Lana Del Rey'in Born to Die'dan Sonra Bir Türlü Gerçek Anlamda Toparlayamaması
sene 2011... lise 3'e gidiyorum, 2011'in sonlarına doğru tumblr açmışım. lana del rey rüzgarı esiyor her yerde. born to die her yeri kasıp kavuruyor. blue jeans, summertime sadness, ride ile durdurulamıyor lana del rey. biz ayıla bayıla lana del rey dinliyoruz, 2010'lu yıllarda, 50'lerden çıkmış da gelmiş gibi olan personasına bayılıyoruz. born to die albümünü evir çevir dinliyoruz... lana del rey ise gelecek vaad eden, belki de geleceğin en önemli müzik divalarından biri olacak gözüyle bakılıyor o aralar.
born to die gerçekten gold bir albüm. günümüzde 25-35 yaş aralığındaki birçok insan bu albümdeki her şarkıyı bilir.
(bkz: video games)(bkz: dark paradise) (bkz: national anthem) kişisel favorim, (bkz: diet mountain dew) (bkz: carmen)(bkz: radio)(bkz: off to the races)
hatta o dönemki albümüne koymadığı demoları bile hit olabilecek potansiyelde.
(bkz: she's not me)
(bkz: hit and run)
born to die rüzgarını arkasına alarak, (bkz: the great gatsby) filmi için yaptığı (bkz: young and beautiful) da gerçekten umut vaad ediyordu.
ama sene 2024 oldu, hala (bkz: born to die) gibi bir albümü gelmedi lana del rey'in. işin ilginç yanı ise, kendisi geçtiğimiz 10 yılda çıkış yapan ve başarı yakalayan birçok kadın sanatçıya ilham kaynağı oluyor.
(bkz: lorde)(bkz: halsey)(bkz: billie eilish)(bkz: olivia rodrigo) (bkz: madison beer)hatta taylor swift bile etkileniyor onun müziğinden ve bunu da her yerde dile getiriyor. ve yazdığım bütün kadınlar başarılı bir şekilde müzik kariyerini yürütüyor şu an.
ama lana del rey, yoksa gerçek adını sen mi söylemek istersin lizzy grant? neden böyle oldu?
bence lana del rey'in o dönem başarıya ulaşmasının nedeni, 'ulaşılamaz, bu dünyadan olmayan' personasına sahip olmasıydı. insanlar gizemi çözmeyi sever. ulaşılamayanı sever. bu yüzden hala taylor swift dinliyoruz çünkü bizi sürekli farklı bir gizem dünyasına alıyor.
hani şey düşünüyorum, acaba bir image maker ya da ne bileyim sihirli bir el born to die albümünde kendisine değdi ve sonra da değnek etkisini mi yitirdi?
her ne olduysa oldu ve lana del rey, born to die'ın ardından günümüze kadar gelen düşüş grafiğine girdi. born to die o kadar iyi bir albümdü ki, beklentiler hep çok yüksekte kaldı. ondan sonra gelen (bkz: ultraviolence) (bkz: honeymoon) (bkz: lust for life) beklentileri karşılayamadı. kötü albüm olduklarından değil, ben hala ultraviolence'dan, honeymoon'dan, lust for life'dan şarkılar dinlerim, ancak born to die tamamen kusursuz bir albümdü. ama bu saydığım üç albümde de sadece kişisel favorilerim vardı.
(bkz: shades of cool)
(bkz: sad girl)
(bkz: west coast)
(bkz: high by the beach)
(bkz: salvatore)
(bkz: god knows i tried)
(bkz: cherry)
(bkz: tomorrow never came)
yani bu üç albüm, iyilerdi güzellerdi ama born to die'ın ekmeğini yediler ve lana del rey'i popüleritesinin kaybolmamasını sağladılar. hele lust for life ile the weeknd ile yaptığı düet fecaatti bence.
sonra (bkz: norman fucking rockwell) geldi 2019'da, uzun zaman sonra heyecanlandığım ilk lana del rey albümü oldu. iyi bir diskografiye sahipti. lana del rey toparlanıyor gibi görünüyordu. yeni bir imaj ile çıkmıştı. heyecanlanmıştık. o dönemler ki entrylerim de hala durur. #98070171
bence iyi çalışılmış bir albümdü. eski personasını geri toparlamaya çalışıyordu lana del rey.
(bkz: venice bitch)(bkz: cinnamon girl)(bkz: california)(bkz: doin time)(bkz: the next best american record) gibi bence şahane şarkılar barındırıyordu bu albümü.
evet, yine de bir born to die era değildi ama daha iyileri gelecek diye umudumuz olmuştu. sonunda bu albümle yılın en iyi albümü kategorisinde grammy adayı da olmuştu lana del rey. ve maalesef eli boş dönmüştü grammy'den. sanıyorum bu kendisinde bizim sandığımızdan çok daha fazla hayal kırıklığı uğrattı.
norman fucking rockwell'den sonra neye uğradığını şaşırmış gibi ardı ardına albümler yayınlamaya başladı.
(bkz: chemtrails over the country club)
(bkz: blue banisters)
(bkz: did you know that there's a tunnel under ocean blvd)
chemtrails over the country club albümünü ilk dinlediğimde sevmişken daha sonraları şarkıları hatırlamadığımı fark ettim. demek ki en azından beni yeteri kadar etkilememiş. blue banisters'ı dinlemedim bile kapak faciası yüzünden. son albümü did you know that there's a tunnel under ocean blvd bir tık daha iyiydi. belki alternatif dalda yılın albümü ödülünü alabilirdi ama yeterli gelmedi.
amatör klipler, amatör albüm kapakları, kötü sosyal medya kampanyaları, birbirini tekrar eden şarkılar derken kraliçemiz, divamız lana del rey maalesef dün geceki grammy ödüllerinde büyük bir hezimete uğrayarak eli boş döndü. bence bu seneki grammy adaylıkları bile ilk dönemlerinin hatrı.
iyi bir albümle, imajla, konseptle dönse inanıyorum ki grammy'yi de alacak. ama kendini toparlaması ve born to die albümünde kimlerle çalıştıysa onları bulması gerek. başarı asla tesadüf değil. taylor swift 20 yıllık gitaristlerini bile hala yanında tutuyor.
ikisi de aynı prodüktörle çalışıyor ama fark ortada. bir şeyler yap lana del rey, seni hala çok seven ve dinlemek için can atan bir kitlen var. biri de benim.
biraz halktan uzaklaş be abla, eğer beverly hills'de evin varsa oraya kapan ve iyi bir yazım süreci geçir.
bu kadının başarılı olmasını en çok isteyenlerden biriyim ya. benim lise, üniversite dönemim bu kadın. güzel de bir kalbi olduğuna inanıyorum. dünyanın en iyi prodüktörlerinden biriyle çalışıyor, başarılı olması için her şeyi yapabilecek bir ekibi olduğunu da düşünüyorum. bence biraz tembellikten öne geliyor gerçi, bilmiyorum...
gerçi jack antonoff ile çalışmayı bırakıp, ilk albümündeki prodüktörlerine dönse ne kadar güzel yapar. jack antonoff gerçekten başarılı bir prodüktör ama herkesin kimyası herkesle uymuyor.
titre ve kendine gel artık lizzy grant! sen bir neslin divasısın. country albümün bekleyebilir, bize born to die erayı tekrar yaşat be abla! her şey tek bir kıvılcıma bakar. o kıvılcımı bul ve çok geç olmadan kendine gel artık...