İşlediği Kadın Cinayetiyle 1960'larda Türkiye Gündemi Olan Katil: İlyas Noel Fransuva Şoris
1960'larda türkiye gündemini hayli meşgul etmiş bir kadın cinayetinin failidir ilyas noel fransuva şoris. bu cinayet ve katili, bir filme veya bir romana konu olmasa da katil ve maktulün kimliği, azınlıklar, mekânlar, siyasal ve toplumsal yapı, toplumsal cinsiyete yönelik tavırlar, polis teşkilatı gibi onlarca unsur üzerinden ilginç bir türkiye profili sunuyor.
günümüzün popüler dizisi masumlar apartmanı'nda anlatılan temizlik hastası ablaları safiye ve gülben ile yaşayan han'ın profiline garip bir şekilde çok benziyor noel şoris'in hikayesi: abla baskısı, cinsellik takıntısı, asosyallik... noel şoris, annesi reçina ile babası babası petro'yu küçük yaşlarda kaybettiği için ablaları feride ve elizabeth'le cihangir firuzağa'da levantenlerin yaşadığı karsular apartmanı'nda izole bir hayat yaşıyor. ablaların çalışmakta olduğu tünel'deki ünlü markiz pastanesi'nde çalışmakta olan ve bunun dışında tek sosyalleşme yeri ermeni kilisesinin bahçesinde arkadaşlarının fiziksel iriliğiyle ilgili şakalarına muhatap olan noel şoris bir süre sonra askere gidiyor.
1962'de askerliğini yapmakta olduğu erzincan'dan izinli olarak istanbul'a gelen 24 yaşındaki şoris, uzun bir süredir cinsel takıntılarının öznesi olan komşusu ve iki çocuk annesi fransız joslin calomeni'yi bıçakla yaraladıktan sonra boğazını kesiyor, ardından tecavüz ediyor ve hiçbir şey olmamış gibi tekrar erzincan'a dönüyor. yapılan tahkikatta apartmanın kapıcısı -güya suçunu itiraf ettiği için ama muhtemelen işkence sonucu verdiği ifade üzerine- tutuklanıyor ama sonradan kan grubu tutmayınca hata yapıldığı anlaşılıp noel şoris katil zanlısı olarak erzincan'da bir sinemada yakalanıyor.
maktülü kocası vivian calomeni'nin, katili ise ünlü ceza hukuku hocası sahir erman'ın savunduğu davada maktulün giydiği şort, annelerinin cinayet mahallinde poz verdirilen iki çocuk, "bana ait hiçbir etek hışırtısı olmamıştı" diyen katilin -ablaları tarafından bastırıldığı özellikle vurgulanan- cinsel fantezileri ve cesede yönelik cinsel saldırılarının bütün ayrıntılarının -başta halit çapın olmak üzere- gazetecilerce günlerce haberleştirildiği bu dava, 1963'te katilin idam edilmesi kararıyla nihayet eriyor.
herkes idamın ne zaman infaz edileceğini merakla beklerken 1966'da ilginç bir şey oluyor ve millet meclisi ve cumhuriyet senatosu şeklindeki çift meclis'ten, sadece 24 idam mahkumuna mahsus olmak üzere özel bir af çıkarılarak idam cezaları müebbete çevriliyor. işte o 24 kişiden biri de ilyas noel fransuva şoris oluyor.
1966 sonrası haber arşiv kayıtlarında şoris adına bir daha rastlayamadığımdan şu an öldü mü, yaşıyor mu; bilmiyorum. yaşıyorsa muhtemelen 80 yaşında.