İzmir ve İlçelerinin İsimleri Nereden Geliyor?

İzmir'in ve İzmir'in ilçelerinin isimlerinin hikayeleri.
İzmir ve İlçelerinin İsimleri Nereden Geliyor?

izmir

güçlü bir rivayete göre izmir şehrine bu ismi bir amazon kraliçesi vermiştir. izmir yöresinde yaşayan erektidler m.ö. 14'üncü asırda karadeniz’den gelen amazonlarla savaşıp yenmişler ve erektid hükümdarı these amazon kraliçesi smyrna ile evlenmiş ve yerleştiği bu şehre de onun adını vermiş. bu ad sonradan iyon diline zimimi biçiminde geçmiş ve izmir kenti anlamında zmirni diye anılmaya başlamıştı. türkler şehri zaptettiklerinden itibaren ona izmir demişlerdir. smyrna, zmirni, esmira, yezmir, samornia, zmirna,smirne, simire,semire, lesmire, lesmirr, ksimire, siniros, mirina, samorna, simira, zmirna, zimirra, ismire, yezmir olarak isimlendirilen şehir, sonunda türkler tarafından izmir olarak kabul görmüştür. başka bir rivayet, binlerce yıl önce buralarda hüküm süren luvilerin kullandığı zmürna kelimesinden dolayı bu ismin kullanıldığını ileri sürer.

aliağa

dördüncü murat, bağdat seferi sırasında faydası görülenlerden bir kısmına batı anadolu’da toprak vermiştir. bunlardan abdülkerim ağa’ya bu yöreyi bağışlamıştır. abdülkerim ağa’nın ölümünden sonra toprakları oğulları arasında paylaşılmış ve bugünkü aliağa yöresi oğlu ali ağa’ya kalmıştır. ali ağa burada büyük bir çiftlik kurmuş ve yöre bu isimle tanınmıştır.

balçova

eskiden ayesefit olarak kullanılan köyün adı, köy arazisinin büyük bir kısmının balçık olması nedeniyle, balçık havi olarak değişmiş ve daha sonra söylene söylene balçık ova birleşerek bugünkü ismi olan balçova adını almıştır.

bayındır

bayındır ilçe merkezinde bizanslılar döneminde yerleşimin bulunduğu ancak selçukluların gelişi ile orhan gazi tarafından 14'üncü yüzyılın başlarında 24 oğuz boyundan üçoklar’ dan biri olan bayındır türkmen boyunun kendi adı ile yeni bir yerleşim oluşturduğu bilinmektedir.

bayraklı

bayraklı adının kökeni hakkındaki en güçlü rivayet, ege kıyılarını kendilerine insan kaynağı olarak seçen türk korsanlarla ilgilidir. o dönemde akdeniz’e hakim olan denizciler her yıl izmir’e gelip bayraklar açarak levent toplar, “solumadan can vermek, terlemeden mal kazanmak isteyen bayrağımız altına gelsin” sözleriyle gönüllü çekmeye çalışırlarmış. bayraklar günümüzdeki bayraklı’nın bulunduğu yerde açılmakta ve gönüllüler orada yazılmakta olduğu için yörenin adı bayraklı olarak kalmış.

bergama

helenlerden çok önce batı anadolu'da pelasglar ve luvi halkı yaşardı. o zaman bergama'nın adı pargauma idi. parg (perg) burç anlamına gelir ve kale demektir. uma ise halk demektir. pergamon adı da helenleşmenin başlamasıyla dönüşen bir kelimedir. bugün bergama adı aslında ilk kullanılışı olan pargauma'ya daha çok benzer.

beydağ

palaipohs helen dilinde eski kent demektir. bu ad yakın zamana kadar balyambolu olarak kullanılıyordu. beydağ ilçesinin adı osmanlılara kadar, palaiapolis adının değişik şekilleri ile (palyapolis, palaiapolis, nikapolis, palaipolis, palaioupolis, paloeopolis, algiza, palaiapolis) olarak gelmiştir.

bornova

bilinen en eski adı birun-u abad olan bornova’da yerleşim helenistik çağda başlamıştır. ismi osmanlı kayıtlarında birunabad olarak geçmişse de, farsça "dış, harici" anlamına gelen "birun" kelimesinin, genellikle yer isimlerinde bir özel isimle birlikte kullanılan abad takısı (islamabad, haydarabad gibi) ile pek uyuşmaması, birunabad'ın başka bir ismin tahrif edilmiş veya uyarlanmış şekli olabileceğini düşündürmektedir. ismin başlangıçta burunova şeklinde geçtiği de öne sürülmüştür. levantenler yöreye bonobat da demişlerdir.

buca

buca adının orijini hakkındaki bilgiler kesin değildir. 1235'te iznik devleti (dukas vatidis) bu yöredeki manastırın sınırlarını tespit ettirirken, kohi denen, kral yolu yakınında bir yerleşim yeri adı geçmektedir. burası sonradan buca adını alan yerdir. kohi eski yunancada bir kapalı açının iç tarafı, dibi anlamına gelmektedir. kohi yeni yunancada goni olmuş, daha sonra bugia olmuş ve sonra da buca'ya dönüşmüştür. söz konusu manastıra ait belgeler incelenirken, ruza adında bir köyün isminin geçtiği, bunun buca olabileceği de söylenmektedir. bir başka varsayım da son bizans döneminde bu yörede büyük toprak sahibi olan vuza yahut vuzas isimli kişinin adının kaynak olabileceği yolundaki görüştür. buca batı literatüründe boudja, budjia, bougieh, borja gibi değişik şekillerde yazılmıştır. birincisi en yaygın kullanılmış olanıdır. buca adı ilk olarak fransız konsoloshanesi'nin deprem dolayısıyla buca'ya nakledildiği 1688 yılındaki konsoloshane kayıtlarında görülmektedir.

çeşme

çeşme ve civarında kaynak suları bol olduğundan ve zamanla çoğalan buz gibi suların aktığı çeşmelerinden dolayı yöreye çeşme denilmiştir. sürekli akan bu kaynakların etrafında çeşme yaptırmak günümüzde olduğu gibi, eski geleneklerimiz arasında da yer almıştır.

çiğli

eski tarihlerde, ilçenin genel olarak bataklık ve sazlıklardan oluşması ve denize yakınlığı nedeniyle yeşil alanlara çok çiğ düşmesinden dolayı, ilk yerleşenler tarafından buraya çiğli adı verildiği sanılmaktadır.

dikili

zeytin ağaçlarının dikildiği yere dikmelik denir. dikili isminin bu dikmelik kelimesinden geldiği sanılmaktadır. karaosmanoğlu dikili'de bir çiftlik kurmuştur. karaosmanoğlu’na ait başka çiftlikler de mevcut olduğundan, bu çiftliği diğerlerinden ayırt etmek üzere zeytinlerin dikili olduğu veya dikili çiftlik denmiş, zamanla değişime uğrayarak dikili adını almıştır.

foça

izmir'in kuzeyinde yer alan bir sahil ilçesidir. yöre antik çağda bir iyon yerleşimi olarak ortaya çıktığında, denizde yaşayan foklardan dolayı phokaia adını almış, günümüze foça olarak gelmiştir.

gaziemir

günümüzde seydiköy’ün yerini almış olan gaziemir adı, aydınoğlu gazi umur bey’e izafeten verilmiş olan bir isimdir. gaziemir ismi, gazi umur ifadesinin zaman içerisinde uğramış olduğu değişim sonucunda ortaya çıkmıştır.

güzelbahçe

milat öncesi yedinci yüzyılda bölgede kurulan klazomenia şehrinin ismi zaman içerisinde halk dilinde klizman (kilizman) şekline dönüşmüştür. uzun yıllar bu isim kullanılmış ancak 1936 yılında ilçeyi ziyaret eden izmir valisi kazım dirik'in, "bu yörenin toprağı kızıl. kurtuluş savaşı sırasında buralarda çok fazla şehit kanı döküldü. buranın ismi artık kızılbahçe olsun." emrinden sonra yöre için kızılbahçe ismi kullanılmaya başlamıştır. ilerleyen yıllarda “kızıl” kelimesine karşı gelişen tepkiler üzerine, 1954 yılında kızılbahçe ismi güzelbahçe olarak değiştirilmiştir.

karabağlar

izmir'in en eski yerleşim yerlerinden karabağlar'da iki asır önce (emrez ve aktepe'de) kara üzüm bağları doluydu. bölgedeki çok az sayıda ailenin bağları, çiftlikleri ve bağ evleri yer alıyordu. karabağlar isminin kaynağının bu kara üzüm bağları olduğu sanılmaktadır.

karaburun

karaburun adının nereden geldiği konusunda çok değişik görüşler vardır. çok eski dönemlerde yarımadanın adının capo calaberno olması, fonetik olarak isminin buradan değişerek geldiğini düşündürmektedir. bir varsayıma göre ise deniz yoluyla yarımadaya ilk varışta kömür burnu denilen mevkiin görülmesi nedeniyle, kayaların rengi esas alınarak karaburun denildiği şeklindedir. bir başka varsayım da eski türk adlandırma usullerinde kuzey yönünün "kara", güney yönünün ise "ak" olarak adlandırılması mantığına dayanmaktadır. şimdiki ilçe merkezi eski haritalarda karaburun, eşendere burnu da akburun olarak geçmektedir.

karşıyaka

kordelya karşıyaka’nın eski isimlerinden bir tanesidir. karşıyaka’nın ismi coeur de lion'dan gelir. fransızca "aslan yürek" anlamındadır. üçüncü haçlı seferinde aslan yürekli richard’ın orduları karşıyaka’da konaklamışlar ve o zamanlar ormanlık olan bu bölgeye richard'ın lakabı olan cordelion adını vermişledir. coeur de lion zaman içinde cordelieu, cordelion ve kordelya ve en sonunda karşıyaka’ya dönüşmüştür. bugün bile ilçede kordelya adında birçok kafe mevcuttur. bir başka rivayete göre ilçe sahilinin körfezde gerdanlık gibi olması nedeniyle yunanca gerdanlık anlamına gelen cordelia adı verilmiştir.

kemalpaşa

dokuz eylül 1922 akşamı mustafa kemal paşa'nın bu bölgede konaklamasından dolayı ilçenin ismi değiştirilerek kemalpaşa olmuştur.

kınık

kınık adı tarihçilere göre "nerede olsa azizdir" anlamına gelmektedir. ilçe bugünkü adını oğuz türklerinin bozoklar kolunun kınık boyundan almaktadır.

kiraz

milat öncesi sekizinci yüzyılda iyonlar, kışın sert soğuktan koruyan barınak anlamına gelen klaos yahut kleos ismi vermişlerdir. bizans döneminde "çanak ova" anlamına gelen kilas yahut kilos ismi verilmiştir. milat sonrası ikinci yüzyılın sonlarına kadar kilbis olarak anılıyordu. milat sonrası ikinci yüzyıl sonlarındaki bizans döneminde koloe yahut kolose adı kullanılıyordu. luvi dilinden gelme koloe adı, helen ağzına uydurulup kolose olarak söylenmiştir. osmanlı döneminde keles ismi kullanılmıştır. cumhuriyet döneminde 1948 yılında ilçe olan keles'e kiraz adı verilmiştir ama yöre halkı 70 yıl sonra bile hâlâ keles adını kullanmaktadır.

konak

katipzade mehmet çelebi'nin 1700’lerde yöre meydanında denize nazır bir konak inşa ettirdiği, konak isminin böyle ortaya çıktığı söylenir ama osmanlı hükümet konağı'nın aynı meydanında olması nedeniyle de buraya konak adı verildiği söylenir. katipzade'nin konağı sonradan vilayet konağı olarak kullanılmış da olabilir.

menderes

yakın zamana kadar cumaovası olan yöre ismi, 1989 yılında alınan kararla cumaovası havaalanı'nın isminin adnan menderes havalimanı şeklinde değiştirilmesiyle ilçenin de adı menderes olarak değiştirilmiştir.

menemen

bu konuda üç rivayet vardır. 1. pers krallığı sırasında övünmeyi seven pers kralına bu şehri kimin aldığı sorulduğunda "men, men" diye cevap verir. farsça'da "men", türkçedeki "ben" zamirinin karşılığıdır. kralın bu ifadesi sonradan menemen olur. 2. bergama kralı eumen şehre kendi adını vermiş, sonradan bu isim menemen şekline dönüşmüştür. 3. yöreye bizans hakimiyeti sırasında maino-menau adının verildiği, bu ismin zamanla değişerek bugünkü şeklini alarak menemen olduğu söylenir.

narlıdere

yukarıköy'ün kenarından geçen ali onbaşı deresi'nin kıyısındaki bahçelerde bir zamanlar var olan nar ağaçlarından ilhamla yöreye bu isim verilmiştir.

ödemiş

ödemiş adı 1451 yılında otamış, 1684 yılında ötemiş, 1820 yılında son değişikliklerle bugünkü halini almıştır. ödemiş’in, önce iri bir köy durumuna gelmesi ve sonra hızla nüfusunun artması, o sıralarda havzada, özellikle doğu kesiminde ötemiş (ya da ödemiş) aşireti olarak bilinen ve göçebe yaşantıları ile tanınan türkmenlerin 1684’ten başlayarak bugünkü ödemiş kasabasının olduğu yerde yerleşik duruma gelmeleri ile oluştuğu bilgisi mevcuttur.

seferihisar

bölgenin bilinen tarihi karyalılar ve iyonyalılar ile başlar. milat öncesi 30 yılında romalıların anadolu’yu işgali sırasında komutan tysafer buraya yerleşir. selçuklular hakim olduğunda bölgenin adı tysafer'in hisarı, osmanlı döneminde sivrihisar ve cumhuriyet’ten sonra ise seferihisar olur.

selçuk

ilçenin ilk ismi antik çağlardan beri efes (ephesus) olup, sonraki adı yerleşim yerlerinin değişmesiyle ayasuluk olmuştur. bölge 1390 yılında türk hakimiyetine girdikten sonra selçuk adını almıştır.

tire

tarihi belgelerde thira, thyera, tyrha, apaterie ve teira olarakta geçen tire ismi, hatti-luvi dil ailesinden gelmekte olup; kale, hisar anlamındadır. sırasıyla hitit, frigya, lidya, pers, roma ve bizans devletlerine ev sahipliği yapmış olan tire 13'üncü yüzyılda aydınoğullarının işgaliyle türk hakimiyetine geçmiştir.

torbalı

ismini antik çağın ünlü şehirlerinden biri olan metropolis, diğer adıyla triyanna ya da tripolisten aldığı rivayet edilen torbalı, tarihin bilinen devirlerinden beri çeşitli uygarlıkların merkezi durumundadır. rivayete göre sultan abdülhamit'in çiftliğine fidan diken murat bey, fidanların zarar görmemesi için develerin ağzına torba bağlanmasını emretmiş, bu nedenle yöre torbalı adıyla anılmaya başlanmıştır. (yöre halkı torbalı'ya tepeköy demektedir.)

urla

ilçenin ismini nereden aldığına dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır. latince ve rumca bataklık, sazlık anlamına gelen vurla kelimesinden kaynaklandığı veya osmanlı padişahı mehmet çelebi’nin komutanlarından ibrahim bey'in sefere çıkarken kendisine "uğur ola", "uğurlu geldi" demesinden türediği söylenmektedir. ayrıca evliya çelebi’nin seyahatnamesinde şehrin kıdafe kralının kızı ulice tarafından kurulduğu ve şehre urli adının verildiği, zamanla halk dilinde değişerek urla olduğu yazılmaktadır.

kaynakizmir büyükşehir belediyesi yayınları - izmir'i izmir yapan adlar