Mevzuatı ve Uygulaması İçler Acısı Halde Olan Olay: "Pembe Tezkere"
ben bu "pembe tezkere" terimden hiç hoşlanmam ama en çok yerleşmiş olan da bu olduğu için sineye çekerek ekşi sözlük'teki "pembe tezkere" başlığına yazmak istedim. silahlı kuvvetlerin halihazırdaki mevzuatı ve bunun uygulanması içler acısı bir haldedir.
öncelikle, yorumlarım benim kendi kişisel fikirlerimdir ve tsk'yı bağlamaz.
mevzuatta bir kere eşcinselliğin tanımı yoktur
eşcinsellik bir erkeğin bir diğer erkeğe fiili livatada bulunması mıdır? ilgi gösteriyor veya arzuluyor olması mıdır? fiili livata gerçekleştiğinde fiili livatayı icra eden ve üzerinde fiili livata icra edilen askerler ayrı ayrı eşcinsel damgası mı yerler? bu iş fiili livata'ya kadar gitmezse yemezler mi? bu iş baştan, daha tanım aşamasındayken zaten nereden tutsan elinde kalmaktadır.
mevzuat tüm eşcinsel olasılıkları, trans ve aşırı efemine kişilikleri "ruh hastalıkları" altında toplayarak duruşunu baştan belli etmiştir. ama mevzunun ruhu ve hedefi öyle yazılmamış olsa da pasif eşcinsellerdir. yazının lafzına bakarak teorik olarak aktif eşcinsel olan askerler de bu grupta sayılabilir ve çürük raporuna "psikoseksüel bozukluk" nedeni imza edilerek kendileri eve gönderilebilir. ama işte pratikte bu pek olmaz. zira o kapıyı bir açarsanız erler şafak sayacaklarına eve erken gideriz diye ona buna hallenmeye kalkabilir. işte bu derece çürük bir anlayışı normal görmek asıl ruh hastalığının kendisidir. gelgelelim bu da türkiye gerçeğidir. zira aktif eşcinsellik veya kulamparalık osmanlı'nın bize miras bıraktığı üzere pasif eşcinsellik kadar tepki toplayan bir şey hiç olmamıştır.
ha, uygulamaya gelince bir bakışta tanı koyabilen asabiye tabipleri de vardır
tanı konması için heyet karşısına çıkan er ve erbaşlara hiç söylendiği gibi resim çektir, "git onun bunun kucağında otur" falan denmeden çürük raporuna psikoseksüel bozukluk yazarak bir askeri çürüğe ayırabilirler. ancak bu kendi kafalarındaki eşcinsel şablonuna hiç hatasız uyan bir örnekle karşılaştıkları zaman genelde böyledir. dışarıdan görseniz cinsel tercihi konusunda hiç bir yorum yapamayacağınız insanlar bu tanı ile heyet karşısına geçtiklerinde askeri doktor heyeti bu kişi gerçekten söz konusu cinsel eğilime mi sahip yoksa askerden bedavaya kaçmak için mi bu yola başvuruyor onlar da bilemedikleri için erlerden bu "durumu" ispatlamaları için kanıtlar isterler. bunlar da efemine olmayan eşcinseller üzerinde yoğunlaşan bir uygulamadır. ama eşcinselliği tsk’nın bakış açısından soyutlar ve atıyorum aktif eşcinsel olduğunuzu kanıtlarsanız, başka bir erkeğe fiili livata esnasında fotoğraflarınızı getirirseniz nedense mevzuata göre size biçilen "ruh hastalığı” diagnozunuz doktor heyetinin anlayışına göre askerlik yapmanıza bir engel teşkil etmez. zira osmanlı usulü kulampara olmuşsunuzdur en fazla. 300 erkeğin olduğu bir ortama onların predatoru olarak girmenizde hiç bir sakınca görmezler. yeniçeriler falan da vaktinde ekseriyetle böyle askerlerdi ve aradan neredeyse 300 sene geçmiş olmasına rağmen o altyapı niyeyse değişmiyor. aktif erkek eşcinseller bu ülkede normalken pasif olanlar hatalı addedilir. yani pasif eşcinsel iseniz ve tabip heyeti bunu bulgularla destekleyebiliyorlarsa "hiz oğlan" statüsü gibi hemen çürüğe ayrılırsınız.
tüm bu tablodaki askeri gerekçe
binlerce genç erkeğin bir arada yattığı, duş aldığı, tuvalete girdiği ve bunu aylarca yaptığı bir ortamda yaşanabilecek olayları baştan bertaraf etmektir. nihayetinde ateşle barut yan yana evet durmaz. ama "barut"a ruh hastası bölümünden hastalık tanısı koyup, tüm toplumun "pembe tezkere" diye bildiği yöntemle eve gönderip kendisini alenen aşağılamak ile "ateş"e dokunmayıp onu normal bellemek de neresinden bakarsanız bakın ucube bir anlayıştır. o hastalık bu değil demek ataerkil ve yoz bir anlayışın günümüze kalan kırıntılarıdır.
ha bunu yakın zamana kadar amerikalılar da yapıyordu, ingilizler de yapıyordu. eşcinselleri orduya almayarak ve pozitif ayrımcılığa tabi tutarak onları koruyoruz bahanesiyle ordularını 2000'li yılların başında tamamen hetero bireylerden seçmeye çalışmışlardır. şu andaki trend ise "don't ask, don't tell"/sorma-söyleme kuralıdır. batılı ülkelerde ne askere alınırken, ne sağlık muayenesinde, ne de hizmet süresince hiç kimse bir diğerine "sen gay misin, vurduruyor musun" falan gibi şeyler soramaz. diğerinin de cinsel eğilimini açıklamama yükümlülüğü vardır. olması gereken de işte budur. şu kadar basit bir sistemin yalnız varlığı ile çok büyük utanca sebep olabilecek durumları batılı ordular baştan elimine etmişlerdir. ha uygunsuz şekilde hele ki görevde falan bunu yaparken yakalarlarsa affetmiyorlar ama sorma-söyleme kuralı geldiğinden beri vukua gelmiş olaylar beşi onu geçmemiştir. (ekleme: sözlük yazarı @benbirpipodegilim uyarınca eklemek istedim; abd bu sistemi de 2011 yılında kaldırarak eşcinsellerin cinsel eğilimlerini saklamadan hizmet etmeleri sağlanmış.)
kişisel gözlemimce, tsk'nın çürüğe ayırmaya çalıştığı pasif eşcinseller içinde dört tip personel vardır
gizli - açık
efemine - erkeksi
a. efemine ve gizli eşcinseller: sayıları hiç de düşündüğünüz kadar az değildir. askerlik yapmak isteyenleri katılım yaptıktan sonra benim gözlemime göre "o şekilde" de olsa benimsenirler. arkalarından kıkırdayan ve dedikodu yapan askerler her daim bulunur ancak aslan gibi de görevlerini yaparlar. bir askerin eşcinsel olduğu için görevini aksattığını ben görmedim. gördüm diye konuşan da hep bir arkadaşının yalancısıdır.
b. efemine ve açık eşcinseller: bunların çoğunun askere gitmek istemediğini düşünüyorum, eşcinselliğini gizleme gereği duymayan ve askere gelmek isteyen ilginç bir yüzde ise sağlık muayenesinde en çok çürüğe ayrılanlarda başa oynar. bir mucize eseri sağlam olarak birliğe böyle bir asker katılırsa onu nereye koyacağımızı bilemeyiz zira kendisini öyle bir ortamda madden ve manen korumak güçtür. cinsel olarak hallenebildiği şeyleri bir varlık değil bir eşya olarak gören ve düşünce yapısı olarak cilalı taş devrinde kalmış diğer erler bu karakterlere zarar vermeye otomatik olarak programlıdır. en nihayetinde birlik komutanları kimsenin başına bir iş gelmeden kendilerini asabiye departmanlarına sevk ederek çürüğe ayırmaya çalışır.
c. erkeksi ve gizli eşcinseller: bunlar cinsel tercihlerini söylemedikleri ve efemine de görünmedikleri için askerlik hizmetlerinde en az kırılgan kesimdir. askerliklerini yapmak istiyorlarsa gider yaparlar ve kimse bunun böyle olduğunu anlamadan teskerelerini alırlar. sayıları da epey vardır diye düşünüyorum. nitekim askerlik yapmak istemeyenleri ve heyet karşısına çıkmak zorunda kalanları bunu kanıtlamak için olmadık şeylere zorlanır. bu konuda da efemine olanlar kadar şanslı değillerdir.
d. erkeksi ve açık eşcinseller: en büyük zorluğu çekenler bence bunlardır. kendileri askerliğe çağrılmakta ve buna icabet de etmektedir. askerlik yapmak isteyenlerin kendilerini açık/belli edene kadar erat içinde gizlenmeleri kolaydır. kendilerini açık ettikten sonra ise çekecekleri vardır çünkü dediğim gibi anında sürüdeki kara keçi olarak mimlenerek hemen herkesin hedefi olurlar. sadece bizde değil amerikan ordusunda da bu hala böyledir. askerlik yapmak istemeyenler ise muayene süresinde yine psikolojik olarak ağır bir kanıt sürecine zorlanırlar.
madalyonun diğer yüzünde ise tsk'nın ya da diğer ülke silahlı kuvvetlerinin eşcinselliği neden orduda istemediği bir ahlak sorunundan çok bir idari sorundur
burada insanlar tek tip kıyafet giyer, tek tip davranırlar. hiyerarşi ve grup olarak hareket etmek esastır. bireysellik ise çok dar alanlarda dolabınızda tuvalette çarşı izinlerinde falan sahip olduğunuz bir şeydir. o yüzden averaj türk askerine uymayan her şey burada törpülenerek yontulur ve daha homojen bir grup açığa çıkarılır. mesela gayrimüslim erler de bayramlaşmalara katılır. ama trans bireyler mesela sipsivri çıkıntılardır ve bunların yontulup bütüne dahil olmaları imkansıza yakın olduğundan hepsi çürüğe ayrılır. eşcinsellere ordunun verdiği tepki de işte biraz bunu andırır. yani bu grup bilincinin yara alacağı korkusu ve şüphesi açığa çıktığından günümüzde bu pembe tezkere gibi ucube yöntemlerle hala karşılaşıyoruz.
çözüm?
birbirini tamamlayan iki çözümü var:
1. profesyonel askerlik: askere herkes gelemeyecek. gelmek istemeyen ve geldiğinde çok kırılgan olacak eşcinsel grup vatani görevlerini sosyal hizmet kapsamında askerlikten daha az zorlu sosyal ortamlarda yapabilecek.
2. sormuyorum-söylemiyorsun temelinde yazılmış cinsel eğilim mevzuatı: askerin şahsi cinsel tercihi askere alma sürecinde kendisine sorulmaz, sorulmuşsa kendisinin buna cevap verme yükümlülüğü olmaz. görevi sırasında uygunsuz bir vaziyette veya livata esnasında yakalanmış olanlar da zina esnasında yakalanmış olanlarla aktifler pasifler dahil aynı suçlarla cezalarla kovuşturulur.
özetle
bu bina eklentilerle, yamalarla falan artık tamir kaldıracak seviyeyi geçmiştir. profesyonel askerlik gelip eşcinsellerin otomatik olarak heyet önünde izahat vermeleri durunca bu iş o zaman rayına oturabilir. profesyonel olarak asker olacaklarda da kimin ne olduğu tsk’yı görev aksatılmadığı sürece meşgul etmemelidir.
gaylerden asker mi olur diye soranlara da şunu ilave etmek gerek; afganistan'da falan bu insanlar elde tüfek talibana karşı cayır cayır savaşıyor ve madalya alıyorlar. zira görev bilinci yoksunluğu ve sorumluluk eksikliği askerlik açısından kimin kimi düdüklediğinden çok daha büyük bir sorundur. sorumluluk alabilen bir insan evladı kime ilgi duyuyorsa duysun alamayan insana göre daha iyi bir askerdir. köyünde eşeğe hallenip gelip gururla anlatan zoofili erlerin normal addedildiği bu “peygamber ocağı”nda gaylere normal değil demek bence asıl kişilik bozukluğudur.