İzledikten Sonra Tavana Baktırıp Nöronlarınızı Ateşleyecek Bilim Kurgu Filmleri
interstellar, inception, martian gibi "blockbuster" olmuş, sağır sultanın bile duyduğu, hakkında ekşi sözlük'te binlerce entry girilmiş yapımları (bkz: mainstream) pas geçiyorum. o liste zaten google'da "en iyi bilim kurgu filmleri" yazınca çıkıyor.
bizim olayımız; patlamış mısır sineması değil, izledikten sonra tavana baktıran, nöronları ateşleyen, "hard sci-fi" ya da felsefi derinliği olan işler.
işte o liste:
1. primer (2004)
konu: iki mühendisin garajda yanlışlıkla zaman makinesi icat etmesi.
neden izlemeli: bu film, fizik ve mühendislik diploması gerektiren tek film olabilir. hollywood'un aptala anlatır gibi anlatma huyunu (bkz: dumbing down) elinin tersiyle itmiştir. 7.000 dolar bütçeyle çekilmiş, zaman yolculuğu paradoksunu (bkz: temporal paradox) en gerçekçi, en teknik işleyen başyapıttır. kağıt kalemle izleyin.
2. moon (2009)
konu: ay'da helyum-3 madenciliği yapan ve 3 yıllık görevinin bitmesini bekleyen yalnız bir astronotun hikayesi.
neden izlemeli: cgi şovu yok, sam rockwell'in oyunculuk dersi var. kurumsal açgözlülük, yalnızlık ve "insan nedir?" sorusunu o kadar sade soruyor ki, o ay'ın soğukluğunu iliklerinizde hissediyorsunuz.
3. ex machina (2014)
konu: genç bir yazılımcının, dahi bir ceo'nun evine gidip, ürettiği kadın robotla (ava) turing testine girmesi.
neden izlemeli: yapay zeka denince akla gelen terminatör sığlığından uzak; bilinç, manipülasyon ve etik üzerine harika bir satranç maçı. filmin sonunda kime hak vereceğinizi şaşıracaksınız.
4. coherence (2013)
konu: bir akşam yemeği sırasında kuyruklu yıldız geçer ve elektrikler kesilir. yan evdeki ışıkların yandığını görürler ama o evde bir tuhaflık vardır.
neden izlemeli: schrödinger'in kedisi paradoksunu ve çoklu evrenler teorisini, tek bir oda içinde, efektsiz, sadece senaryo matematiğiyle anlatan zeka küpü bir film.
5. gattaca (1997)
konu: genetik mühendisliğinin standart olduğu, insanların laboratuvarda "kusursuz" tasarlandığı bir gelecekte, normal yolla doğan bir adamın uzaya gitme mücadelesi.
neden izlemeli: "genetiğin kaderindir" dogmasına atılmış en büyük tokat. bilimsel tutarlılığı nasa tarafından tescillidir. atmosferi, renk paleti ve verdiği mesajla eskimeyen bir klasiktir.
6. arrival (2016)
konu: dünyaya inen uzaylılarla iletişim kurmaya çalışan bir dilbilimcinin hikayesi.
neden izlemeli: "lazerle uzaylı vurma" klişesini yıkıp, olaya dilbilim (bkz: linguistics) ve sapir-whorf hipotezi üzerinden yaklaşmasıyla efsanedir. dilin, zaman algısını ve beynin yapısını nasıl değiştirdiğini gösterir.
7. children of men (2006)
konu: kadınların artık hamile kalamadığı, insanlığın sonunun geldiği kaotik bir 2027 yılı.
neden izlemeli: alfonso cuaron'un o meşhur tek plan (bkz: long take) çekimleri için bile izlenir. distopya nasıl kurulur, atmosfer nasıl yaratılır dersidir. umutsuzluğu bu kadar estetik anlatan az film vardır.
8. the man from earth (2007)
konu: üniversiteden ayrılan bir tarih profesörünün, veda partisinde arkadaşlarına 14.000 yaşında olduğunu iddia etmesi.
neden izlemeli: tek bir oda, bir şömine ve sadece diyalog. bilim kurgu için uzay gemisine gerek olmadığının, iyi bir fikrin her şeyden güçlü olduğunun kanıtı.
9. upgrade (2018)
konu: felç kalan bir adamın, omuriliğine takılan "stem" adlı yapay zeka çipiyle vücudunun kontrolünü (ve fazlasını) geri kazanması.
neden izlemeli: venom filminin olması gereken hali. yapay zeka entegrasyonunun (bkz: neuralink) varabileceği en brutal ve aksiyon dolu noktayı gösterir. kamera açıları baş döndürücüdür.
10. aniara (2018)
konu: mars'a giden devasa bir lüks yolcu gemisinin rotadan çıkıp sonsuz uzay boşluğunda sürüklenmeye başlaması.
neden izlemeli: uzay yolculuğunu "star trek" romantizminden çıkarıp, insan psikolojisinin o sonsuz boşlukta (bkz: existential dread) nasıl çöktüğünü, toplumun nasıl yozlaştığını gösteren, isveç soğukluğunda bir tokat.
iyi seyirler.