Marriage Story'nin, Günümüz İlişkileri Hakkında İzleyenlerine Öğrettiği Çarpıcı Gerçek

Geçtiğimiz yılın ses getiren yapımlarından Marriage Story'nin son sahnesi hakkında gözden kaçmış olabilecek bir malumatı paylaşıyoruz.
Marriage Story'nin, Günümüz İlişkileri Hakkında İzleyenlerine Öğrettiği Çarpıcı Gerçek

marriage story'nin en etkileyici yeri, boşanmanın ardından charlie'nin eski eşinin evini ziyarete gittiği son sahnede saklıydı. birbirlerine yazdıkları mektubu son kez okuduğu ya da eski eşinin ayakkabısını bağladığı sahneden bahsetmiyorum. o sahneler, her ayrılığın ardından yaşanabilecek duygusal kırılmalardı. fakat bir sahne vardı ki insanı allak bullak edebilecek bir ana sahipti. charlie'nin eski kaynanasını yeni damat adayıyla eğlenirken gördüğü sahneden bahsediyorum. tek eğlenen o değildi. sonuçta çocuğu da bu yeni ortamdan gayet mutlu görünüyordu. ancak bu charlie için kafaya takılacak bir mesele değil hatta çocuğunun ayrılık sonrası psikolojisini olumlu yönde etkilemesi açısından onu mutlu edecek bir görüntüydü. onu, gördüğü an şok eden ve kısa süreliğine de olsa durgunlaşmasına yol açan ise eski eşinin annesinin, damat adayıyla olan samimiyetiydi. charlie damatken ikisinin arasında var olan o dikkat çekici samimiyet bir başkasına da aynı şekilde gösterilebiliyordu demek.


charlie, zamanında kendisine özel zannettiği o sevgi dolu hareketlerin bir başka yabancıya da cömertçe sunulduğunu görünce kısa süreliğine donakaldı. suç onun değildi aslında. suç bizdeydi. mesele, hep kendimizi özel hissetmekten kaynaklanıyordu. gerçek olan ise özel filan olmadığımızdı. bugün çok özel bir arkadaşınla sadece ikinizin arasında var olduğunu sandığın dostluk ilişkisini inan o arkadaşın bir başkasına da gösteriyor. hatta bunu sen de bir başkasına yapıyorsun. bugün sana değer verdiğini düşündüğün herhangi birinin senden önce başkalarına da çok değer verdiğini veya senden sonra da bir başkasına değer vermeye devam edebileceğini asla unutma.

o yüzden yapacağın tek şey, özel biri olduğunu unutmak ve özel bulduğun insanlarla olabildiğince unutulmaz anılar biriktirmeye çalışmaktır. yarın ne olacağını düşünmeden bugünü elinden geldiğince güzelleştirmeye çalışmalısın. özel biri olduğunu daha önce hiç düşünmemiş olan kuşlar gibi yaşa. umarsızca uç, yüksel, düş, kalk ve sadece yaşa.

alman şair rilke'nin de döktürdüğü gibi,

güzellik ve dehşet de dahil,
başına her şeyin gelmesine izin ver.
yalnızca devam et.
hiçbir duygu nihai değildir.

Yılın En İyi Filmlerinden Biri Olan Marriage Story'nin İncelemesi

The Irishman'in, İzleyenlerine Net Bir Şekilde Öğrettiği Çarpıcı Hayat Dersi