Korsanlar, Nasıl Yollardan Geçerek Bildiğimiz Korsanlara Dönüşüyordu?
çocukken izlenilen filmlerin etkisinde kalarak korsan olmayı birçok kişi düşünmüştür. karasakal, kaptan hook gibi korsanların hikayeleri bizleri cezbetmiş olabilir. açık denizde olmak, gemi savaşlarına katılmak, ganimetleri çalmak gibi maceraları hayal etmiş olabiliriz. bir elde kılıç, ayakta deri çizmeler, tek göz bandı ve omuzda papağan olarak kendimizi düşünmüş olabiliriz. peki bütün korsanların yaşantıları gerçekten böyle miydi ? korsan olmak o dönem için nasıl değerlendirilirdi ?
bizlere anlatılan hikayelerde korsanların gerçek yaşantılarından bahsedilmez. genellikle korsanların göz alıcı taraflarını görürüz filmlerde ama açık denizde resmi hükümetler tarafından yasa dışı işler yaptığı gerekçesiyle aranan kişilerin yaşantılarını bilmeyiz. korsanların ne yediği, nasıl uyuduğu, denizde ve karada neler yaptığı biraz üstü örtülü bir konu olarak kalmıştır.
korsanlar nereden gelir?
korsanlar genel itibarıyla tüm dünyada açık denizlerde hırsızlık ve şiddet içerikli suç işleyen kişi olarak tanımlanır. korsanlığın tam olarak ne zaman ortaya çıktığını söylemek biraz zor çünkü insanlar var olduğu sürece hırsızlar ve suçlular da var olmuştur. insanların denize açılabildiği zaman geldiğinde de suç unsuru denizlere taşınmış ve korsanlık ortaya çıkmıştır.
bazı kaynaklara göre ilk kayıt altına alınan korsanlık eylemi milattan önce 14. yüzyılda akdeniz açıklarında gerçekleşmiştir. bu kişilerden deniz insanları olarak bahsedilir ve ege denizinden geldiği düşünülür. bu kişiler kayıt altına alınan ilk korsanlar olsa da eylemlerini açık denizlerde değil karada gerçekleştirmiştir.
korsanlar dünyanın neredeyse her yerinde varlıklarını göstermişlerdir. tarihi olaylara bakıldığında asya, avrupa, afrika ve hatta amerika kıtasında korsanlık faaliyetleri olduğu görülebilir. vikingler, avrupa’da korsanlık yapmış kişilerdir. ortadoğu, afrika ve çin açıklarındaki sularda da korsanlık faaliyetleri yapılmıştır. korsanlığın altın çağı ise amerika kıtasının keşfinden sonra, korsanların karayip sahillerini yağmaladığı sıralarda gerçekleşmiştir.
peki bir kişi nasıl korsan olurdu? genellikle korsanlar genç yaşta denizci olarak çalışmaya başlarlardı. hırsızlığın ve gaspın kolay yoldan para getirdiğini gören kişiler bu şekilde ilerleyerek korsanlığa başlardı. kaliko jack ve karasakal gibi korsanların ilk etapta denizci olduğu ancak sonradan korsanlığa döndüğü düşünülmektedir. bazı kişiler yağma veya savaş esnasında esir olarak alınır ve korsanların gemilerinde köle olarak çalışmaya zorlanabilirdi. korsan gemisine zorla gelen kişiler korsanlara direnmek yerine onlara katılmayı tercih ederek korsanlığa ilk adımını atardı.
korsan olmanın diğer bir yöntemi ise halihazırda korsanlık yapan bir gemiye gönüllü olarak katılmaktı. bir korsanla evlenen kadının kendisi de korsan olarak ilan edilirdi. korsanların büyük çoğunluğu büyük sefalet yaşamış kişilerdi ve kolay yoldan para kazanmak için korsanlığı seçerlerdi. az bir kesim ise zengin olmasına rağmen denizi ve macerayı istediği için korsanların arasına katılabilirdi.
korsanlar ne yerdi?
korsanların genellikle canları ne zaman ne isterse yiyebildiği düşünülür ama korsanlık hayatı bundan çok farklıydı. korsanlar karada aranan kişiler olduğu için aylar boyunca açık denizde bulunmak zorunda kalırlardı ve bu sürede yiyecekleri azalır ve biterdi. yiyeceklerini soğuk tutma durumları da olmadığı için yiyecekler bir süre sonra çürüyüp bozulurdu. ekmek, et, süt ürünleri ve meyve ellerinde ne kadar çok olsa da uzun süre saklayamayacakları için yiyeceklerini tuzla işlerler veya fermente ederlerdi.
korsanlıkla özleştirilmiş yiyeceklerin arasında tuzlanmış et, deniz bisküvisi, kemik çorbası ve lahana turşusu bulunurdu çünkü bu yiyecekler diğerlerine göre daha uzun süre bozulmadan kalırdı.
eğer yapabilirlerse korsanlar çiftlik hayvanlarını çalarak kendi gemilerine alırlardı. eğer bir inek veya keçi ele geçirirlerse süte erişimleri olurdu. eğer tavuk bulabilirlerse yumurta bulabilirdi. diğer yiyecek stokları bittiğindeyse çiftlik hayvanını yerlerdi.
korsanlar alkol tüketmeyi çok severdi. özellikle karayip’teki korsanlar çok fazla rom içerdi. şeker kamışından yapılan romun ham maddesi karayiplerde bolca bulunduğu için korsanlıkla özleştirilmiştir. bira ve şarap gibi diğer alkoller de başka gemilerden çalınarak ele geçirildiğinde korsanlar tarafından tüketilirdi. korsanlar alkolü çok sevdiği için genellikle ganimetteki hedefleri alkol olurdu. gemide altın ve mücevher bulunsa bile bunları çalmaları durumunda her yerde arandıkları için karaya çıkınca yakalanacaklarını ve mücevherleri kullanamayacaklarını bildikleri için alkolü ilk hedeflerine koyarlardı.
deniz mahsulleri yiyecek için erişilmesi kolay bir kaynak olabilirdi ancak bir korsanın balık avladığını görmek çok nadirdi çünkü gün boyunca tek lokmalık bir av için uğraşmazlardı. ancak çok zor durumda kaldıklarında mecburen balık avlarlardı.
korsanların ana besin kaynakları diğer gemilerden çaldığı malzemelerdi.
korsanlar gemideyken masada yemek yerken gemi sürekli sallanırdı. bu sarsıntılarda yemeklerinin masadan düşmesini engellemek için kollarını masaya koyarlardı ve düşen yemeklerini bu sayede yakalayabilirlerdi. bu durum bir alışkanlık haline gelmişti ve karaya çıkan korsanlar herhangi bir sarsıntı olmasa bile masada yemek yerken kollarını masaya koyarlardı. özellikle sahil kenarında yaşayanlar bu davranıştan dolayı kişinin korsanlık yaptığını hemen anlayabilirdi.
korsanlık o dönemlerde yaşayan halk tarafından çok kötü algılandığı için, halk ve özellikle soylular korsan olarak algılanmak istemediklerinden yemek yerken kesinlikle ellerini masada tutmazlar, dizlerine koyarlardı.
korsanlar nerede uyuyup nasıl yıkanırdı?
geminin kaptanı olan korsan ve ona yakın olan kişilerin özel uyuma bölgeleri bulunurdu ve rahat bir uyku çekerlerdi. diğer kişiler geminin açıklarında ve dar alanda diğer mürettebatla birlikte uyurdu. bazı gemilerde hamak olurdu ve bu hamakta uyuyabilirlerdi. hamaklar geminin hareketiyle birlikte hareket ettiği için sarsıntıdan pek etkilenmezdi ve bu yüzden tercih edilirdi. hamak bulamayan kişiler geminin zemininde uyumak zorunda kalırdı.
korsanlar hijyenlerine pek dikkat eden kişiler değildi. her ne kadar bol miktarda suya erişimleri olsa da, korsanların çoğu gününü sarhoş geçirirlerdi ve kişisel hijyenlerine önem vermezlerdi. gemideki taze su içmek amaçlı bulundurulurdu ve bu suyla banyo yapılmazdı. bazen korsanlar gemiden suya inerek açık denizde bir süre vakit geçirebilirdi ama bu her zaman yıkanmak için değil, bazen serinlemek için yapılırdı.
korsan gemileri genellikle iyi durumda olmazdı. her daim yüzen ve nadiren karaya çıkan, korsanların günlük yaşantılarını geçirdiği bir gemi nadiren temizlenirdi.
korsanlar ne yapardı?
korsanlığın ana hedefi diğerlerinden çalmaktı. altın ve mücevher ilk akla gelenler olsa da korsanların ana hedefi günlük ihtiyaçları olan yiyecek ve içeceklerdi. korsanlar sadece diğer gemileri değil, aynı zamanda kıyılardaki köyleri de yağmalayabilirlerdi. genellikle benzer şekilde ihtiyaçtan dolayı yağmalasalar da bazen de eğlence için bu yola girebilirlerdi.
korsanlar yemeyi, içmeyi ve eğlenmeyi severdi. bu sebeple günümüzde eğlence düşkünü olarak bilinmektedirler. korsanlar her fırsat bulduklarında eğlence düzenlerlerdi çünkü bir sonraki gün benzer fırsatı bulamayacaklarının farkındalardı. korsanların büyük çoğunluğu alkolikti ve sarhoş olunca bunun getirisi olarak eğlenceyi de eksik etmezlerdi.
günlük yaşantılarının dışında, korsanların gemileriyle ilgilenmeleri gerekirdi. gemiyi tamir etmek, temizlemek ve başka denizlere açılmak tamamen mürettebatın sorumluluğundaydı. çalınan ganimetler korsan gemisini daha iyi duruma getirebilirdi ancak aynı zamanda diğer korsanların hedeflerine de girebilirlerdi.
hastalık ve ölüm
korsanların genellikle uzun bir hayatı olmazdı. hastalanınca tedavi görmemek, hijyenlerine dikkat etmemek, açlık ve susuzluk sorunları korsanların genel hayatları etkiler ve kısaltırdı.
bazen korsanlar başka gemiyi yağmalamaya çalışırken yaralanabilir ve ölebilirdi. savaş durumunda korsanların yaralanması neredeyse kaçınılmazdı. bu yaralar bazen ölümcül olabilirdi. ölümcül olmayan yaralar ise enfeksiyona neden olabilir ve sonrasında ölüme götürebilirdi. eğer gemi topa tutulursa veya fırtınada alabora olursa, korsanlar açık denizde kara bulamadığı için boğularak ölebilirlerdi.
eğer bir korsan hükümet yetkilileri tarafından canlı olarak ele geçirilirse idam edilirdi. önce asılır, sonra parçalanır ve bu parçalar kuşlara yem edilirdi.
iskorbüt en yaygın korsan hastalıklarından birisiydi. bu hastalık sebebiyle korsanları tespit etmek kolaylaşırdı. solgun deri, kambur sırt, ciltte lekeler, diş ve saç eksiklikleri, şişkin diş etleri ve dengesiz yürüyüş bir korsanı belli ederdi. iskorbüt hastalığı c vitamininin eksikliğinden kaynaklanır. aylarını gemide geçiren birisinin c vitaminine erişimi çok az olduğu için iskorbüt hastası olurdu ve bu hastalık sebebiyle ölüm gerçekleşebilirdi.
dizanteri ise bir diğer korsan hastalığıydı. bu hastalık ise çürük ve bozulmuş yiyeceklerden, kirli su içmekten kaynaklanır. korsanların sağlıklı bir hayat sürmedikleri düşünülürse bu hastalığın olması da gayet normaldi.