Johnny Depp ve Amber Heard'ün Yaşadığı Toksik İlişkinin Psikolojik Analizi

2011 yılında sevgili olan, 2015 yılında evlenen, 2016 yılında ise şu anda hala devam eden davalara konu olan şiddet olaylarıyla gündeme gelen ikili Johnny Depp ve Amber Heard'ün yaşadığı bu toksik ilişkiye biraz daha yakından bakalım.
Johnny Depp ve Amber Heard'ün Yaşadığı Toksik İlişkinin Psikolojik Analizi

bu yazıda bu ikilinin neden bir araya gelmiş olabileceği ve bu toksik ilişkinin yapısı hakkında tahminlerimi belirteceğim.

ilk olarak johnny depp'in hikayesinden başlayalım

depp'in anlattığı kadarıyla; yetiştiği ailede annesi despot ve şiddet gösteren, babası ise bunları sineye çekip karşılık vermeyen kişiler. annesinin her fırsatta hakaretler eden, ne yapacağı önceden kestirilmeyen biri olduğunu ve bu yüzden annesi her yanından geçtiğinde "ya vurursa" diye kollarını kendine kalkan ettiğini söylüyor. annesinin eline ne geçerse onlara fırlattığını, bunun da genellikle bir küllük veya telefon olduğunu söylüyor. bunu bir kenara not edelim.


fiziksel şiddetin acısına zamanla alıştığını ama sözlü şiddetin daha aşağılayıcı olduğunu söylüyor. depp'in doğuştan bir gözündeki sorundan dolayı annesi ona "horoz gözlü, tek gözlü" gibi hakaretler edermiş. annesinin tüm bu şiddet ve hakaretlerine rağmen babasının asla kontrolü kaybetmeyen ve annesine vurmayan bir kötü söz söylemeyen biri olduğunu, en fazla kızıp duvarları yumrukladığını söylüyor (tıpkı depp'in mutfak dolaplarını yumruklaması gibi). depp 5 yaşından beri "babam bu kadını neden terk etmiyor? neden bunlara katlanıyor?" diye düşündüğünü ve anlayamadığını, ama sonraları babasının iyi bir adam olduğunu idrak ettiğini söylüyor. bu kısım şunu düşündürdü, belki de depp'in zihninde "iyi bir adam böyle bir kadını sineye çeken ve bu acılara katlanan biridir" gibi bir algı oluşmuş olabileceğini, yetişkinliğinde de iyi bir adam olabilmek adına aynı döngüyü bilinçdışı olarak tekrar ettiğini düşündürdü. ek olarak davadaki ifadelere göre amber heard, depp'e tıpkı annesinin yaptığı gibi fiziksel özelliklerini aşağılayan hakaretler ediyor ve şişe fırlatıyor. bir şeyler fırlatmaya ek olarak annesinin telefon fırlatması gibi heard de depp'i gizli gizli telefonuyla çekerek telefonu ona karşı kullanmış oluyor.


depp 15 yaşındayken ise babası "artık dayanamıyorum, bundan sonra evin erkeği sensin" diyerek evi terk ediyor ve annesi bunun üzerine ilaçlarla intihar girişiminde bulunuyor. bu olaydan sonra depp de annesi de ağır bunalımlar geçiriyorlar ve bu bunalımlı dönemde depp odasına kapanıp gitar çalmaya başlıyor (tıpkı heard ile evliliğinde sıkıntılar baş gösterince evde sık sık gitar çalmaya başlaması gibi). bir süre sonra depp "the kids" (çocuklar) isminde bir müzik grubu kuruyor. müzik grubunun isminin the kids olması depp'in evin erkeği olmayı reddedişinin ve çocuğu olarak kalmak isteyişinin bir yansıması gibi.


tüm bu tablodan çıkan şu: depp bilinçdışı şekilde kendisine annesi gibi davranan bir kadına çekilmiş ve onu bu toksik döngüye rağmen hayatında tutmuş olabilir. kendisi de babasıyla özdeşleşerek böyle bir kadını tolere eden bir adam olmayı istemiş olabilir. mahkemedeki ses kayıtlarından birinde depp'in "gitmek istiyorum, ayrılmak istiyorum" dediğini ama heard'ün gitmesine izin vermediğini dinlemiştik. bir noktadan sonra depp tıpkı babası gibi gitmek istediği halde gidemeyişi ise sanırım yine annesinin evinden gidemeyişiyle ilgili. babası bir şekilde en sonunda gidebilmiş olsa da, evin sorumluluğunu ve "erkekliğini" depp'e bırakarak annenin onu yutmasına izin vermiş. depp de yutulmuş ve feda edilmiş erkekliğiyle birlikte anneyle kalmış. bu feda edilmiş erkeklik kalıbını bilerek kullandım çünkü yine mahkemede geçen bir ses kaydında depp heard'e "parmağımı kes, benden almadığın bir bu kaldı bunu da al" gibi bir şeyler söylüyor. buradaki parmağın anne temsili bir kadın tarafından kesilmesi tam bir kastrasyon ifadesi gibi. annesinin onun penisini kestiği gibi (metaforik anlamda), heard'ün de parmağını kesmesini istemiş olabilir.

amber heard'ün hikayesine geçelim

yaptığım kısıtlı taramada kendisinin geçmişiyle ilgili ayrıntılı bilgi veya kendi ağzından demeç bulamadım. o yüzden yorumlarım biraz spekülatif olacak. heard'ün annesiyle ilgili pek bir bilgi bulamasam da babasıyla ilgili bazı bilgiler var. babası david heard, texaslı. pos bıyıkları ve kovboy şapkası, silahlara ve arabalara (her ikisi de fallik nesneler) olan ilgisiyle tam bir texas alfası, ek olarak alkolik ve aktör. amber heard de oyuncu olmayı seçmiş ve onun da silahlar ve arabalara ilgisi var, bu bağlamda babasına hayranlık besleyen bir yapısı olduğunu tahmin edebiliriz. bu açıdan düşününce johnny depp'e hayranlık ve tutku duyması kaçınılmaz, çünkü depp de aynı babası gibi 'tarz sahibi' (ki sonradan davadan öğrendiğimiz üzere johnny depp'i tarz sahibi olmamakla suçlayacak - yani babası gibi bir alfa olmamakla), depp de alkolik ve aktör; ek olarak kendisinden yaşça oldukça büyük bir adam.


amber heard yetiştiği evde babasının annesine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını ve alkol sorunları yaşadığını belirtmiş. johnny depp ile olan kayıt altına aldığı tartışmaların çoğunda da depp'in alkol içmesi üzerinden bir kavga dönüyor. burada sanıyorum şöyle bir durum olmuş, bu babayla benzerlik konusunda heard'ün yapmak isteyeceği iki ihtimal var; ya babasını kurtaramadığı için babası gibi olan bu adamı alkolden kurtaracak, ya da bu adam da aynı babası gibi olacak ve babasının annesine yaptığı gibi kendisine şiddet uygulayacak. fakat sonuç olarak bu ikisi de olmuyor ve olmadıkça heard babasının daha ünlü ama daha az alfa olan bu versiyonuyla ne yapacağını bilemeden büyük bir öfkeyle kalakalıyor.


depp babası gibi fallik değil, silahlarla değil de gitarlarla ilgileniyor. ek olarak heard'ün babası onlarca pittbull besleyen hatta yasadışı olarak bunları dövüştüren bir adam. pittbullar da babasının fallik birer uzantısı gibi - güçlü, görkemli, dişli, tuttuğunu koparan ve korkutan. depp'in köpekleri ise yorkie cinsi; küçük, sevimli ve korkutmaktan oldukça uzak.


babası ile depp arasındaki bağlantıyı heard kendisi de dile getiriyor, ikisini kıyaslıyor ve diyor ki; "babam depp'e kıyasla melek gibi kalıyor. babam hayatı boyunca alkol sorunuyla uğraştı; bağımlı ve şiddet gösteren biriydi ama onu çok seviyorum." heard farklı kaynaklara babasını çok sevdiğini birçok kez belirtmiş ama bu cümlenin başı ve sonu kulağı tırmalıyor. bağımlıydı, şiddet gösterirdi dedikten hemen sonra sanki dilinin ucuna gelen öfkeyi örtmeye çalışır gibi "ama çok seviyorum" diye bitirmesi babaya duyduğu hayranlığın yanında bastırmaya çalıştığı bir öfke de olduğunu düşündürüyor. bu bağlamda depp bastırdığı bu öfkeyi dökebileceği daha güvenli bir ikame. yani benim yorumumca heard, babasına söyleyemediklerini ve yapamadıklarını, babasıyla özdeşleşerek babası gibi olan birine yapıyor.