Kazakistan'da Yaşama Planı Olanlar İçin, Bu Ülkedeki Yaşam Koşullarına Dair Her Şey

Kazakistan'da ev/araba fiyatları nasıl? Devlet işleri ne durumda? Kısa süreli turistik ziyaret için değil de, en azından belli bir süre orada yaşama durumu olanlar için hazine niteliğinde bir rehber, buyrun.
Kazakistan'da Yaşama Planı Olanlar İçin, Bu Ülkedeki Yaşam Koşullarına Dair Her Şey

bu yazı ile kazakistan hakkında kapsamlı ve detaylı bilgiler ve analizlerimi elimden geldiğince paylaşacağım. uzun bir yazı olacak, iyi okumalar.

buraya iki sebeple gidiyor olabilirsiniz; biri turizm diğeri ise burada yaşama düşüncesi.

turist olarak gidecekseniz bu ülkeden ortalama bir şekilde keyif alarak ayrılabilirsiniz, sonuçta turist olduğunuz sürece dünyanın her köşesi cennet. ilk durak almatı seçmenizi tavsiye ederim, en gelişmiş ve popüler şehri burası. ilk izlenim olarak sizleri düzenli yolları ve yerleşim planlaması etkileyecektir. bana nedense bu şehir tiflis'i anımsatmıştı ilk gittiğimde. yaz mevsimi gündüz aşırı sıcak akşam ise serin hatta yer yer ceket giymelik bir havaya sahip oluyor. kış turizmi açısından özellikle kış sporları ile ilgileniyorsanız da şiddetle tavsiye ederim. gezilecek görülecek yerler genel olarak doğası, gölleri, dağları, kanyonları, sovyetten kalma binaları, kiliseleri, eski hanları, bir kaç müzeler, parklar vs şeklinde.

açıkcası şahsımı kültür turizmi olarak çok da tatmin etmedi bu ülke. ülkemizin tarihi ve kültürel birikiminden sonra hani buralar çok görmesemde olurdu yani havası verdi ne yalan söyleyim.

doğası olarak sert hava koşulları hariç nispeten memnun kaldım diyebilirim. en kötü bir yarım saat yolculuk sonrası doğada huzur bulabiliyorsunuz bu ülkede.

fakat mevzu burada yaşamaya karar vermek ve iş kurmak vs ise işler değişir.

aşağıda yazacaklarım bizzat başımdan geçen direkt kendi gözlerim üzerine oluşmuş fikirlerdir. saygı duyarsınız duymazsınız hoşunuza gitmezse eksi tuşuna basar yolunuza devam edersiniz. biraz da uzun yazıcam ama söz gereksiz bilgi de vermeyeceğim elimden geldiğince. yani ciddi ciddi bu ülkeyi düşünüyorsanız kayda değer bişiler bulursun sende işte.

burada yaşadığım süre boyunca zamanımın çoğu almatı şehrinde geçti.

öncelikle burada yaşamaya karar verdiyseniz aşina olmanızı gerektirecek bazı uygulamalar (süper app diyorlar ya hani geneline) var. ilk tanışacağınız uygulama kaspi buna aşağıda detaylı değineceğim çokomelli bir app.

part 1: bürokrasi, devlet işleri, vize vs

dijitalleşmeyi güzel başarmışlar fakat hala eksik olduğu konular var tabii ki. ayrıca bu dijitalleşmenin bir kötü tarafı veri gizliliği oluyor ve üzülerek söylemeliyim ki kazakistan'da yakın zamanda tüm vatandaşların kişisel verileri çalınmış diye bir duyum aldım.

e-devlet benzeri olarak e-gov adında sistemleri mevcut.

tc numarası eşleniği olarak da ıın numarası mevcut.

burada yaşamaya karar verdiyseniz ilk adım olarak bu ıın numberınızı ptt benzeri bir yer olan qaz post'tan alıyorsunuz.

ikamet izni için ilk adımlardan biri de adres kaydı tabii ki. fakat vergi vermemek için kira sözleşmesi yapmak istemiyor ev sahipleri. sözleşme ile ev kiralama kültürleri olmadığı içinde mağdur edilme ve dolandırılma olasılığınız çok fazla. en basitinden kira depozitosunu geri almanız çok çok zor. bu konuda yaşadığım olumsuzluğu ev kiralama kısmında anlatayım aşağıda.

çok şanslıysanız sözleşme yapacak bir ev sahibi bulabilirsiniz.

sonrasında yaşayacağınız vize türüne göre işlemlere başlıyacağınız binalar ve bürokrasi türü değişiyor tabii bu kısımlara çok girmeme gerek yok ama şundan bahsedeyim tanıdığınız veya paranız yoksa bu süreç sizi baya bi eskitir, yaşlandırır. burada bürokrasi önceliği gözlemlediğim kadarıyla şu sıralamada 1-kazak ve rus 2-diğer bağımsız devletler (özbekistan,kırgızıstan,tacikistan vs) 3- others (biz de buradayız)

mesela 1 ve 2. sırada yer alıyorsanız şehrin merkezindeki göç ofislerinden vs işlerinizi hallederken eğer türk vatandaşı iseniz şehrin 1 saat dışındaki bir kasabada ki ofise falan gitmeniz gerekiyor. bu arada gittiğim büroda görevli göç memuru yüzüme baka baka hiç gocunmadan, bana yardımcı olmak işlemimi dinlemek yerine en başından 'ülkene geri dön' deme cesaretinide göstermişti, ne yazık ki. biraz belki klişe olacak ama hiç öyle ben türk'üm aman bu adamlarda türk bana yardımcı olurlar kardeşik kuzenik duygusalını bırakın fena bozulur ve üzülürsünüz. benim bu derece bir beklentim zaten yoktu ama ruslar'a bile yabancı gözüyle bakmıyorken bize 40 kat yabancı davranmaları 'turetski' 'turetski' (bu rusça türk demek oluyor işte) ile hitap edilmek de hoş değil ve saçma yani amk.

genel olarak devlet dairelerinde aşırı bir yoğunluk da gördüğümü söyleyemem. e-gov vatandaşı olmayan için çok kapsayıcı ve işlevsel değil maalesef. hatta yer yer bazı hizmetleri doğru çalışmadığını da duydum vatandaşlarından.

rüşvet ve tanıdıkla iş yapmak çok yaygın o yüzden ortalama 3-5k dolar arasına gayriresmi vize çözebilirsiniz. hatta bu öyle bir iş çözme ki siz elinizi bile sürmezsiniz çoğu şeye. atıyorum bir eve yaklaşık max 20 kişi ikamet edebiliyorsa göç memurları bunun dibine kadar kullanarak bir evden 20 farklı kişiye oturum izni çıkartır hiç acımaz yani :)


part 2: ev kiraları, ev bulma vs

krisha adında (başta hint tanrısı krişna sanmıştım görünce ne alaka amk olmuştum) kiralık-satılık ev/dükkan bulma üzerine yapılmış bir uygulama var. hem sahibinden hem de emlakçıdan ev bulabiliyorsunuz buradan. emlakçıdan bulunca kiracıya yansıtılan hizmet bedeli var ama sahibinden ev bulmak burada gayet olası. buradan yaşamak istediğiniz yeri haritadan bakarak kiralık ev bulabilirsiniz işte. ev kiraları almatı için ortalama 150.000 tenge başlayıp 200-300k bandında yoğunlaşıp sonrasında arşa kadar çıkabiliyor. astana bi tık daha ucuz ama çok da farklı değil. diğer şehirler de durum böyle değil tabii ama oralarda çok göçmenlerin yaşamasına uygun yerler değil bence. genel olarak evler merkezde eski, şehir merkezinin dışında ise yeni. yeni evler 1+0 yoğunlukta olan 1 oda hiç salon şanslıysan mutfağın az ötede değilsen koltuğun karşısında. azıcık paraya kıyarsan balkoncuklu ama paran yoksa yat aşşa çık dışarı sigaranı ötede iç tarzı evler. 1+1 eli yüzü düzgünler fiyat olarak 200k tenge ve üstünde devam eder. almatı için ortalama maaş 200-250k tenge arasında bu arada.

burada yaşanan zorluk kısmı şurada başlıyor; ev sahipleri vergi vermemek için sözleşme yapmıyor. yani ciddi bir cezası var ama bunu göze alıyorlar artık. kazakistan da dahil olmak üzere eski sovyet ülkelerinin hiç birinde depozitoyla kaporayla iş yapılmadığına acı bir şekilde tanık oldum bu kısımda.

bu kısımda yaşadığım iğrenç bi anıyı anlatacam okumak istemiyorsanız spoilerin sonuna geçebilirsiniz.

evi bulduk. baktık. beğendik. tuttuk. haliyle bizden depozito talep edildi. ben yine mükemmel şüpheciliğimle işi sağlama alma duygularıma hem parayı aldığına dair kağıt imzalattım. hem de parayı sayarken eline verirken videoya aldım. hatta kameranın karşısında şu şu tarihte şu adresteki evim için şu kadar depozitoyu teslim aldım da dedi ev sahibi.

fakat dananın kuyruğu şurda koptu; o bize anahtarı pazartesi teslim edecekti çünkü evde teknika dedikleri bi kaç eksik vardı yani 2 gün sonra bizde depozitoyu evi tuttuğumuzun garantisine almak için verdik tabii kirayıda anahtarı alınca vereceğiz. anahtarı verirken de kontrat yapacağız olarak anlaştık ama hanfendi ertesi gün ters düştük. tabii ki hem vaatleri yerine getirmek istemedi hem de yüksek ihtimalle kontrat yapmak istemedi. ee tamam sen bilirsin zamanımızı çaldın bişi değil ver paramızı. aa yok ne parası depozito benim hakkım! mevzu bahis depozito yaklaşık 250 dolar tutarında bu arada. neyse bu iş nasıl olur vs çok da uzatmayım elinizde video var gidin polise çözer dediler, gittik. polis çağırdı ev sahibini böyle bizi yüzleştiriyor kendi de elleri bağlı bizi izliyor. dehledi bizi başlayın dedi. karı tabi konuşuyor car car rusça-kazak karışık bi dil. bende çat pat yanıt veriyorum yanımda da kazak birisi var tabi o da yardımcı oluyor. tutup bana karı demez mi ' burası kazakistan türkçe konuşamazsın kazakça konuşmak zorundasın'. işte bunu söyleyen de karşımda rusça konuşuyor böyle de bi milliyetçiler sanırım anlamadım :) neyse sonra polis meseleyi artık buradan çözemeyeceklerini dava açmamız gerektiğini sonuçta ortada hırsızlık ve yaralama vs olmadığını kendilerinin ilgilenemeyeceğini söyledi. karı mutlu şekilde gitti tabi. polis sonra bizi çekti 'ya siz haklısınız bence zaten de işte bizim elimizde değil de bana sorarsanız boşa dava da açmayın da zaten paranızı da alamazsınız bide dava masrafınız olur vs kadın size burada evet biraz sesini yükseltti falan ama suka demedi idinahuy demedi sonuçta küfür etmedi' vs vs. yok dedik ver tutanağı biz dava açacağız bu terbiyesize. verdi. gittik adliyeye. avukata danışın öyle açabilirsiniz avukat şurda. gittik avukat yok. ne zaman gelir belli değil. sonuç: lanet olsun. bu arada bu tarz meselede tc konsolosluğunu arayıp telefondaki abilerimizi yormayın onlar yardımcı olmuyor hatta şöyle bi cevap alacaksınız ' valla biz buranın personeliyiz bizde bu sorunlarla karşılaşıyoruz ki bende depozitomu alamadım hatta ve hatta ev sahibi kışın beni evden kovup anahtar deliğini değiştirdi bak bende bişi yapamadım ki. o sırada haberde 100 dolar dolandırılan korelinin konsolosluk tarafından aldığı desteği anlattığımda ise 'onların nüfusu fazla türklerin nüfusu burda çok yok o yüzden onlar halletmişlerdir' cevabı. zaten bizden bi desteğinde olmasın hukuk birimimiz yok. öyle bir çalışan yok yani eleman yok departman yok bizim bir desteğimiz olmaz. e zaten bir destek beklemiyorduk sizden de akıl alalım dedik olan aklımız kaçtı sağolunuz dedik kapattık.


part 3: araba fiyatları, kiralama olayı, ulaşım, taksi ve trafik meselesi

benzin çok ucuz. bir litre kaliteli benzini 15tl alırsınız şu an türkiye'de 50tl'yi geçmiş durumda onu da öyle hesaplayın.

benzin ucuz olunca taksi ve kurye, kargo işlerinizi de ucuza halledersiniz.

en iyi taksi ve kurye uygulaması bence yandex go. daha kurumsal ve temiz araçlar geliyor. indrive falan da var da onlar biraz daha ele ayağa düşmüş durumda, eskimiş lada'larla almaya gelirler sizi ama tabii daha ekonomik. bu ülke için bir efsane vardır yolda geçen herhangi bir araba potansiyel taksidir. el atın çevirin gidin. o olayı sakın ha yapmayın hiç güvenli değil ve 2000'lerde kalmış bir muhabbet güncel olarak bu uygulamalar daha güvenli. sarı taksi falan beklemeyin yok.

navigasyon işleri için 2gis adındaki uygulamayı indirin veya yandex maps kullanın. diğer harita uygulamaları google maps falan ile rezil rüsva olursunuz yolunuz uzar kaybolursunuz.

2gis güzelliği 1-8 arası derecelendirme ile trafik yoğunluğunu anlık çok rahat takip edebilirsiniz. 4 ve üzeri trafik yoğunluğunda 15dklık yere 60 dakika üzeri anca gidersiniz.

istanbul, bangkok, kahire bakın bu tarz şehirlerde kaos bir trafik var evet eyvallah. ama bu derece yol-yapı planlaması yapılmış cetvel gibi şehirlerinde bu seviye trafik olması bu metropollerden bile daha midenizi bulandıran bekleme süreleri ve trafik macerası olması sizi gerçekten çok yıpratır ve anlam veremezsiniz. yani trafik derdinden kurtulamıyor adamlar, bazı şirketler olağan dışı mesai saatlerine kadar düzenleme yapıyor trafik derdi yüzünden.

trafik de hem sağ hem sol direksiyon serbest. yeni modellerde sağ direksiyon yok zaten eskilerden kalma japonyadan ithal bazı arabalar falan var işte sağ direksiyon. bu ülkede gördüğüm elektrikli araba sayısı bir elin parmağını geçmez. zaten benzin bu kadar ucuzken gerek de duymuyorlar. doğayı düşünme, yeşil enerji olayı falan hikaye, yapın benzini ucuz aha burası gibi elektrikli araba hikaye olur :) olanlarda taycan, tesla falan zenginlerin kullandığı arabalardı. benzin pahalı olsa byd gibi çin markanın tüm elektrikli arabaları buraya doluşurdu zaten.

bisiklet, scooter falan yaygın. paket servisleri de bunlarla yapıyorlar. ama motor yok denecek kadar az. bakın bunun huzuru bir başka. etrafta dolaşan iğrenç ses ve görüntü kirliliği yapan, trafikte sağdan soldan fırlayan motosikletler çok yok.

metro uygun fiyatlı 150 tenge ve temiz. ama çok kapsamlı değil maalesef bana biraz kısa geldi mesafesi. tek bir hat var zaten almatı'da. metrobüs benzeri sistemleri var aynı şekilde. elektrikli kablolu otobüsler.

trafik kültürüne gelirsek yayaya kesinlikle yol verme olayı var. yayalarda aynı şekilde sadece yaya geçidinden geçecek şekilde saygılı. karşılıklı güzel bir anlaşma var kısaca. ama yayaya bu kadar yol verme hem ağır cezalardan hem de her yerde olan kameralardan da kaynaklı biraz. ek olarak şehir içinde bu yayaya yol verme yüzünden trafik çoğu zaman tıkanıyor hatta kitleniyor.

kornaya basmayı çok seviyorlar abi! uzuuuun uzuuun basıyorlar. her saniye dat dat dat geziyorlar. kazak halkının dombıra dan sonra en çok çaldığı şey bence araba kornası * . ama o trafikte sinirli olmamak imkansız o yüzden bildiğin ana avratlı küfür etmeceli honk şov yapıyorlar.

araba fiyatları tabii ki türkiye'den ucuz burada ama kıbrıs'a göre de pahalı. açıkcası daha ucuz olmasını beklerdim burada ama bizim kadar olmasa da burda da vergilendirme biraz yüksek. eski araba falan niyetlenmeyin rezil olursunuz usta zor bulursunuz.

araç kiralama için kurumsal olarak anytime diye bir uygulama var. bunda da saatlik günlük falan araba kiralayabiliyorsunuz. ortalama eko model başlangıç fiyatlar 15k tenge (1000tl civarı). trafik varken kiralık araç ile dışarda dolanmanızı çok tavsiye etmem. şehir içindeki işleriniz için kiralama yerine taksi kullanın. doğa gezileri, şehir dışı mesafeler için tercih edilebilir.


part 4: yeme içme, market, restoran mevzuları

ete doyacaksınız hatta bıkacaksınız! hayvansal gıda tüketmeyen biri için burada yaşam bayağı zor :) köy yerlerinden bir kanal çözerseniz hem kaliteli hem ucuz eti halledersiniz. kilo ortalama 150-200tl falan güzel et yersiniz. marketlerde ise 200-300tl arasında kilosu. büyükbaş burada daha çok yaygın. bizim gibi koyun kuzu etini fazla sevmiyorlar. at etine bayılıyorlar ama o biraz daha pahalı. at etini qazı adında sucuğa-salama benzer yapıda bir ürün olarak alıp deneyimleyebilirsiniz. diğer türlü büyükbaş etten ayırt edemezsiniz kolay kolay.

beşparmak diye yemekleri var zaten meşhur. her haftasonu genelde bunu pişiriyorlar. böyle su böreği gibi bi hamurun üstüne eti haşlayıp koyup yiyorlar işte. at eti ile olan orijinalidir normal et versiyonu da var. yanında şalap, kımız, şubat adlarında içeçek tüketirler. bunlar böyle ayranın sodalı, hafif baharatlı versiyonları gibi. ek olarak aromalı, gazlı limonataları da fena değil.

qımız sevdim bu arada. hem mideyi rahatsız etmiyor hem de hafif alkollü. helal versiyonları da markette satılıyor. orijinali bulabilirseniz -pazarlarda falan var- tavsiye ederim.

büyük marketlere örnek olarak magnum verebilirim. burası hem hesaplı hemde kaliteli, bol çeşitli bir market. türk ürünleri marketlerde maalesef çok yaygın değil. halley, albeni, ülkerin dubai çikolatası ve bir kaç peynir markası hariç çok fazla türk gıda ürünü yok açıkcası. hatta şöyle söyleyim benim gözüme çarpan türk ürününden çok ermenistan menşeili ürünler oldu. ermeni-gürcü alkolleride türk markalarından çok yine. bira olarak efes var ama. yoğurt alacaksanız türk yoğurdu da bulamazsınız. greek yoğurtlar satılıyor yine aynı şekilde ama onlarda bizim yoğurttan biraz farklı, ya çoğu şekerli ya da kıvamı krema şeklinde oluyor falan.

bizim papaz eriğini yemiyorlar burada onu da bulamazsınız. tiksiniyorlar hatta normal kırmızı sulu erik yiyorlar sadece. üff ne bilgi ama :))

tatlılar çok başarılı burada. türkiye'de olduğu gibi süt tozu, krem şanti gibi ürünler yerine direkt orjinal krema, süt kullanımından mütevellit tatlılar efsane güzel.

makaron, bubble tea falan gelin burada tüketin türkiye'de bize ne veriyorlar dersiniz.

su markette bakkalda çok pahalı. yani ada veya çöl ülkelerinde bu kadar pahalı değil şakam yok. ama çözümü var. bi kere 5-10lt su bidonda alıyorsunuz. burada pet şişeleri azıcık kaliteli yapıyorlar tekrar kullanım için. sonra neredeyse her ev önünde olan su doldurma otomatlarından suyunuzu 5 litresi 75 tenge karşılığı dolduruyorsunuz. 10-20 tenge farkla suyu ozonlayıp mineral de ekletebiliyorsunuz :) tadına başta alışamazsınız biraz tuzlu gibi geliyor ama zamanla alışıyorsunuz. marketteki sularda aynı bu tada sahip.

alkol ucuz 200tl'ye bi galon bira içersiniz. craft bira yapan eve de sipariş verebileceğiniz mekanlar var. oradan da litre bira sipariş edebilirsiniz. bira konusunda mutluydum şahsen yanında tütsülenmiş veya kurutulmuş peynirle (qurt) tüketmesini özledim valla.

beerkhan diye yerel süsü verilmiş biraları var. %10 alkol oranına sahip sert güzel bir bira ama 3-5 kereden fazla da tüketmedim, gerek yok yani bu alkol oranına :)

bol bol türk restoranı var. marmaris, türk kahvesi, değirmen vs vs. bu türk restoranlarında hizmet başarılı ama lezzet konusunda çok iddialı bulamadım maalesef. her yerde yemek yemenizi de tavsiye etmem.

part 5: ekonomi, bankacılık

şimdi gelelim kaspi meselesine. bu uygulamaya sahip değilseniz kazakistan'da yaşamanız imkansız gibi bir şey neredeyse. bankacılık, alışveriş, sipariş, uçak bileti, pasaport işlemleri, fatura, devlet ödemeleri vs aklınıza gelebilecek çoğu şey bu uygulama üzerinde. adını kaspian (hazar) denizinden aldığını tahmin etmişsinizdir zaten. bu uygulama ülkede nakit kullanımını bitirmiş halde. kaspi olmadığı zamanlar para üstü meseleleri veya büyük paraları bozma konusunda çok sorun yaşamıştım. 10.000 tenge en büyük banknot, bununla alışveriş yapmak zor, para üstü vermek zorlarına gidiyor, parayı evirip çevirip gerçek mi diye bakıyorlar, hemen sizi kaspiye yönlendiriyorlar. qr ödeme nimetinden bolca faydalanıyorlar. hatta dilenci geldi sizden para istedi diyelim öyle nakitim yok diyip savamazsınız size qr ödeme seçeneğini şak diye uzatabilir :) sokak satıcıları, sanatçıları, tuvaletin kapısı ödeme yapabileceğiniz her yerde var bu qr kod.

sadece yanınızda telefonla burada gezebilirsiniz. qr ödeme yaparsınız. kimlik kartınızı kaspiden gösterebilirsiniz. otobüse metroya binersiniz vs vs.

bu pek faydalı ve masum gözüken uygulama beni baya düşündürdü. çünkü bu uygulama sayesinde yaptığınız her harcama her hareket bir nevi takip altında. insanları kapitalist sistemin kölesi haline getirmenin en başarılı örneklerinden olmuş. sistem sizi bu uygulamayı kullanmaya mecbur bırakıyor. bunun rakibide freedom bank. ama kaspi'nin tahtını alması çok zor gözüküyor. her köşe başında kaspi atmleri var. aynı şekilde bu atmlerden anında görüntülü olarak başvuru yapabilir kartınızı alıp kaspi üyesi olabiliyorsunuz. şaka gibi gelecek ama 5 yaşındaki çocuk bile kaspi hesabı açıp para alıp-gönderebiliyor.

ekonomik olarak enflasyon sorunu burda da var. inceden inceden vuruyor fiyatlara. kur karşısında yine aynı orantıda eriyen bir para birimleri mevcut. korona sonrası toparlanamayan ülkelerden biri burasıda.

ipotek ile ev almak çok yaygın. hatta baya da mantıklı çünkü aldığınız kredinin taksiti ev kirasıyla zaten aynı. burada ev sahipleri kiracılara evi ödetiyor. üstüne para bile kalıyor olabilir. ve bu haliyle bu durum baya suistimal edilmiş olacak ki aldığım duyuma göre 2026 yılında tüm halkın aynı bizim memurlar gibi mal bildirimi yapma şartı gelecekmiş.


part 6: alışveriş

beyaz eşya ucuz. elektronik çin markaları uygun. mobilya eh işte.

kendi üretimleri yok gibi bir şey. hatta bu konuda özeleştiri yaparlar tek ürettiğimiz geliştiğimiz konu leğen üretme oldu, eskiden tek renk üretirdik geliştik artık renkli üretebiliyoruz derler :)

kıyafet konusu bana çok uygun geldi ayakkabı ve çanta hariç.

iş yapacaklar için ayakkabı konusu bence güzel bir fırsat türkiye'den getirip satan çok.

zaten türk markaları bu konuda baya başarılı avmlere gittiğinizde türkiye'deki avmden farkı yok. koton, lc waikiki, colin's, madame coco, defacto vs. tabak çanak giyim vs ya çinden ya trden geliyor. burada türk malıysa kalitelidir olgusu da hakim.

kazak esnafları hizmet konusunda sınıfta kalır. 3 kişi yemek yemeye gittiğiniz yerde farklı zamanlarda gelen yemekle beraber yemek yeme olayı zorlaşıyor yani biri 5dk da diğeri 15dk da diğeri 25dk da yemeği önüne gelebiliyor. aynı şekilde güleryüz de çok yok. alırsan ekime modlarında taklıyor çoğu esnaf. oysa bir tacik, özbek esnafa denk gelirseniz bir şey satın almadan çıkmanız çok zor en kötü eline koyar kaçar al diye :)

part 7: kültür, demagoji, eğitim, dil

ülkede türkiye'de olduğu gibi bir kutuplaşma göremedim. birbirlerini kollama yaygın. mesela bir kazak bana bir yabancının kazak kadını ile gezdiklerini görünce kahrolduklarını söylemişti. içleri acıyormuş resmen. soylarına çok önem veriyorlar. kuzen evlilikleri dahil yasak.

siyasetle çok işleri yok. tokayev bilirler aha bu kadar. bizdeki gibi öyle tekelciler başkanına kadar hakim olma olayı yok :) siyasi olarak da sindirilmiş bir millet zaten.

bayram, tatil, kutlama, özel gün vs bu tarz olaylara aşırı önem veriyorlar. biir sürü resmi tatilleri var. çiçek, hediye, süpriz vs alma çok yaygın. ayda 3-4 kere çiçek almanız gerekiyor tebrikler için. çiçek fiyatları da bu kadar çok tüketilmesine rağmen uygun fiyatlı değil. abartılı kutlama işlerine bayılıyorlar. düğünler falan zaten herkes bir kraliyet mensubu havasında kutluyor :)

bu kadar anlattım çok neşeli gibi gelmiş olabilir ama güleryüze hasret kalırsınız bu ülkede. çok gülümseyen insan yok. bazen bu durum rahatsız edici seviyede olabilir. ruslara alışıklar diğer insanlara değiller. bir türk olarak sokakta çok garip bakışlara maruz kalabilirsiniz. bakıyor da bakıyor işte adam. yav diyor, bu rus değil özbek değil bunun burda ne işi var diyor muhtemelen içinden.

burka, çarşaf falan giymeyi yasakladılar ama aşırı olmayan tesettüre de karşı değiller. bu meselelere bizim kadar takılmıyorlar gibi geldi bana. laik-muhafazakar çok uçurum bir ayrım yok. kadınlar almatı - astana için konuşursak dilediğini giyiyorlar rahatça.

kazakistan'da kazaklar eskiden azınlık derecesindeymiş nüfus olarak. ama şuan gözlemlediğim herkesin 2-3 minimum çocuğu var. her köşede bebek arabasıyla gezen kadınlar görüyorsunuz. başta çocuk yapanlara devlet sağlam prim veriyor diye düşünmüştüm ama kayda değer bir destek de göremedim. nüfus olarak çoğunluğu yakalamışlar ve tekrar bırakmaya da niyetleri yok.

şehirde yaşayan halkın eğitim seviyesi yüksek. üniversite okuyunca devlet destek veriyor ücretsiz okuyorsunuz amma şöyle bir pürüz var; 4 yıl bölümünüzü okudunuz diyelim ve mezun oldunuz. mezun olduğunuz andan itibaren 6 ay içinde iş bulamazsanız bu ücreti acı bir şekilde ödemek zorunda kalıyorsunuz ve maalesef istihdam konusunda başarılı olamadıkları için gençler alanlarında iş bulamıyorlar ve mezuniyetinden yıllar sonra bile bu borçları ödemek için farklı ve kalifiyesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. yoksa devlet bankacılık dahil her şeylerini engelliyor ve yurtdışına dahi çıkamıyorlar.

dil konusunda rusça eğitim daha kaliteli gözüyle bakıyorlar. bu arada bu ülkede böyle nezih bir ortama, mekana giriyorsanız kazakça duyamıyorsunuz. böyle yerlerde kazakça konuşmaktan utanıyorlar. onlara göre kazakça köylü diliymiş. bende inadına garsonların rusça konuşmalarına kazakça cevaplar veriyordum. zaten rusçayı anladığım da yok :)

ingilizce bilme oranı düşük, yabancı gördüklerinde rusça anlaşabileceklerini düşünüyorlar. eğer rusça konuşmuyorsanız garipsiyorlar.

bir türk olarak neredeyse herkes sizi anlayabiliyor ama siz onları anlayamazsınız :)
kendi aralarında konuşurken kazakça başladıkları cümleye rusça devam edip tekrar kazakçaya dönebiliyorlar. bu da zaten anlaşılması zor olan kazakçayı iyice karmaşık hale getiriyor. yani uyarım o ki; nasılsa anlamıyorlar diyip bam güm türkçe saydırmayın çok fena anlıyorlar ve bozuk türkçeyle lafın altında kalmıyorlar :)

latin alfabesine geçme olayı da hikaye. ya da bu meseleyi o kadar ağırdan alıyorlar ki 5-10 yıl sürer gibi geliyor bu hızla. çok da umurlarında gibi de durmuyor zaten. ek olarak bu süreci maddi olarak karşılamaya da hazır değil gibiler.

yolsuzluk, rüşvet, liyakat meseleleri sıkıntılı.

devlet memuru olmak, burda herkesin son düşündüğü şey genelde. maaşları komik rakamlarda oluyor. ister istemez rüşvete zorla itiyor sistem insanları.

sözün özü, burası böyle bir memleket işte

gitmeyi düşünen, iş yapmak isteyen, merak edenler için elimden geldiğince bildiklerimi ve deneyimlerimi aktardım. lütfen benimle gereksiz münakaşalara girmeyin katılır veya katılmazsınız herkesin deneyimi düşüncesi aynı olamaz sonuçta. yazımı da şimdilik burada sonlandırıyorum. okuduğunuz için rahmet! (??????)