Louvre Müzesi'ndeki Bergama Küpü, Osmanlı'dan Paris'e Nasıl Gitti?

Louvre Müzesi'nin görkemli salonlarından birinde sergilenen Bergama küpünün Anadolu'dan Paris'e uzanan hikayesi.
Louvre Müzesi'ndeki Bergama Küpü, Osmanlı'dan Paris'e Nasıl Gitti?

fransa'nın paris şehrinde yer alan louvre müzesi’nin en etkileyici salonlarından birinde sergilenen bu bergama küpü, müzenin en değerli eserleri arasında yer alan, ms 2. yüzyıla tarihlenen önemli bir roma dönemi parçası.

yörede anlatılanlara göre osmanlı döneminde bergama'da bir çiftçi, içi altınla dolu 3 mermer küp bulur ve durumu dönemin padişahı ii. murad'a anlatır. padişah, küplerden bir tanesini altınlarıyla beraber çiftçiye vermek ister. ancak çiftçi, sadece içinin boşaltılmış olması halinde kabul edebileceğini söyler ve boş küp ile bergama'ya döner. çocukları, torunları sonrasında bu küpü, bergama'da açtıkları hamamın önüne koyarlar. bugün bu hamam hala işletilmektedir ve ismi küplü hamamdır. küp, hamamda birkaç yüzyıl kalır ve sergilenir ta ki 19. yüzyıla kadar.

diğer iki küpün önünü daha sonraki yüzyıllarda duyan ve ayasofya'da gören fransızlar, aileye gelip küpü almak isterler. ancak torunlar, aile yadigarı olduğu için vermek istemez. daha sonrasında dönemin padişahı 2. mahmut'a giden fransızlar, ondan ricacı olurlar ve 2. mahmut hediye olarak gönderilmesini ferman eder.

üçüncü küp bugün hala louvre müzesindedir. üzerinde de hediye olduğu yazar. diğer iki küp ise ayasofya'dadır.


zeus sunağı

berlin'deki meşhur pergamon müzesinde de yine bergama'dan götürülen devasa zeus sunağı da vardır. bulduklarında incil'de geçen 7 kiliseden biri olduğu düşünülmüş. daha sonrasında alman arkeologlar onun karşısında konumlanmış olan zeus tapınağı (akropol) olduğunu anlamışlar.

bu esere öyle önem vermişler ki parça parça götürüp monte ettikleri sunak, 2. dünya savaşı'nda zarar görmemesi için tekrar paketlenmiş. ancak savaş sonrası ruslar tarafından ganimet olarak rusya'ya götürülmüş. uzun baskılar sonucu yıllar sonra almanya'ya (doğu almanya) geri getirilebilmiş. tapınakla birlikte götürülen bazı diğer eserler bugün hala rusya'daki müzelerde sergilenmektedir.


bilinene göre, 2. abdülhamit tarafından dış borçların kapatılması ihtimaline karşı almanya'ya satılmış. emin değilim ama sanırım ortada net bir satış belgesi olmadığı için, türkiye bugün hala geri getirilmesi için baskılarını resmi yollar üzerinden sürdürüyormuş. bugün bu müze ve sunak, almanya'nın en çok ziyaret edilen müzesidir ve yılda 1 milyon civarı insanı ağırlar. şu sıralar onarım sebebiyle kapalıdır.

incil'de geçen dünyanın ilk 7 kilisesinden biri ise gerçekten bergama'da bulunmaktadır. bergamalılar onu kızılavlu - bazilika olarak bilir. tapınağın bugün ayakta kalan küçük bir kısmı bile devasa büyüklüktedir. orijinalinde ise aslında bir roma tapınağıdır. hristiyanlık sonrası kiliseye çevrilen ilk yerlerden biridir.

alakasız notlar

- zeus sunağını yaptıran attalos hanedanı aynı zamanda antalya (attalia) şehrini de kuran hanedandır.

- iskenderiye kütüphanesinden sonra döneminde dünyanın en büyük ikinci kütüphanesi olarak görülen bergama kütüphanesi, bugün parşomen olarak bilinen kağıdın yapımının gerçekleştiği yerdir. mısır firavunu tarafından daha iyi bir kütüphaneye sahip olmalarının engellenmesi için papirüs ihracatı bu bölgeye yasaklanmıştır ve parşömenin icadı ortaya çıkmıştır.

- dünyanın ilk psikiyatrik hastanesi bu şehirdedir.

- pergamon halkının, antik anadolu halkı olan luviler ve mysialılar olduğu düşünülmektedir. truva savaşında savaşa destek vermişlerdir.

- sanatçı tarkan'ın bir milletvekili ile polemiğe neden olduğu sular altında kalan allianoi paşa ılıcası, yine bu şehirdedir. daha doğrusu artık sular altındadır.