Kardeşini Öldürdükten Sonra Bir Şehri Komple Katleden İmparator Caracalla'nın Hikayesi

Zalimlikte adeta çığır açan Roma İmparatoru Caracalla'yı tanıdıkça kendisinden tiksinmeniz garanti. İşte bu şizofrenik adamın öyküsü.
Kardeşini Öldürdükten Sonra Bir Şehri Komple Katleden İmparator Caracalla'nın Hikayesi

m.s 215 yılında iskenderiye'de yaklaşık 20.000 insanın bir roma imparatoru'nun kardeşini, kendisinden daha çok seviyor diye katledilmesi, soykırıma uğraması oldukça dokunaklı bir olaydır. bu karar dakikalar içinde alınmış ve saatler içerisinde uygulanmıştır.

aşağıdaki yazıda da bahsettiğim gibi, roma imparatorluğu açık arttırmayla satılmış ve başa gelen didius julianus haftalar sonra devrilmişti.


m.s. 193 yılında yerine geçen septimus severus'un imparatorluğunun 18. yılında ingiltere seferine giderken yanına iki oğlunu da almıştı: antoninus caracalla ve septimus geta. ancak yorgun imparatorun yaşlı bedeni soğuğa ve sefere daha fazla dayanamadı ve seferdeyken vefat etti. vefat ederken tek arzusu iki oğlunun da tahta geçmesi, birlik içinde yaşamaları ve roma'yı beraber uyum içerisinde yönetmesiydi. ancak genç prenslerin ihtirasları ve tutkuları buna izin vermeyecekti.

askerler, ölen imparatorun son arzusunu yerine getirdiler ve iki kardeşin huzurunda yemin ettiler. roma'nın bundan böyle iki imparatoru vardı: caracalla ve geta. bu iki kardeş, babalarının ölümünden hemen sonra birbirlerinden korunmak için çok büyük önlemler aldılar. devlet törenlerine katılmadılar, imparatorluk sarayını yarı yarıya böldüler ve ne aynı masada yemek yediler ne de aynı ortamdaki havayı soludular.

caracalla, büyük kardeş olmanın üstünlüğünü kullanarak avrupa ve batı afrika'yı alırken, küçük kardeş geta ise mısır ve asya hükümdarlığını alacaktı. böylece iki kardeş imparatorluğu bölecek ve sınır hükümdarlıklarını kuracaklardı. ancak bu plana anneleri julia domna karşı çıktı. çünkü roma impapratorluğunun en büyük ülküsü "tek toprak" içerisinde geniş bir vatan olmasıydı. ayrıca bu sebepten dolayı çıkacak bir iç savaşın onarılması mümkün değildi. birliğin bozulması demek, imparatorluğun da sona ermesi demekti ki bir nevi 60 sene sonrasını da görmüştü.

peki, roma imparatorluğu bölünmeyecekse imparatorluk tahtı ne olacaktı? aslında kötü yaradılışlı olan caracalla'nın planı, imparatorluğu bölüp daha sonra savaş çıkartarak kardeşinin üzerine yürümek ve yeniden birleştirmekti. ancak bölünme işi rafa kaldırılınca, caracalla farklı bir plan kurdu: imparatoriçenin odasında zoraki buluşmayı kabul eder gibi gözüktü ve bir kapının arkasına gizlenen askerlerini aniden ortaya çıkarttı: geta'yı oracıkta katlettirdi. imparatoriçenin her tarafı kana bulandı, caracalla korkuya kapıldı. sarayı terk etti ve proteryanların barınağına sığındı. askerleri kendi tarafına aldı ve babasının hazinesini onlara dağıtarak, askerleri satın aldı.

Geta'nın öldürülmesi.

ancak caracalla, işlediği cinayetin altında ezilmeye başladı. çektiği vicdan azabı geceleri uykusunu yarıda bölüyor, kardeşinin ve babasının suratı hayallerinden gitmiyordu. bu ruh hali yüzünden kafayı yemek üzereydi. paranoyak bir imparatora dönüşmüştü ve kardeşinin her an mezardan çıkarak kendisini öldüreceğini düşünüyordu. akıl sağlığını kaybetmek üzereyken, kardeşinin anısına damnatio memoriae uygulama kararı aldı.

örneğin adıyaman cendere köprüsü'nde babası septimus severus'un kendisini, karısını ve iki oğlunu temsil eden dört sütundan, geta'ya ithaf edilen sütunu yıktırdı:


sarayda ailesinin anısına yaptırılan freskten geta'nın yüzünü kazıttı:

septimus severus ailesini anlatan yazıtlardan geta ismini ve bilgilerini kırdırttı:


roma'daki zamanından kalma ve sonra san giorgio kilisesi'ne çevrilen bu anıtta severus ailesi görülüyor ancak bir kişi hariç: geta:


caracalla bu noktadan sonra iyice kafayı yedi ve tek takıntısı öldürdüğü kardeşi oldu

sadece roma'da, 20.000 kişiyi katletti. tek suçları geta ile aynı havayı solumuş olmalarıydı. sofrasında yemek yiyen arkadaşlarından, korumalığını yapan muhafızlarına; naipliğini yapan bilginlerden, en değersiz gözdelerine kadar kadın, erkek ve çocuk demeden herkesi katletti. öyle ki marcus aurelius'un hayattaki tek kızı fadilla'ya bile sırf geta ile muhabbeti olduğu için acımayarak canını aldı. geta adını söyleyen herkesi devlete karşı işlenen suçtan dolayı katlettii. öldürdüğü soyluların malına el koydu. tiberius, neron ve domitianus gibi tiranların zalimlikleri sadece roma senatosuna ve savaşçılarına karşıydı. ancak caracalla o denli kötü yaradılışlıydı ki kardeş katili olması ruhunu tümden bitirmiş ve halkın en büyük düşmanı olmuştu.

binlerce altın tutarında hamamlar, tiyatrolar, anıtlar yapılıyordu ancak caracalla bunları görmeden yıktırıyor ve yenisini yaptırıyordu. tüm vatanı sırf hizmetkarlarına daha fazla armağanlar verebilmek için ağır vergiler altında ezdi. roma halkından aldığı vergiler bir süre sonra giderleri karşılamayınca yayınladığı bir emirname ile tüm kölelerin roma vatandaşı olduğuna hükmetti ve tüm zavallı kölelerden bu ağır vergileri almaya başladı. tek amacı orduyu doyurmak, ordunun gözdesi olmaktı. caracalla'ya göre "bir hükümdar askerlerinin sevgisini kazanmalıydı; geri kalan uyrukların hiç ir önemi yoktu."

caracalla, roma'yı bir daha geri dönmemek üzere terk etti ve başkenti imparatorsuz bıraktı. amacı, doğu'ya gitmek ve büyük iskender gibi bir fetih kahramanı olmaktı. büyük iskender'e kafayı takmıştı. aynı o'nun gibi giyiniyor, o'nun öğretilerin kendisine göre yorumluyordu. sırf büyük iskkender özentiliği yüzünden emrinin altındaki askerleri makedonlar'dan oluşturmuştu ve o'nun izlediği rotayı izliyordu. ancak bu yaptığı manyaklığın altındaki tek gaye doğu'daki halka da zulmetmekti. senatoyu zaten umursamayan caracalla kafayı iyice yemişti. şüphesiz ki en büyük kıyımı m.s 215 yılında mısır'ın iskenderiye şehrinde gerçekleştirdi. şehre girdiğinde "geta" yazılarına rastladı ve geta ismiyle karşılaştı. söylenile gelen odur ki: "geta'nın şehirde daha çok sevilmesi" ve "cinayetinin dillendirilmesi" caracalla için sinir krizi sebebi olmuştu. caracalla dinlenmek için serapis tapınağı'na çekildi:


bu esnada şehirdeki herkesin katledilmesi için emir verdi. o zamanlar iskenderiye'nin nüfusu yaklaşık 400.000 kişi olduğu tahmin ediliyor.

saatler içerisinde yaklaşık 20.000 iskenderiyeli soylu ve halk katledildi. şehirden o esnada kaçanları izini sürüp buldurttu ve canlarını aldırttı. aniden ortaya çıkan bu soykırım kararının kan donduruculuğunu kelimelere dökmek kifayetsiz kalacaktır.

caracalla, hacı olmak için ay tapınağı'na giderken m.s 217 yılında urfa yolunda işemek için durdu. muhafızları nezaketen yanından ayrıldı. ancak bazı lejyonerler, bazı saray adamları tarafından satın alınmış ve dolduruşa getirilmişti. onlardan birisi de lejyoner martialis idi. hançerini çıkarttı ve sırtından bıçakladı. anında öldürülen martialis, caracalla'nın da hayatına böylece son vermiş oldu.

işte bu kardeş katili zalimin sonu böyle geldi

6 yıllık hükümdarlığının sonunda sorumlu olduğu halkına kan, göz yaşı, fakirlik ve daha da hızlı çöken bir imparatorluk bıraktı. köleliği kaldırdı ancak vergisini veremeyen köleler imparatorluğun pimini çeken başka bir unsur oldu. bir kente anında soykırım kararı verebilecek kadar manyak, kardeşinin katili olduğunu kabul etmeyecek kadar şizofren olan bu rezil imparatorun sonu sırtından hançerlenmek oldu.