Keşke Hafızam Silinse de Yeniden İzleyebilsem Cümlesinin En Çok Yakıştığı Film: Memento

Bazı filmleri o kadar çok severiz ki ilk günkü gibi, ona dair hiçbir şey hatırlamadan izleyebilmek isteriz. Memento ise kurgusu sayesinde bu cümlenin hakkını veriyor.
Keşke Hafızam Silinse de Yeniden İzleyebilsem Cümlesinin En Çok Yakıştığı Film: Memento

bizi tanımlayan şey anılarımızdır. peki ya o anılarımız yoksa kimiz biz? nolan, harika bir kurguyla bu soruyu tek bir kelime üstünden anlatmış. hatırla.

bazı eserleri o kadar beğeniriz ki hatıralamızı unutarak yeni bir deneyim gibi algılamak isteriz. "keşke hafızam silinse de yeniden okusam / izlesem" cümlesini kim bilir kaç defa kurmuşuzdur. bu duyguyu sinema tarihinde en rahat yaşayacağınız film budur herhalde. son derece hızlı ve alışılmadık kurgusuyla izlerken gözünüzü kırpmanıza bile izin vermeyen bir filmi zaman geçtikçe detay detay hatırlaman mümkün olmuyor ve yeniden zevkle izleyebiliyorsun. birçoğumuz için nolan’ın en sevilen filmi bu olmayabilir ama şu bir gerçek ki 25 yıla ve harika filmlere rağmen en iyi filmi hala memento.


hikaye bir intikam hikayesi

karısı yanında öldürülen bir sigorta müfettişini izliyoruz. buraya kadar son derece bildik bir tablo var ancak işin rengi kocanın yaşadığı amnezi problemiyle değişiyor. o cinayetten koca, hafızasına büyük bir hasar alarak çıkıyor. eşi öldürülmüş, kendisi kısa süreli hafıza kaybıyla hayatına devam eden güvensiz, çevresinin manipüle ettiği bir adam artık. hafızası kısa periyodlarda sıfırlanan ve sadece kendi yazdıkları, vücuduna kaydettikleri, fotoğrafını çektikleri ve kendi inandıkları, inanmak istedikleri ile yaşayan bu adamın katili bulma hikayesi. hayata devam etme motivasyonu ve onu ayakta tutan tek şey bu amaç.

filmde iki farklı zaman dilimini ve olay örgüsünü birlikte izliyoruz. cinayet öncesi sammy’nin hikayesinin anlatıldığı siyah – beyaz flashback anları ve intikam arayışını izlediğimiz renkli sahneler. nolan, zamanla oynamayı seven bir yönetmen ve bu filminde de zaman olgusunu temele koymuş. sammy ve intikam hikayesini farklı çekimlerle izletirken aynı zamanda zaman döngüsünde de bir fark yaratmış. sammy’nin hikayesi geçmişten geleceğe alışıldık zamanda ilerlerken, intikam hikayesini sondan başa izliyoruz.

açılış, bir cinayet sahnesi bu da bizim için farklı bir soru yaratıyor. biz filmleri "acaba neler olacak" sorusuyla izleriz, burada ise "acaba bu cinayetin sebebi neydi" sorusunu takip ediyoruz. nolan, seyirciye bir sahne anlatıyor ancak kahramanın o ana ulaşmasını sağlayan gerekçeleri ve olayları zamanda geriye giderek yeni bir sahnede anlatıyor. bu nedenle dikkat gerektiren bir izleme deneyimi yaşıyorsunuz. zaman yine doğrusal akıyor ama sondan başa doğru.


karakterin spesifik davranış şablonları var

güvensiz çünkü kelimeler onun için anlam ifade etmiyor. her detayı yazılı olarak saklıyor, fotoğraflarını çekiyor, not alıyor ve dövmelerle vücuduna işliyor. temasta bulunduğu kişilere defalarca kendi durumundan bahsediyor, bu noktada çevresi tarafından manipüle edildiğini gördüğümüz için güvensiz olmasını ve kayıt altına alma çabasını haklı buluyoruz. kalemi, bedeni ve fotoğraf makinesi amacına ulaşmasını sağlayan zorunlu nesneler. ve yine herkese kendi durumunu iş hayatında karşılaştığı sammy üzerinden anlatıyor, benzer şekilde hafıza kaybı yaşayan davası ancak bir farkı özellikle vurguluyor. '' sammy bu durumu yönetemedi çünkü bir düzeni yoktu ancak benim notlarımla, bedenimle, fotoğraflarımla, kendi kurduğum sistemle kontrol altında '' diyor bize. sammy’nin hikayesiyle kurulan parallelik başta hikayeyle bağlantısız görünse de sonunda en derin bağlantının sammy üzerinden kurulduğunu görüyoruz.

leonard’ın katili bulma yolunda iki karakter var yanında, teddy ve natalie. her ikisi de kendi çıkarları için onu kullanıyor. andayken bu kullanılma ve manipüle edilme durumunun farkında olan leonard en kritik anda kalem bulamadığı için her şeyi değiştiren bir karar veriyor. kim doğru söylüyor ve dostu, kim yalan söylüyor ve düşmanı sorusu için inanmak istediğini seçiyor ve bu kararıyla devam ediyor.

filmi izledikçe baştaki cinayet sahnesinde leonard’ın neden o kişiyi öldürdüğünü tahmin ediyoruz. makul gerekçeyi notlarıyla, dava dosyasındaki belgelerle bize sunuyor. filmin sonuna yani olayların başına yaklaştığımızda diyoruz ki "evet, nihayet katili buldu ve intikamını alacak" fakat leonard’ın kritik bir cümlesi var.

"hafıza bir odanın şeklini, bir arabanın rengini değiştirebilir. anılar saptırabilir. bunlar yorum, kayıt değil, gerçekler elindeyse bunlar önemsiz."

bu cümle önemli çünkü o kritik noktaya geldiğimizde anlıyoruz ki bazen hayatta bir amaca tutunmak, bunun uğruna kendini kandırmak bu yola devam etmenin tek yolu ve leonard kendi amacını, yolunu yeniden, yeniden yaratıyor. kendi gerçekliğini yaratabilmenin avantajına sahip. teddy’nin kendisiyle, sammy’le ve eşiyle ilgili söyledikleri inkar ettiği sürece o geçmiş onun gerçeği değil. teddy’i suçsuz olmasına rağmen hedef haline getirebilir, suçunu inkar edip, kendine yeni bir amaç bularak şu cümlelerle yola devam edebilir.

‘’hareketlerimin hala bir anlamı olduğuna inanmalıyım. onları hatırlayamasam bile’’