İşyerinde Mobbinge Uğramanın Kişilik Üzerindeki Olumsuz Etkileri

İşyerinde zorbalığa uğramak, yalnızca ruh sağlığını değil, kişiliğinizi de zamanla değiştirebilir mi?
İşyerinde Mobbinge Uğramanın Kişilik Üzerindeki Olumsuz Etkileri

maalesef, çoğu insan bir aşamada iş yerinde zorbalıkla karşılaşır. haksız eleştiriler, dışlanma, kişisel aşağılama ve sözlü ya da fiziksel tehditler, zorbanın kullandığı araçlardan sadece bazılarıdır. zamanla, zorbalığa uğrayan kişi, bu tür davranışlara karşı kendini savunmakta giderek daha fazla zorlanabilir.

zorbalık, verimli iş yerlerini zayıflatır ve hem zorbanın hem de şirketin itibarını zedeleyebilir. elbette, zorbalığın hedefi olanlar için daha da yıkıcıdır; çünkü bu kişiler fiziksel ve psikolojik sağlık sorunları, iş kaybı ve hatta travma sonrası stres belirtileri yaşayabilmektedir.

ingiltere'deki her on çalışandan biri zorbalığa maruz kaldığı için, bu sorunun ülke genelinde üç milyondan fazla çalışanı etkileyeceği düşünülmektedir.
son dört yıl boyunca 2.469 çalışandan alınan verilerle yapılan bir araştırmada, zorbalık deneyimlerinin 'beş büyük kişilik özelliğindeki değişimlerle ilişkili olup olmadığı incelenmiştir: açıklık, sorumluluk, dışadönüklük, uyumluluk ve nevrotizm.

zorbalığın, kişisel iyi olma hali, performans ve ruh hali üzerinde olumsuz etkiler yarattığı iyi bilinmektedir. peki, zorbalığın bir kişinin temel özelliklerini ve kişiliğini değiştirebileceğini neden düşünelim?

öngörülerimiz, öncelikle bir kişilik değişim teorisine dayanıyordu. temel düşünce, bir kişinin normal özellikleriyle çelişen düşünceler, duygular ve tepkilerin tekrar tekrar yaşanmasının, zamanla o kişiyi değiştirebileceğidir.

örneğin, dışa dönük kişiler genellikle neşeli, sosyal ve heyecan arayan insanlardır. ancak, zorbalığa maruz kalan bir dışa dönük kişi büyük olasılıkla düzenli olarak olumsuz duygular yaşamaya başlayacaktır. sosyal olarak geri çekilebilirler ve zorbalıktan kaçınmanın etkili bir yolu olarak sosyal izolasyonu öğrenebilirler. sonuç olarak, normalde dışa dönük olan özellikleri zamanla azalabilir.

yapılan araştırmada, zorbalığa uğramanın, dışa dönüklük ve sorumluluk gibi kişilik özelliklerinde belirgin düşüşlerle ilişkilendirildiği gözlemlendi. sorumlulukta yaşanan azalma, zorbalığın adaletsizliğinden dolayı kişinin motivasyon kaybı yaşamasıyla ilgili olabilir; ya da zorbalık, anlamlı görevlerin kişiden alınması şeklinde de kendini gösterebilir.

zorbalığa uğramanın, anksiyete, öfke ve depresyon gibi olumsuz duygusal halleri deneyimleme eğilimi olan nevrotizmin artışıyla ilişkili olduğu da bulundu.
ayrıca, zorbalık süresinin uzamasıyla birlikte, hedef kişinin daha az dışa dönük ve daha nevrotik hale geldiği gözlemlendi.

bu durum, zorbalığın diğer tüm olumsuz etkilerinin yanı sıra, insanların neşesini, sosyalliklerini, güvenilirliklerini ve sakinliklerini de kaybetmelerine yol açabileceğini göstermektedir.

zorbaların hedefindeki kişiler

araştırmalar, kişilik özelliklerinin zorbalığa uğrama açısından bir risk faktörü olup olmadığını inceledi. sorumluluk ve dışa dönüklük gibi özelliklerin, çalışanları iş yerinde zorbalığın hedefi haline getirme konusunda daha yüksek bir risk oluşturabileceğini ortaya koydu.

bunun dikkatli bir şekilde yorumlanması, sorumlu çalışanların yüksek performans seviyelerinden dolayı kıskanılan kişiler tarafından hedef alındığını düşündürebilir. bu durum, 'uzun gelincik sendromu' (1980'lerde avustralya ve yeni zelanda'da ortaya çıkan, kamuoyunda önemli başarılara sahip olup kendi başarılarını ve görüşlerini aşırı derecede öne çıkaran kişileri ifade eden bir terim. uzun gelincik sendromu, insanların algılanan başarıları veya kazanımları nedeniyle eleştirildikleri, küçümsendikleri veya dışlandıkları sosyal bir olgudur. bu durum, başarılarının küçümsenmesi, söylentiler yayılması veya sosyal gruplardan dışlanma şeklinde ortaya çıkabilir) olarak adlandırılabilir. ancak dışa dönük kişilerin neden hedef alındığı hala net bir şekilde anlaşılmamıştır.

ilginç bir şekilde, uzun süreli zorbalığa maruz kalan kişiler üzerinde yapılan araştırmalar, bazı kişilik özelliklerinin de risk faktörleri olduğunu ortaya koydu. nevrotizm, yeniliğe açıklık ve uyumsuzluk gibi özellikler, zorbalığa daha uzun süre maruz kalmakla ilişkilendirilmiştir. bu da, duygusal, geleneksel olmayan ve tartışmacı kişilerin genellikle en fazla zorbalığa uğradığını göstermektedir. kişiliğin zorbalığı mı çektiği yoksa zorbalığın kişilik değişimine yol açıp açmadığı ise hâlâ tam olarak netleşmemiştir.

zorbaların hedef alabileceği kişilik tipleriyle ilgili çok fazla araştırma bulunmamaktadır. ayrıca, zorbalığa uğrayan kişilerin yaşadığı kişilik değişimlerinin kalıcı olup olmayacağı henüz tam olarak bilinmemektedir. ancak, zorbalığın mağdurları üzerindeki etkisini sınırlamak için en faydalı olan faktörler hakkında somut bilgiler mevcuttur.

iyi bir destekleyici ortamda çalışmak, bireylerin iyi olma halinin ön planda tutulduğu ve çözüm sağlamak için süreçlerin bulunduğu bir ortamda zorbalığa uğrayanlara yardımcı olmak mümkündür. aynı şekilde, meslektaşlar, arkadaşlar ve ebeveyn desteği, zararlı etkileri sınırlayabilir.

sonuç olarak, zorbalık, zamanla daha da kötüleşen ve kalıcı zararlara yol açan bir süreçtir. bu yüzden en etkili çözüm, zorbalık deneyimini mümkün olan en kısa sürede sonlandırmak veya tamamen engellemek olacaktır. bu hem bireylerin hem de toplulukların sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamalarını sağlamak için kritik öneme sahiptir.