Kediler İçin En Büyük Tehditlerden FIP Hastalığı Nedir?
fip nedir?
fip hastalığı, insanlarda eşdeğeri bir hastalık bulunmaması nedeniyle hakkında çok fazla araştırma yapılmayan bir kedi coronavirüs hastalığıdır.
normalde basit bir ishal gibi atlatılabilen bu hastalığın (bkz: feline enteric coronavirus) çeşitli stres hallerinde (açlık, eşlik eden enfeksiyonlar, her türlü travma) mutasyon geçirmesi nedeniyle form değiştirip fip yapan forma (bkz: feline infectious peritonitis virus) dönmesi sonucu oluşur.
bu hastalığın kuru ve yaş olmak üzere iki ayrı formu bulunmaktadır. kuru formu (bkz: kuru fip) piyogranülomlarla seyredip sıklıkla sinir sistemini tutarken, yaş formu (bkz: yaş fip) sıklıkla peritoneal efüzyonla (bkz: karın zarları arasında sıvı birikmesi) seyretmektedir. hastalığın aslında corona virüsünün kendisinden değil, ona karşı gelişen bağışıklık yanıtından olduğu savı sebebiyle immünsüpresiflerin (bkz: bağışıklık baskılayıcılar) hastalığın tedavisinde etkin olduğu iddia edilmektedir, ancak bunlar ömrü pek uzatmamaktadırlar. (tedavi değil "management" aslında)
an itibariyle fip'in türkiye toprakları üzerindeki tedavisi insan interferon alfası olan roferon iken, avrupa'nın çeşitli ülkelerinde kedi interferon omegası olan virbagen omega da lisans almıştır, ancak maalesef bu iki ilaç da çözüm değildir.
bazı araştırmacıların deneme amaçlı ribavirin verdikleri kedilere fip bulaştırarak ribavirinin etkinliğini denedikleri, ancak başarılı olamadıkları görüşmüştür. ilgili makalede ribavirinin toksik etkisinin kedilerde çok bariz olduğu ve hastalığın gidişatını hızlandırdığı belirtilmiştir.
insanlarda hcv için kullanılan ribavirin+interferon kombinasyonunun in vitro olarak işe yaradığı iddia edilse de in vivo kullanıldığı herhangi bir makale bulunmamaktadır (bkz: bulan varsa lütfen iletsin)
tahminen, tıpkı köpek distemper virüsü (bkz: canine distemper virus) ve sspe (bkz: subakut sklerozan panensefalit) olduğu gibi, eşdeğeri olan bir insan hastalığı fark edildiğinde, bu hastalığın tedavisi de araştırılacaktır... ancak bu arada bir çok kedi de bu hastalıktan kırılıp gidecektir maalesef.
ufak bir vaka raporu
bizim kedimiz (bkz: maske) eve aldığımızda zaten ağzında kocaman bir yara olan, bu yüzden aylarca aç kalmış, beline tekme yemiş (bkz: sokaktaki kediye tekme atmak) ve yeteri kadar stres altında olan bir kediydi, belden aşağısını çok iyi kontrol edemiyordu. veteriner öncelikle kediciğin ağzındaki yara için bir antibiyotik verdi, bir yandan da kedinin yanına yaklaşmamamızı önerdi -- çünkü kedi müthiş korkuyordu -- bir hafta içinde kediciğin yürümesi pek düzelmedi, hatta ön bacaklarını da dengesiz kullanmaya başladı. kediyi kontrole götürdüğümüzde veteriner kedinin menenjit olduğunu ve fip olabileceğini söyledi. bu arada da anaeropları ve toxoplasma'yı da kapsayacak bir kombine antibiyotik tedavisi başladı, bu arada da gereli kanları alıp fip virüsünün tanınması için elisa'ya gönderdi. her ne kadar biz "ağzındaki yaradan dolayı anaerob menenjiti olmuş olabilir" diye ümitlenmiş olsak da birkaç gün sonra çıkan elisa sonuçları kediciğin fip olduğunu belirtiyordu.
internette yaptığımız yazışmalar ve araştırmalar sonucunda virbagen omega'ya ulaşamayacağımız anlaşılınca, kediciğe roferon başladık. bu arada, ruh hali düzelen maske bizi gördüğünde mırlamaya, ele gelmeye, kendisini sevdirmeye başlamıştı, ancak bir süre sonra yutkunma problemleri başladı. maske, her yediği yemekte öksürük krizlerine tutuluyordu. veterinerimiz bu nedenle kediciğe birkaç gün boyunca serum tedavisi uyguladı... ancak kediciğin düzelmeyeceği, ve gittikçe kötüye gideceği anlaşıldığında, kediciğe daha fazla işkence edemeyeceğimize karar verdik, ve veterinerimizin de önerisiyle kediciği kendi kollarımızda mırlaya mırlaya uyuttuk.