Karagöz ve Hacivat Efsanesine Dair Bilmek İsteyeceğiniz Her Şey
karagöz ve hacivat, osmanlı döneminde popüler hale gelen ve daha sonraları gelenekselleşen türk gölge oyununun baş karakterleridir. oyunların ana teması, iki ana karakter arasındaki zıt etkileşimden doğan bir hiciv sanatı sergilerler.
bu sanatın içinde karagöz , okuma yazma bilmeyen ama dürüst halkı temsil ederken, hacivat (bu arada ismi hacı ivaz'dan gelir) ise düzgün bir osmanlı türkçesi konuşan ve şiirsel, edebi bir dil kullanan eğitimli sınıfa aittir. ayrıca karagöz, yerli zekası ile hacivat'ın üstün eğitimini her zaman geride bıraksa da, aynı zamanda çok fevridir ve bitmek bilmeyen çabuk zengin olma planları vardır. tabi şark kurnazlığı her zaman başarısızlıkla sonuçlanır. hacivat bu durumu bildiğinden karagöz'ü sürekli ehlileştirmeye çalışır fakat bu durum hiçbir zaman ilerlemez. oyun bunun çerçevesinde ilerler durur.
bu geleneksel gölle oyununda arka planda tek bir sanatçı görmekteyiz . usta dediğimiz bu oynatıcı iki karakteri canlandırırken muazzam bir mimik, ses, farklı aksanları ortaya koyarken görünmez bir tiyatro sergiler.
oyun genel olarak dört bölümden oluşmaktadır
1. hacivat'ın şarkı söyleyerek perdeye çıkıp karagöz'ü çağırdığı ilk bölüme mukaddime denir. bu bölümde hacivat'ın okuduğu şiir, oyunun insanlara öğretmeyi amaçladığını ve tasavvuf unsuru taşıdığını vurgulamaktadır.
2. ikinci bölüm olan muhavere bölümünde ise baş kahramanlar karagöz ile hacivat arasında ana konu dışında söze dayalı bir tartışma vardır. muhaverede şarkılar şiirler hazırcevaplar şeklinde kullanılarak da yaratılır. bu bölümde karagöz ve hacivat'ın özellikleri arasındaki farklar üzerinde durulmuştur. muhavere oyunun ana temasıyla ilgili olabilir veya olmayabilir. çeşitlendirmek mümkündür.
3. hikâyenin anlatıldığı asıl bölümdür ve ana karakterlerin dışında diğer karakterler de perdeye çıkar. işte bu bölüme fasıl denir. oyun, adını bu bölümde işlenen konudan almaktadır. karagöz ve hacivat perdede kalsa da bazı karakterler bu bölümde oyundan katılır ve ayrılır.
diğer karakterler şöyledir
çelebi: istanbul lehçesiyle konuşan kibar aile çocuğudur. ailesinden kalan mirasla geçinir. iyi giyinip, güzel konuşur. şiir okumasını sever.
tiryaki: uyuşturucu müptelası bir işsizdir. bu nedenle hep uyuklar. tütün, nargile, kahve, gibi keyif verici maddelere de düşkündür.
beberuhi: yılışık ve yaygaracı olan bu karakter hızlı hızlı konuşur, işi gürültüye getirir, sık sık ağlar.
kayserili: asıl adı mayısoğlu olan karakter, kayserili şivesiyle konuşur ve genellikle bakkal veya pastırmacı olarak perdede gözükür. bir işareti de kolundaki yumurta sepetidir.
kastamonulu: asıl adı “himmet dayı” veya “himmet ağa” olan bu iri yarı adamın mesleği odunculuktur ve işareti elindeki baltasıdır. kaba saba bir adamdır ve kastamonu şivesiyle konuşur.
laz: tipik işareti elinde taşıdığı kemençedir. hızlı konuşur, kimseye konuşma fırsatı vermez, çabuk öfkelenir, çabuk sakinleşir.
kürt: genellikle hamallık ya da bekçilik yapar, şiveli konuşur.
acem: ya iran’dan ya da azerbaycan’dan gelmiştir. mesleği genelde halıcılık, antikacılık ya da tefeciliktir. bu zengin tip eğlenceye düşkündür ve etrafına para saçar.
arap: iki farklı türü vardır, ya “ak arap” veya “kara arap” olarak perdede gözükür. çoğunlukla halayık, uşak veya deveci rolündedir. kına, kahve, fıstık satar. ak arap'ın diğer adları: hacı fitil, hacı kandil, hacı şamandıra'dır.
arnavut: bahçıvan, ciğerci, celep, korucu veya bozacı rolündedir. cahil cesareti vardır. çabuk öfkelenip hemen silahına davranır, bir kabadayı gibi davranır fakat sıkıyı görünce kaçar.
rumelili: trakya şivesiyle konuşan ve adı çoğunlukla “hüsmen ağa” olan bu tip perdeye pehlivan ve arabacı olarak gelir. güreşte yenilince mızıkçılık eder.
yahudi: korkak, yaygaracı ve geveze olan bu karakter eskici, sarraf veya tefeci olarak perdede gözükür. inatçı ve pazarlıkçıdır.
rum: türkçe kelimelerin arasında sıklıkla rumca kelimeler sarfeder. mesleği çoğunlukla doktor, meyhaneci, terzi ya da tacirdir.
ermeni: müzik ve şiire düşkündür. mesleği ya kuyumculuk ya da lağımcılıktır.
çerkez: başında kalpak ve belinde kılıç vardır.
tuzsuz: bu kabadayı tiplemesinin asıl adı kaba kuvvetine güvenir ve etrafındakilere sürekli çatar, gözdağı verir. her an kavga çıkarmaya hazırdır.
matiz: rumca'da matiz sarhoş anlamına gelir. elinde sürekli olarak şarap şişesi bulunan matiz tasviri, sarhoş, külhanbeyi vb tipleriyle yaklaşık olarak aynıdır.
zeybek: adaletsizliğe, haksızlığa ve zulme uğrayanları korumak için halkın içinden çıkarak başkaldıran silahlı bir halk kahramanıdır. eşkiyaya karşılık olarak da kullanılmaktadır.
zenneler: oyunun temasına göre farklı farklı rollerde gözükürler. genelde az konuşurlar. zenne karagöz'ün karısı rolündeyse perdede gözükmez sadece sesi duyulur.
çengi: genelde oyunun sonunda ortaya çıkıp oynayan bu karakterin adı
cazu: uçmak ve insanları farklı kılıklara sokmak gibi doğaüstü yetenekleri olan yaratıklardır. bir ejderin veya bir küpün üzerine binmişlerdir ve ellerinde yılan şeklinde kamçıları vardır.
cin: bir diğer doğaüstü bir yaratıktır.
4. son bölümde karagöz ve hacivat oyunun bitmek üzere olduğunu duyurur, hatalarından dolayı özür diler ve bir sonraki oyunu duyururlar.
bu kadar bilgiyi öğrendikten sonra, şu türkümüze eşlik ederek bu ikilinin nasıl ortaya çıktığına bir bakalım
aslında tam anlamıyla bir kesinlik olmamakla birlikte birden fazla teori vardır.
ilk teorimiz şöyledir; kökeninin güneydoğu asya, gölge tiyatrosunun kabul edilir. bir görüşe göre orta asya'nın kor kolcak ve çadır oyunları aslında gölge tiyatrosunun örnekleriydi ve oyunların ilk ne zaman oynandığı belirsizdir. bazıları, gölge kuklası gösterilerinin daha 11. yüzyılda oynandığı ve tüccarlar vasıtasıyla osmanlıya ta uzaklardaki java adasından geldiğine inanıyor . ilk karagöz-hacivat oyunu ise sultan ı. selim zamanında oynatıldığı bilinmektedir. diğer bir görüş ise sultan yavuz selim'in 1517'de mısır'ı ele geçirdiğinde gölge tiyatrosu sanatçılarını türkiye'ye getirdiği yönündedir.
yine bir efsaneye göre, karagözün ilk performansı, köylü sınıfına ait bir kişinin padişahı ziyaret etmesiyle gerçekleştiği söylenir. çoğu insan gibi padişaha dileklerini, dileklerini ve şikayetlerini söylemek yerine(belki de dönemin aydınıdır diyebiliriz), padişahın yozlaşmış saray memurları, sadrazamları ve diğer görevlileri hakkında bir hikaye anlatmak ister bunun için kısa bir kukla gösterisi düzenler. padişah bu gösteriden o kadar çok memnun kalır ki ve kuklacıyı sadrazam olarak atadığını ve kuklacının hikayesine ilham veren yozlaşmış yetkilileri cezalandırdığını söyler. işte bu anlatı dilden dile dolanarak bu hicivli göl oyununu ilham verir.
üçüncü mite göre hacivat ve karagöz var olan kişilerdi ve bire inşaat ustasıydılar. anlatılanlara göre inşaat ustaları aralarında sürekli komik şakalar yapıyor ve bu şakaları yaparken saray hanesi içindeki durumları eleştiriyor ve caminin bitmesine engel teşkil ediyorlar. bitmeyen cami üzerine orhan gazi caminin mimarına “cami zamanında bitmezse kelleni alırım” demiş ve bunun üzerine cami mimarı, hacivat ve karagöz'ün sebep olduğunu söyleyerek şikayete bulunmuştur. ikili bu durum ve diğer söylentiler üzerine idam edilmiştir. halk arasında çokça üzüntü yaratan bu durum üzerine hacivat ve karagöz'ü çok seven şeyh küsteri, bu ikilini kuklalarını yaratarak gölge oyunlarını oynamaya başlatır.
ayrıca evliya çelebi, ünlü seyahatnâme'sin de karagöz ile hacivat ile ilgili istanbul ve bursa merkezli tarihî şahsiyetler olarak anlatmış. karagöz ile hacivat'ı anadolu selçukluları zamanında yaşamış olduklarını söyleyerek ikilinin birbirleriyle olan bu nükteli çatışmaları bir gölge oyununa dönüştürüp oynatılmıştır.