Kadınlar Hakkında Söylediklerini Günümüzde Söylese Linç Edilecek Olan Dahiler

Tarihte cinsiyetçi olduğu düşünülen bazı dahilerin cinsiyetçi olduklarını gösteren detaylar.
Kadınlar Hakkında Söylediklerini Günümüzde Söylese Linç Edilecek Olan Dahiler


arthur schopenhauer

bu adamın cinsiyetçi olduğunu zaten sağır sultan duymuştur.

formaliteden de olsa bir alıntı yapıyorum.

"kadınların zihinsel olsun bedensel olsun, büyük işler için yaratılmamış olduklarını anlamak için görüntülerine bakmak yeterlidir. onlar hayatın cefasını yaptıklarıyla değil katlandıklarıyla çekerler." - aşka ve kadınlara dair

ludwig wittgenstein

kadınlara oy verme hakkının verilmemesi gerektiğini savunmuş ve sosyal ortamlarda kadınları ciddiye almayan tavırlar sergilemiştir.

cambridge üniversitesinde ders verdiği dönemlerde ders çıkışı derse gelen kadınlar dağılınca erkek öğrencileri yanına toplayıp "kadınlar gittiğine göre artık felsefe yapabiliriz" dediği rivayet edilir.

öyle ki ders çıkışı wittgenstein'ın yanına gelip tartışmalarını dinleyen öğrencilerden biri olan gertrude elizabeth margaret anscombe'un felsefe ile ilgilendiği için erkek sayıldığını öne sürmüştür.

"wittgenstein affectionately referred to her by the pet name "old man" , she being (according to ray monk) "an exception to his general dislike of academic women."

kaynakça: 1, 2

jean jacques rousseau

discours adlı eserinde kadınların sanattan veya işe ara herhangi bir şeyden anlayamayacağını söylemiştir. hatta bu söylemi schopenhauer tarafından aşka ve kadınlara dair eserinde yeniden dile getirilmiştir.

kaynakça: discours :philosophie sayfa 343

aristoteles

politika isimli eserinde kadınların erkeklerin hükmü altında olması gerektiğini ve hiyerarşik düzende kölelerden bir kademe yukarıda olmaları gerektiğini belirtmiştir.

kaynakça: düz wiki

albert einstein

bu biraz tartışmalı.

einstein'ın cinsiyetçi kabul edilmesinin sebebi 1914 yılında boşanmak istediği karısı mileva maric'e sunduğu talepler listesidir.

şartlar:

a. aşağıdakilerden sorumlu olacaksın:
1. giysilerimin ve çamaşırlarımın düzenli olduğundan;
2. üç öğün yemeğimi odamda düzenli bir şekilde yediğimden;
3. yatak odamla çalışma odamın tertipli tutulduğundan, özellikle de çalışma masamı benden başka kimsenin kullanmadığından.

b. toplumsal sebepler kaçınılmaz bir şekilde gerektirmediği takdirde benimle tüm kişisel ilişkini keseceksin. özellikle aşağıdakileri talep etmeyeceksin:
1. evde seninle birlikte oturmamı;
2. seninle dışarıya ya da seyahate çıkmamı.

c. benimle ilişkinde aşağıdakileri gözeteceksin:
1. benden fiziksel yakınlık beklemeyecek, bana hiçbir şekilde sitem etmeyeceksin;
2. istediğim anda benimle konuşmayı keseceksin;
3. istediğim anda yatak odam ya da çalışma odamdan şikâyet etmeden ayrılacaksın.

d. beni çocuklarımızın önünde sözlerin ya da davranışlarınla aşağılamayacaksın.

eşi mileva maric bu sözleşmeyi imzalamış ve evliliği sürdürmeye karar vermiştir.

bana kalırsa einstein'ın bunu yapmasının sebebi aslında cinsiyetçi olması değil, boşanmak istediği karısına yıldırma politikası uygulamaya çalışmasıdır.

kaynakça: ekşi şeyler

friedrich nietzsche

iyinin ve kötünün ötesinde adlı eserinde cinsel organlarında sorun olan kadınların öğrenmeye meraklı olduğunu söylemiştir.

kaynakça: iyinin ve kötünün ötesinde, 4. bölüm 144. önerme

martin luther

bu arkadaşın cinsiyetçi yorumları da biraz şaibeli aslında. yazıları genellikle dini alıntılardan oluşuyor ve dinler cinsiyetçi olduğu için bizzat kendi yorumu demek biraz güç.

mesela "tanrı kadınları ya erkeğe eş ya da fahişe olmak için yaratmıştır" şeklinde bir sözü olduğu iddia ediliyor.

ancak bu dini bir konu olduğu için kavga eden mezhepçilerin uydurması olabilir.

bu sebepten gerçekten böyle bir şey söylemiş mi diye şu arşivden bulduğum toplu eserlerinin 9 cildini birden taradım ancak böyle bir cümleye rastlayamadım.

başka bir örnek de şu blogda luther'in "kadınlara zeki olmaya çalışmaktan daha az yakışan bir kıyafet yoktur" şeklinde bir sözü olduğu iddia ediliyor ancak kaynakça olarak gösterilen şeyin şifresini çözemedim.

immanuel kant

kant'ın cinsiyetçiliği de schopenhauer gibi aşikar. direkt olarak kadınların erkeklere kıyasla zihnen yetersiz olduğunu savunuyor.

formaliteden bir sözünü bırakayım.

"bir erkeğe aptal demek ona söylenebilecek en can sıkıcı şey iken, bir kadına çirkin demek onun canını sıkabilir"

kant cinsiyetçiliği üzerine okuma için bir inceleme

niccolo machiavelli

bu adamın kitabında "kadınlar yüzünden devletler nasıl mahvolur" tarzı bir bölüm vardı ve ben bunu birkaç sene önce okumuştum ancak anladığım kadarıyla modern toplumumuz adamı sansürlemiş.

kitabın o kısmında yazdıkları aşağı yukarı nizamülmülk'ün siyasetname eserindeki yazılarına benziyordu.

şöyle bir görsel buldum ancak e kitaplarda bölümü bulamadım:


yine de şu yazıya göz atabilirsiniz.

kitabın sansürsüz hali elinde olan yeşillendirsin.

charles darwin

the descent of man isimli eserinde erkeklerin entelektüel açıdan kadınlardan fazlasıyla üstün olduğunu söylemiştir.

"iki cinsiyetin entelektüel güçleri arasındaki ayrım erkeğin derin düşünce, mantık, hayal gücü veya sadece duyular ve eller kullanılarak yapılan işlerde kadınlardan çok daha yüksek saygınlığa ulaşmış olmasıdır."

kaynakça: the descent of man sayfa 1520, paragraf 2.

richard feynman

arkadaşı daniel hillis'in anlatımına göre günlük hayatında kadınlara hizmetçi gibi davranma huyu varmış.

bir şeylerin getirilip götürülmesi gerektiğinde etrafında kadın var mı diye bakınırmış.

konfüçyus

kendisinin "yüz kadını toplayın bir erkeğin testisi etmez" şeklinde bir cümle kurduğu söyleniyor.

kadınların erkeğe hizmet etmeleri gerektiğine inanırmış.

voltaire

bu adamın ne yaşadığını tam çözemedim. kadınları övüyor gibi de sövüyor gibi de.

mesela bir cümlesinde " erkeğin bütün mantığı kadının bir hissi etmez" diyor.

yani şimdi burada aslında erkek mantıklıdır kadın hisseder gibi bir şey diyor ama kimi övüyor belli değil.

mesela "kadınlar sadece yaşlarını sır olarak tutabilirler" gibi bir şey söylüyor ama aynı zamanda "güzel bir kadının sevdiği erkekte ne dert kalır ne tasa" gibi bir cümle de söylüyor.

yani mesela dert ve tasa kalmaması olayını iyi bir şey olarak mı söylüyor kötü bir şey olarak mı söylüyor belli değil.

eroin kullanınca da ne derdin ne tasan kalır ama ölürsün.

kendisinin kadın erkek eşitliğini savunduğu iddia ediliyor ve örnek olarak " 25 yıl boyunca arkadaşlık yaptığım harika bir adamı kaybettim. tek kusuru kadın olmaktı" cümlesini vermişler.

yani, niyeti tabii eşitliği savunmak olabilir ama bu şekilde savunmak ne kadar savunmaktır karar veremedim.

bilemiyorum.
...

şimdilik liste bu kadar.

blaise pascal, david hume, rene descartes, john locke, buda, thomas hobbes, picasso, shakespeare, mozart gibi isimlerin de cinsiyetçi olduklarına dair söylentiler var ancak bu kişiler için ya sağlam kaynak bulamadım ya da " ya işte kitabını okudum kötü karakter kadındı cinsiyetçi bu adam abi" gibi tamamen subjektif yorumlara dayalı söylentiler oldukları için listeye eklemedim.