İngiltere'nin İlk BDSM Temalı Genelevini İşleten Kadın: Theresa Berkley
theresa berkley, londra'da birinci sınıf bir genelevi işleten dominatrix bir kadındı. aşağılama, azarlama, kırbaçlama ve benzeri konularda uzmanlaşmıştı. dönemin zengin erkek ve kadınlarını kırbaçlayarak hatırı sayılır bir servet kazanmıştı. ve en önemlisi "berkley horse" adı verilen aparatı icat etmişti. nam-ı diğer şaplak atma makinesi.
berkley'in ünü oldukça yaygındı. kesin olmamakla beraber muhtemelen exhibition of female flagellants adlı pornografik roman ona atfedilmişti onun hakkında şöyle bir anekdot vardır: "o, bir fahişenin ilk şartına, yani ahlaksızlığa sahipti..."
berkley'in genelevinde erkekler huş ağacı dallarıyla dövülmek, deri kayışlarla kırbaçlanmak ve ısırgan otlarıyla sokulmak için yalvarırdı. berkley huş ağacı dallarını suda bekletirdi, böylece dallar her zaman yeşil ve esnek kalırdı. tüylü kırbaçlarının içine iğne uçları yerleştirir, müşterilerini kancalarla tavana çekerdi.
o dönemde bdsm büyük bir patlama yaşıyordu. 1840'larda londra'da bu türden yaklaşık 20 işletme vardı. ama seçici olan müşteriler özellikle berkley'e geliyorlardı.
viktorya dönemi pornografi bibliyograflarından henry spencer ashbee, berkley'in işkence aletlerinin "ölüleri hayata döndürdüğünü" söylüyor. dahası, sezgileri kuvvetliydi; berkley müşterilerinin kaprislerine uyum sağlamak için yer değiştiriyor ve onların zevk/acıya verdikleri tepkileri inceliyordu.
berkley'in itaatkâr sanatlara en büyük katkısı, müşterileri daha kolay şaplak atmak için geliştirdiği aparattı. 1828'de icat edilen ve daha sonra "berkley horse" olarak adlandırılan makine, aslında yüz ve cinsel organlar için delikleri olan yastıklı bir merdivendi. aparatın yüksekliği ve açısı ayarlanabiliyordu.
ashbee, berkley'in tasarım eskizleri için: "bayan berkley'in anılarında, üzerinde çırılçıplak bir adamın resmedildiği bir baskı var. tam altındaki sandalyede göğsü ve göbeği açıkta bir kadın oturuyor: kadın adamın embolonunu eliyle kontrol ederken, bayan berkley de adamın posteriorunu "huş"luyor." demiş.
berkley horse o kadar başarılıydı ki, bir müşterisi, "ilk akacak kan için bir sterlin, kan topuklarıma kadar akarsa iki sterlin, topuklarım kanla yıkanırsa üç sterlin, kan yere ulaşırsa dört sterlin ve bilincimi kaybetmemi sağlamayı başarırsanız beş sterlin" teklif eden bir mektup yazmıştı.
berkley'in müşterilerinin çoğu yüksek mevkidendi. aristokratları, iş adamlarını ve hatta kraliyet ailesini ağırlıyordu.
berkley zaman zaman müşterilerinin kendisini kırbaçlamasına izin veriyordu. -sadece bir noktaya kadar-
sadist müşteriler için "ad voleram vergisini ödemesi koşuluyla müşterinin istediği sayıda kırbacı kaldırabilecek kadın çalışanları vardı. bu kadınlar berkley için çalışırken bir yandan da psikoloji eğitimi alan ve rol yapma senaryoları uygulayan sofistike bir eğitim alıyorlardı.
ölümünden sonra doktoru berkley'in "ülkedeki kadın ve erkek en yüksek aristokrasiden" gelen mektuplarını buldu. mektupların içeriği o kadar çirkindi ki, "toplumun dokusunu tehdit edebilecekleri" gerekçesiyle tüm mektuplar imha edildi.
berkley, 100.000 sterlin değerindeki mirasını avustralya'da misyonerlik yapan erkek kardeşine vasiyet etti. kardeşi servetinin kaynağını öğrendi ve parayı reddetti. nihayetinde para kraliyete bağışlandı.