Kitab-ı Mukaddes'ten Savaş Meydanına: Ateşle Vaftiz Edilmenin Derin Anlamı
tıpkı 2022 yapımı batı cephesinde yeni bir şey yok filminin o nefis açılış sahnesinde olduğu gibi; cepheye yeni giden askerin, her taraftan ateş altında kaldığı, mermilerin ve topların yağmur gibi yağdığı bir savaştaki deneyimine ateşle vaftiz edilmek, yani baptême du feu / baptism by fire /feuertaufe deniyor. bu deyimin türkçedeki birebir karşılığı ateşle yıkanmak veyahut da daha edebî bir ifadeyle ateşle imtihan (bkz: türkün ateşle imtihanı) ve hatta (bkz: ateşle abdest almak) olabilir sanki.
aslında bir işin acemisinin o işe yönelik ilk deneyimine türkçede (argo) çok daha uygun bir deyim mevcut (bkz: milli olmak) milli olmak her ne kadar bekareti kaybetmek, ilk kez cinsel deneyim yaşamak anlamına gelse de cinselliğin ötesinde de bir kullanımı mevcut. işte acemi askerin ilk kez savaş meydanını deneyimlemesi de buna benziyor ve ateşle vaftiz edilmek olarak adlandırılıyor; tıpkı bir pilotun ilk havacılık deneyiminin baptême de l'air, yani havayla vaftiz edilmek şeklinde adlandırılması gibi.
fakat bu deyimlerin asıl dinî kaynağı olan kitab-ı mukaddes'e dönersek, suyla vaftiz edilmekten farklı olarak bir iki yerde ateşle vaftiz edilmekten bahsedildiğini görüyoruz. örneğin:
- gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. ben o'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. o sizi kutsal ruh'la ve ateşle vaftiz edecek. (matta 3:11)
- yahya ise hepsine şöyle yanıt verdi: “ben sizi suyla vaftiz ediyorum, ama benden daha güçlü olan geliyor. ben o'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim. o sizi kutsal ruh'la ve ateşle vaftiz edecek. (luka 3:16)
suyla değil de ateşle vaftiz edilmek, içinde bululan halin ne derece zor, meşakkatli ve de sıkıntılı bir süreç olduğuna delalet ettiği gibi bunu göze alan kişinin eğer ölmediyse bu süreçten çok daha güçlü bir şekilde çıkacağına da delalet eder. öldürmeyen acı güçlendirir hesabı ateşle vaftiz edilen, yıkanan ya da abdest alan kişinin sonuçta üstesinden gelemeyeceği daha ne gibi bir zorluk olabilir ki!
yahudi-hıristiyan geleneğine göre tanrı evreni yaratmadan önce her yer suyla kaplıdır. ancak tanrı, bu biçimsizliğe ve kaosa son verir ve evreni yaratır. yani biçimsiz maddeye* ruh katar ve onu ayakta tutar. bu fikirden hareketle tufanlar dünyanın yaratılış öncesine dönmesini ve yeniden başlamasını ifade eder. tanrı, memnun olmadığı inançsız ve kötü insanları yok eder ve her şeyi yeniden başlatır. küstüğü insanlıkla güvercinin taşıdığı bir zeytin dalı ile birlikte barışır.
vaftizin mantığı da bundan çok farklı değildir. suyun içerisine batarak gerçekleştirilen vaftiz, mikrokozmos'un yaratılış öncesine dönmesini ve yeniden doğmasını ifade eder. bu bir çeşit mezara girip yeniden doğma, günahlardan arınma ritüelidir.
öyleyse ateşle vaftiz ne? ateş tanrısal olanın, ruhun ("spiritus"u kastediyorum "anima"yı değil) simgesidir. hakikattir. yahya "benden sonra gelecek olan sizi kutsal ruh ve ateşle vaftiz edecek" derken isa'nın onlara hakikati, tanrısal bilgiyi ve böylece kurtuluşu vereceğini söyler. bu zamana kadar hakikati bilmeden yaşayan insanlar, hakikatle birlikte yeniden doğacaklardır. artık bir kurtuluş umudu vardır. (yani "ateşle vaftiz" derken eylemin zorluğundan ziyade eylemin etkisi ve önemi kastedilir.) nitekim hikaye öyle ilerler. tanrı'nın sözü, tanrı'nın oğlu bu uğurda tecessüm eder, torah'yı geçersiz kılar. insanlara kurtuluşu anlatır ve en sonunda acımasızca öldürülür. ancak bu durum onun için sorun değildir. nihayetinde onlar, kendisinin söylediği üzere, "bilmiyordur."
mesele bununla da sınırlı değildir. isa'nın tecessüm etmesi tek başına yetmez. zira bu hakikat mesajının farklı coğrafyalara ve farklı çağlara taşınması gerekir. isa öldükten ve dirildikten* 50 gün sonra kutsal ruh "ateş" biçiminde havarilerin üzerine iner. böylece havariler dünyadaki tüm dilleri konuşabilecek hale gelir. havariler hakikatle ve bu hakikati çağlar boyunca tüm insanlara aktarabilecek temel araçla ödüllendirilmiş olur. bazı katolikler "ateşle vaftiz" ifadesiyle tam olarak bu günde, pentekost gününde yaşanan bu olayın kastedildiğini düşünürler.