İnsan Vücuduna Ufuk Katlayıcı Pek Çok Etkisi Olan Olay: Amino Asitlerin Katabolizması
katabolizma: enerjice zengin ve büyük moleküllü moleküllerin daha küçük moleküllere parçalanması olayı ve bu işlemler sürecidir. yani "metabolizmanın yıkım aşamaları" olarak da genellenebilir.
mekanizmadan ziyade ana mantığı anladığınızda bu konunun ne kadar anlaşılır olduğunu göreceksiniz
şimdi öncelikle aminoasit katabolizması bir çok kitapta "çok aç kalınırsa, vücut zorda kalırsa gerçekleşir" gibi ibareler ile size anlatılıyor. fakat bu külliyen yalan. amino asitler yalnız atp sentezi için kullanılmaz, bir çok hormonun oluşumu aminoasitlere bağlıdır. dolayısı ile proteinler- aminoasitler ihtiyaç halinde yıkılır ve hormon sentezlenir. örnek vermek gerekirse serotonini ele alalım. mesela sizin mutlu olabilmeniz için serotonin sentezlemeniz gerekir(tek faktör bu değil, örneklendiriyorum). serotonin aminoasit türevli bir nörotransmitterdir. ve triptofan aminoasitinden doğrudan sentezlenir. eğer triptofan ortamda yok ise serotonin sentezlenemez ve siz ne kadar şeker alırsanız alın sinir hücreleriniz protein yıkacaktır. ortaya çıkan aminoasitlerden triptofanıda serotonin sentezi için kullanacaktır. yani gazete haberi gibi başlık atmak gerekirse: "sakın mutlu olmayın, mutlu olmak proteinlerinizi parçalıyor" diyebiliriz.
şimdi konuya devam edebilmem için belli başlı aminoasitler ve bunların sentezlediği hormon- nörotransmitterleri kısa bilgi geçeyim
fenilalanin- tirozin amino asitleri: aminoasitler arasında özellikle tirozine karşı bi hayranlığım var. neredeyse her taşın altından(abartıyorum) çıkan bir aminoasit. öncelikle fenilalanin ve tirozinin moleküler yapısından bahsetmem gerekir. bu iki aminoasit halkasal bir radikal gruba sahiptir. bu grup benzen halkasının türevleri olan fenil ve fenol gruplarını taşır. ve hormonlar nörotransmitterler ve sitokinler arasında benzen fenol ve fenil halkası bulunduran tüm yapılar tirozin ve fenilalanin aminoasitlerinden sentez edilir.
bunları fotoğraf ile göstereyim:
şu gördüğünüz tirozin, üstteki halkasal yapıya dikkatli bakın
şu gördüğünüz tiroid hormonu (t4). yanındaki 2 halkaya dikkat edin lütfen
şu gördüğünüz adrenalin ve yine aynı halkasal yapıyı görüyorsunuz
bu da noradrenalin, yine halkasal yapıya dikkat ediniz.
bu da dopamin. yine halkasal yapıya dikkat ediniz.
evet... bu hormonların hepsi tiroksin aminoasitinden sentezlenir. çünkü tiroksin aminoasitinden bu halkasal yapı alınarak başka moleküller ile birleştirilip bu hormonlar oluşturulur. bu halkasal yapılar, benzen, fenil- fenol ve benzeri yapılar şeker, yağ gibi besinlerde bulunmaz. yalnız tirozin ve fenilalanin aminoasitinden elde edilebilir. dışarıdan almak zorundasınız, zira vücudumuzun bu molekülleri sentezleme yetenekleri yoktur-sınırlıdır. ve bu aminoasitler olmadan bu adı geçen hormonları sentezleyemezsiniz. bu da vücudunuzun genel işleyişini bozarak ciddi metabolik hastalıklara yol açacaktır.
yine bir başka aminoasit olan ve mutlulukta rol oynayan triptofanı ele alalım: triptofan aminoasiti yapısında indol halkası bulundurur. bu halka vücudunuz tarafından sentez edilemez ve dışarıdan almak zorundasınızdır. zaten bu tip aromatik aminoasitlerin hepsi esansiyel aminoasit gruplarıdır.
ve yine fotoğraflar ile sunayım:
şu gördüğünüz triptofan aminoasiti. halkalardan üstteki olan indol halkasıdır ve bu halkaya dikkat ediniz.
şu gördüğünüz mutluluktan sorumlu serotonin. yine 2 halkadan soldakine dikkatli bakınız.
anlayacağınız üzere serotonin triptofandan sentezlenir. zira bu indol halkasını vücudunuz yalnız triptofandan kopartarak yapabilir. yani yeterli triptofan aminoasiti alamazsanız mutlu olamazsınız. ve triptofan aminoasitince zengin besinler tüketirseniz mutlu olabilirsiniz. bunun ispatı ise aşağıdaki. evet çikolatanın sizi mutlu etme sebebi yapısında zengince triptofan aminoasiti bulundurmasıdır. bu sayede bolca indol halkası alıp bu halkadan serotonin sentezlersiniz.
şimdi çok da uzatmadan arginin aminoasiti ile erkeklerde sertleşme sorununa da değinip olayı noktalamak istiyorum
aminoasitler yalnız yapısındaki özel bileşikler ile değerlendirilmez. aynı zamanda kimyasal özellikleri sayesinde farklı bileşik sentezlerine yol açarlar. buna en iyi örnek argininden nitrik oksit sentezidir. arginin oksijen ile kimyasal tepkiye girip sitrülin ve nitrik oksit oluşturur. nitrik oksit kan damarlarına etki eder ve erkekte ereksiyon oluşumunu sağlar. zaten ereksiyon problemi yaşayan hastalara arginin takviyesi verilir. aynı şekilde vücut geliştirmecilerde büyüme hormonu için dışarıdan arginin takviyesi alırlar ve gece sertleşmesi yaşarlar. siz de suplement olarak arginin alarak bu etkiyi kendinizde gözlemleyebilirsiniz.
işte kreatin, porfirin, histamin, melanin vs vs gibi norutransmitter hormon, sitokin sentezlerinin tamamında aminoasit katabolizması ile sentez söz konusudur.
aminoasit katabolizmasının bu özellikleri hocalar tarafından pek ele alınmaz
genelde enerji metabolizmasına değinilir. onda da tepkimeler ezberletilir. çoğu sağlık bilimcinin bildiği bu tepkimelerin ana mantığını paylaşmak istiyorum, tepkimeleri es geçeceğim zira ders kitaplarınızda bu mevcut,ala şudur şunu yapar şeklinde öğrenmeyin. bu tepkimenin neden gerçekleştiğini ve amacının ne olduğunu öğrenin:
amino transferazlar enerji metabolizması için gereklidir. örnek vermek gerekirse glutaminden alanin sentezini açıklıyayım (ala transaminaz). eğer siz egzersiz sırasında çok fazla efor harcarsanız özellikle kas hücrelerinizde oksijen yetersizliğine bağlı olarak piruvat birikir. piruvat laktik asite dönüştürüldüğünde kasta asidoz durumu gerçekleşir ve kas yorulur. siz daha fazla egzersiz yapamayacak hale gelirsiniz. ama eğer ortamda bolca glutamin mevcutsa piruvata ile glutamin transaminaz ile tepkime vererek (geri dönüşlüdür) alanin ve ketaglutamat oluşturur. burada alanin asetil coa sentezi için kullanılır ama bunu es geçip ketaglutamattan bahsedeyim. ketoglutamat sitrik asit döngüsü elemanıdır. kas aşırı yorgunluğa karşı durabilmek için piruvatı laktik asite çevirmek yerine glutamin varlığında ketoglutamata çevirir. bu da piruvatın dolaylı olarak asetil coaya bağımlı olmadan tca siklusuna girmesini sağlar. bu sayede laktik asit birikiminin önüne geçerek oksijenli solunumun devamlılığını sağlar. ve tca siklusu sekteye uğramadan nadh ve fadh sentezine devam ederek ets elemanlarına elektron ihtiyacını karşılamaya devam eder.
bu amino asit ve enzimler kaslarınızda ne kadar çok ise o kadar çok atp sentezi gerçekleşir. yorgunluğunuz o kadar az olur. işte bunun adına halk arasında kondisyon denir. bu tepkimelerin tam tersi yönde gerçekleşmesi ise glukenogenez yani şeker metabolizması için kullanılır. eğer dinlenme halinde kanda şeker oranınız düşer ise glukagon varlığında alanin ile ketoglutamat, glutamin ve piruvata çevrilir. yani bahsettiğim tepkimenin tam tersi gerçekleşerek piruvat sentezlenir. sentezlenen piruvat glukoneogenez ile glikoza çevrilir. burada amaç, boşalan şeker depolarını tekrar doldurmak, kan şeker düzeyini ayarlamak, sonrasında kullanılmak üzere atp ihtiyacını karşılamak ve benzeri sebepler olabilir. bu tepkimeler birbirinin tam tersi yönünde ilerler ve genellikle biri dinlenme halinde diğeri hareket halinde gerçekleşir. bu sayede vücudunuzun enerji dengesini sağlar.
size okullarda anlatılan ast transaminaz ve ala transaminaz konularının da ana mantığı budur
amino asitler ve katabolizmaları konularını yalayıp yutarsanız okul hayatınız boyunca diğer konular size çocuk oyuncağı gibi gelecektir. zaten diğer konular ile direkt bağlantısı olduğunu göreceksiniz. o sebeple bu konuları iyi öğrenin. ezberlemeyin, öğrenin. her şeyin bi mantığı var, hiçbir şey öylesine rastgele gerçekleşmez. hiçbir şeyi ezberlemeyin. eksik, yanlış veya unutulmuş şeyler olabilir, varsa affola, birilerine yardımımız dokunduysa ne âlâ.