Hristiyan Kilisesindeki İlk Ciddi Kopmalara Neden Olan Tarihi Olay: Kadıköy Konsili

MS 431 yılında gerçekleşen Kadıköy Konsili, Hristiyan kilisesinde ilk büyük bölünmenin tohumlarını atan tarihi bir toplantı.
Hristiyan Kilisesindeki İlk Ciddi Kopmalara Neden Olan Tarihi Olay: Kadıköy Konsili

kadıköy konsili, hristiyanlığın “kurumsal versiyonu” diyebileceğimiz yapının taşlarını yerine oturtan toplantılardan biri. 451 yılında, bugünkü kadıköy sınırları içinde toplanıyor. dönemin doğu roma imparatoru markiyanus ve imparatoriçesi pulçeriya, “artık şu teolojik karmaşaya bir son verelim” diyerek 630 piskoposu topluyor.

daha önce efes konsili’nde (431) temelleri atılan tartışmaların devamı niteliğinde. mevzu şu: isa’nın doğası ne? sadece tanrı mı, sadece insan mı, yoksa ikisi birden mi? o dönem rahip eutyches, “isa’nın sadece tanrısal bir doğası vardır, insani tarafı tamamen tanrısallığa karışmıştır” gibi bir fikir (bkz: monofizitizm) ortaya atıyor. kilise de haliyle “dur bakalım o kadar da değil” diyerek bu öğretiyi reddediyor.

konsil sonucunda ortaya çıkan “kalkedon amentüsü”, hristiyan teolojisinde kırılma noktası: “isa mesih, karışmadan, değişmeden, bölünmeden ve ayrılmadan iki doğada -insani ve tanrısal- bir kişidir.”

kısacası, “%100 tanrı, %100 insan” formülü resmiyet kazanıyor. meryem’in “tanrıdoğuran” (bkz: theotokos) unvanı da burada bir kez daha tescilleniyor.

bu kararlar, batı kilisesi (roma katolikler ve daha sonra protestanlar) tarafından kabul edilirken; mısır’daki koptik kilisesi, süryaniler ve ermeniler “biz bu işe katılmıyoruz” diyerek ayrılıyor. böylece doğu ve batı hristiyanlığı arasındaki ilk büyük çatlaklardan biri resmen oluşmuş oluyor.


sonuç

konsilin sonunda çıkan karar net: isa hem tamamen tanrı, hem tamamen insan. yani ne “sadece tanrıydı” diyen monofizitler, ne de “iki ayrı kişilik var” diyenler haklı çıktı. iki doğa var ama tek kişi. bu doğalar birbirine karışmıyor, birbirinden ayrılmıyor, kendi özelliklerini koruyor.

meryem’in doğurduğu kişi, doğumdan önce de tanrısaldı; yani “tanrı sonradan insan oldu” değil, “tanrı insan doğayı üzerine aldı” anlayışı. çarmıhta acı çeken ise isa’nın insani yönü - tanrısal doğa bundan etkilenmiyor.

bu öğreti “diofizit” (iki doğa) görüşü resmen kutsal hale getiriyor ama tabii herkes aynı fikirde değil: monofizit (tek doğa) piskoposlar “biz böyle oynamıyoruz” diyerek ayrılıp kendi kiliselerini kuruyor.