Kanuni Sultan Süleyman Neden Okyanuslara Açılıp Coğrafi Keşifler Yapmadı?

Bazen TV'deki hocaların bundan dert yandığını duyarsınız: "Osmanlı ve özellikle de gücünün doruğundaki Kanuni, neden Coğrafi Keşifler'e seyirci kaldı da bu keşifleri kendisi yapmadı?" diye. Esasında basit sebepleri var.
Kanuni Sultan Süleyman Neden Okyanuslara Açılıp Coğrafi Keşifler Yapmadı?

(bkz: celal şengör'ün kanuni'ye dangalak demesi)
(bkz: kanuni sultan süleyman salağın tekiydi)

celal hoca'nın jeoloji bilgisine saygımız sonsuz da, tarih konusunda ahkam kesmeye başladığı an el frenini çekmek gerekiyor. "kanuni coğrafi keşiflerin önemini anlamadı, o yüzden dangalaktır" demek, tarihi bilmemek değil, resmen tarihi okuyamamaktır. dümdüz bir anakronizm zırvası.

hoca olaya 21. yüzyıl penceresinden bakıp 16. yüzyıl padişahına giydiriyor. "bunlar niye okyanusa açılmadı" diyor.

bir duralım hocam.

şimdi o dönem avrupa'ya bakıyorsun; krallıklar bölünmüş, fukara, birbiriyle boğuşuyor. acil para lazım, yeni yol lazım. adamlar "nereden üç kuruş daha tırtıklarız" diye yırtınıyor, atlıyorlar teneke gibi karavellere, ya batarız ya çıkarız diye okyanusa açılıyorlar. mecburiyetten yani.

O dönemlerde Osmanlı.

peki osmanlı'ya, yani kanuni'ye bakalım

adam zaten patron. ipek yolu elinde, baharat yolu elinde. kahve yemen'den geliyor, pamuk mısır'dan akıyor. dünyanın serveti zaten istanbul'dan geçiyor. kanuni niye "dur şu amerika'ya gidip kahve arayayım" desin allahaşkına? kahve zaten ayağına geliyor.

"ama donanması vardı!" diyorlar. vardı da ne vardı? osmanlı donanması akdeniz donanması. rüzgarsız havada bile gitsin diye yüzlerce kürekçinin çektiği kadırgalardan oluşuyor. o kadırgalarla sen okyanusa açılamazsın. ilk fırtınada haşat olursun. avrupalı ise okyanusa dayanıklı, yelkenli karaveli yapmış. bizde o teknoloji yok, çünkü gerek yok. akdeniz'de kralız zaten.

kaldı ki, bu coğrafi keşiflerin "vay anasını ne büyük olaymış" etkisi hemen anlaşılmadı. ilk başta amerika'dan gelen altınlar ispanya ekonomisinin içine etti, enflasyondan batırdı adamları.

diyeceğim o ki: kanuni dangalak, salak falan değildi. sadece öncelikleri farklıydı.

ilk olarak ihtiyacı yoktu. (dünya zenginiydi). sonra, imkanı yoktu. (donanması ve ekonomik altyapısı okyanus macerasına uygun değildi).

celal hoca'nın yaptığı, bugünden bakıp kanuni niye uzay mekiği yapmamış demek kadar saçma bir analiz. hoca jeolojide kalsın, tarihi tarihçilere bıraksın. her şeyi bilmek zorunda değil kimse.

Buna zıt düşünen bir yorum da şöyle

dizi etkisinin en kötü noktası budur. kanuni sultan süleyman kötüdür. niye? çünkü devletin geleceği olan şehzade mustafa'yı öldürtmüştür ve finalde iş bilmez selim başa gelmiştir. bu yüzden de kötüdür algısı var. hayır arkadaşlar kanuni sultan süleyman bu yönden kötü değil. siz merak etmeyin kanuni mustafa'yı öldürtmeseydi bile tahta selim gibi biri geçebilirdi. biz bunu fatih sultan mehmet'ten sonra yaşadık zaten. cem sultan tahta geçeceğine bayezid geçti.

kanuni bu arada bence de gereğinden fazla abartılmış bir padişahtır. bunun sebebi de gavurların muhteşem demelerinden kaynaklanıyor. ha bir de fatih sultan mehmet'in vakti zamanında feth edemediği iki yeri almasından kaynaklanıyor.

lakin şöyle bir durum var. mevzu hiçbir zaman bunlar olmadı. kanuni abartılmış biri midir? evet. neden?

1. atıyorum emrah safa gürkan bu durumu ''abi osmanlı akdeniz imparatorluğuydu. okyanuslara uzaktı, oraya gidip ne yapacaktı?'' tadında açıklıyor. görüşüne saygı duymakla beraber katılmıyorum. bu aslında mevzuyu legalize etmek ya da mazur görmek anlamına gelir. kanuni'nin stratejisi yanlıştı. kanuni fatih döneminden kalan denizleri gölümüz yapalım politikasının devamıdır. fatih sultan mehmet, karadeniz'i göl haline getirmiştir. kanuni ise akdeniz'i göl haline getirmeye çalışmıştır.

- halbuki fatih sultan mehmet yaşadığı zaman daha amerika diye bir kıta bulunmamıştı. ortada kıta(lar) keşfedebilecek düzeyde bir coğrafi keşifler mantığı yoktu. hatta onu bırakın ümit burnu dahi bulunmamıştı. fatih karadenizle beraber, ege denizi, akdeniz ve bilhassa roma hakimiyeti kurmak istiyordu.

- kanuninin döneminde ise bizim bildiğimiz manada coğrafi keşifler çoktan başlamıştı. ümit burnu bulunmuş, amerika bulunmuş, hindistan'ın kalküta limanına giden okyanus yolu bulunmuş, macellan dünyayı turlamış, yeni kıtadan altın, gümüş vs. ticaretleri ve kolonizasyonları başlamış... kanuni sultan süleyman böyle bir dönemin içinde doğmuş birisi ve o andaki en güçlü imparatorluk. karada rakibi yok, denizde ise potansiyel olarak hepsini geçebilir zira para, kaynak, güç vs. her şey var. tek bir şey yok. o da adam eksikliği var ama aaaa şansa bak, barbaros hayreddin paşa var. korsanken şarlken, andrei dorya tokatlayan adam, kaptan-ı derya iken haçlı donanmasını indiren adam var bizde. peki ne yok? heh işte geldik o noktaya. kanuni sultan süleyman'ın vizyonu yok vizyonu.

osmanlı akdeniz'den bu arada çok rahat çıkabilirdi ki zaten hali hazırda da çıkmışlığı vardı. cezayir senin, fas ve tunus bölgesine ciddi iki akın yapsan (ama ciddi olacak.) anasını ağlatırsın oranın ve tataaaaa al sana atlantik okyanusu.

burada yol ikiye ayrılıyor. iddia odur ki barbaros, kanuni'ye ''amerikayı fethedelim'' demiştir. lakin ondan sonra ya pargalı ya da kanuni gerek görmemiştir bu işe. pargalı olduğunu pek zannetmiyorum zira kendisi rönesans adamı olduğu için merakını çok daha cezbedebilecek bir hadise. yüksek ihtimalle kanuniden kaynaklanıyordur durum.

neyse bu iki yol şudur.

- ya oradan ticaret yapan gemilere çöküp mallarını devamlı alıp getireceğiz.

- ya da oraları alıp bunun ticaretini bizzat biz yapacağız.

e hint seferlerinde de aynı durum var. yavuz sultan selim ilk kez donanmayı okyanusa sokma üzerine teklifler de bulunmuş, e adam rahmetli olunca 20 küsür sene ses seda çıkmamış. 1538'de ilk seferler başlıyor. barbaros hayrettin paşa hala akdenizde. hadım süleyman paşayı göndereceğine büyük bir donanmayla gitsene portekizlerin üstüne hem de başta barbaros varken. anasını ağlatırsın ortalığı, bölgede ne portekiz kalır ne başka bir şey. yok venedik tehlikesi, yok haçlı bilmem nesi, yok fransa vs. derken barbaros kaldı. bak buradan bile durumun vehametini anlayabilirsiniz. osmanlı pahalı seferler silsilesi düzenledi ama ne yönetim ne de komutanlar adam akıllı bu işin üzerine eğilmedi. eğilseler gerçekten bu iş yapılabilirdi.

yani yok hürrem varmış, yok mustafa neden ölmüş? vay selimin ne işi varmış? vs. dizi şeyleriyle uğraşacağımıza aslında esas noktayı kaçırıyoruz. para, kaynak, güç ve yetişmiş adamlarımız varken, en uygun zamanda biz okyanuslara açılıp dünyanın anasını ağlatma fırsatını kaçırdık. bakın ihtimalini kaçırdık demiyorum. bu bir fırsattı ve biz bunu kaçırdık. kanuni'nin başarısızlığını başka yerlerde aramaya gerek yok. esas başarısızlık tam da bu noktada var. yoksa uzaktı, yakındı muhabbetini geçin, boş muhabbetler bunlar. ingiltere ile avustralya sanki komşu yerleşim yerleriymiş gibi muhabbet çevirmeyin....