve el sıkmadan sahayı terk ettikleri 1991 doğu finalleri de değil. boşlukları biraz doldurmak gerek.

jordan ile arasındaki husumetin başlangıç nedeni aslında biraz enteresan çünkü bu hikayedeki gerçek chicago'lu jordan'dan ziyade thomas. doğup büyüdüğü yerde yıllar boyunca yuhalanan isiah'nın, doğduğu yerin takımını tepelere çıkaran jordan ile olan uyuşmazlığı burada başlıyor. thomas çoğu zaman ailesinin evine gittiğinde bile akrabalarının onun formasından daha çok jordan forması giydiğini söyler. jordan'a attığı ilk taş ise 1991'in çok öncesinde, jordan'ın çaylak yılındaki 1985 nba all star'ına dayanıyor. smaç yarışmasındaki ısınmaya takımın eşofmanı yerine sponsoru nike'ın tasarladığı başka bir eşofmanla çıkan jordan dikkatleri üzerine çekiyor. iddialara göre thomas'ın başını çektiği bir grup oyuncu da all star maçında çaylak jordan'ın alçaktan uçmasını sağlayarak topu ona pek göstermiyor. jordan'ın ilk all star maçı 9'da 2 isabetle 7 sayıda bitiyor.

1987 konferans finallerinde boston celtics'e elenmelerinin ardından dennis rodman, soyunma odasındaki gazetecilere biraz da zevzekçe "larry bird eğer beyaz değil de bizim gibi siyah olsaydı bu kadar iyi bir oyuncu olarak anılmazdı..." diyerek bird'ün beyaz bir basketbolcu olarak bunları yapmasının daha ilgi çekici olduğunu ima etmişti. thomas da bird'ün iyi bir basketbolcu olduğunu belirtmesine rağmen "beyaz olması" ile ilgili kısma katıldığını söyleyerek müthiş bir skandala imza attı. bunun ses kaydını alan bir gazeteci 1987 nba finalleri sırasında da bunu yayınladı. ihale thomas'a kalırken imajına da büyük bir darbe vurdu. iş o kadar büyüdü ki, thomas ve bird 1987 finalleri devam ederken yan yana gelerek bir basın açıklaması yaptı:

The Prudential Halftime Report June 4, 1987 - Isiah Thomas scandal

thomas bu demecin şakayla söylenmiş olduğunu ve ırkçılığa (hayli ironik evet) yorulmaması gerektiği şeklinde günah çıkarsa da bird'ün 1988'de elenirken el sıkmamak için bir nedeni olduğunu söyleyebiliriz. bird, pistons ve özellikle bill laimbeer'dan nefret ederdi.

o yıllarda arasının çok iyi olduğu magic johnson'la da 1988 nba finallerinin 3. maçında ortaya çıkan atışma aralarına kara kediyi sokuyor. gözler önünde bir dirsek yüzünden başlamış gibi görünen olaylar sonraları daha da sarpa sarıyor. finaller devam ederken dünyaya gelen thomas'ın oğlu için magic ziyarete bile gitmiyor. asıl hikaye ise magic johnson'ın hiv pozitif olduğu dönemde, isiah'nın onun hakkında eşcinsel olup olmadığı ile ilgili bazı dedikodulara karıştığını duyduğunu iddia etmesiyle başlıyor. jackie macmullan'ın 2009'da piyasaya çıkan "when the game was ours" (tr çevirisi de mevcut)kitabında da magic bunu birinci ağızdan açıklıyor. thomas bu olanları reddediyor ve 2017 yılında magic johnson ile bir espn programında barışıyorlar.magic, aslında tam olarak ne için olduğunu çok da açıklamadığı bir özür diliyor. fakat 92 olimpiyat kadrosu için thomas'ın önüne taşı koyanların başında onun da olduğunu söylemek çok da zor değil.

karl malone'la da pek harika bir ilişkileri olmadı. yıllar sonra malone için "jazz'in şampiyonluk kazanamamasında zayıf halkaydı. çünkü faulleri sokamazdı..." diyecek kadar haz etmezdi. stockton ve malone da bariz şekilde isiah'nın karşısındaydı.

NBA TV Open Court: Weak Link

charles barkley de bad boys pistons'dan nefret edenler kervanında kendini sakınmayanların başındaydı. 92 olimpiyat takımının başına chuck daly'nin belki de thomas kararının üzerine biraz toprak atmak için baş koç olarak seçilmesinin ardından "o götlere koçluk edebilen birisi herkese koçluk edebilir..." diyerek pistons hakkındaki düşüncelerini az çok açıklıyordu.

92 dream team üyelerinden yalnızca clyde drexler, thomas'ın kadroda olmasıyla ilgili bir problemi olmadığını, david robinson ve patrick ewing'in de onun gibi düşündüğünü söylemişti. ağır topların yanında bu üç ismin görüşü de pek önemli değildi zaten. jordan'dan bağımsız, isiah istenmeyen adamdı.

en nihayetinde, thomas'ın 92 olimpiyat takımından dışlanmasının başlıca nedeni hep jordan üzerinden yürütülür. işin medyatik kısmında bu daha çok satar ve tabi ki hayli etkisi vardır. ama işin aslı, bad boys pistons'ın lideri olarak o takımın temsil ettiği şeyleri sırtlamak zorunda olan thomas'ın o süreçte papaz olduğu her olaya ve kişiye dayanır. thomas her zaman şampiyon bir takım olarak saygı görmediklerinden yakınsa da, tırnak içerisinde "sevimsiz" bir takımın pek saygı görmesini bekleyemezsiniz.

thomas da hem kendi hatalarının, hem de o dönemdeki bad boys kültürünün yüzü olmasının bedelini dream team'de yer alamayarak ödedi.

Herhangi Bir Oyuncuyu Michael Jordan ile Kıyaslamadan Önce Bilinmesi Gereken 33 Şey