Hip Hop Dünyasının Deli-Dahisi Kanye West'in Yeni Albümü "Ye"nin Güzel Bir İncelemesi
"deli dahi" kanye west'in yeni albümü 1 haziran'da çıktı
tırnak içinde kullandığım sıfatta elbette alaycılık var. keza kanye kendini ne kadar "dahi" olarak gördükçe o kadar deliriyor - ya da tam tersi. ama insanlar hala onun bu halini deli gibi sevmeye devam ediyor. adamın skandallarına rağmen bu albümü de deli gibi ilgi gördü. ama bu ilgi bence kanye'nin müziğine değil de söylediği ilginç/kışkırtıcı/komik sözlere, konuk sanatçılara, albüm kapağına ve saire. yoksa albümden önce çıkan ama bu albümde yer almayan iki şarkı lift yourself ve ye vs the people müzikal anlamda hiçbir albenisi olmayan eserlerdi. ama "acaba kanye kölelik konusunda ne cevap verecek?" hissiyatıyla dinlendiler.
bu ortamda çıkan ye'den beklentiler farklı farklıydı
albüm daha kapağı ile kanye'nin içindeki ikilemleri, fırtınaları yansıtmakta. şarkı sözleri genellikle kanye'nin ruhsal gelgitleri, ilaç bağımlılığı, narsistliği, ailesine duyduğu sevgi ve de kadınlara duyduğu şehvet arasında gidip geliyor. ilginç bir şekilde (ve şükürler olsun ki) politikaya, yeni çıkan donald trump sevdasına değinmemiş. kanye'nin karmaşası albümün her noktasına tesir etmiş. bazı sözleri muhtesem, bazıları bir o kadar kötü. bazı flow'lar acayip, bazıları çok bayık. konukların bazıları uçmuş gitmiş, bazıları bitik. ve bazı şarkılar çok iyi, diğerleri olmasa da olur. gereksiz uzun the life of pablo sonrası yeni albümün daha odaklanmış olmasını bekliyor ve istiyordum. ama kanye bu sefer de öteki uca gitmiş. albüm sadece 7 şarkıdan oluşmakta. yarım saat bile sürmüyor. neden extended play (ep) kategorisinde değil, bilmiyorum açıkçası. buna rağmen albüme filler (dolgu) şarkı dahil etmeyi becermiş. albümde çok yeni olaylara göndermeler olduğunu düşünürsek, albüm pek fazla son dokunuşta bulunmadan, ham haliyle yayınlamış gibi geliyor. ancak kaydın kalitesi bundan etkilenmemiş. çöp bir albüm değil. ama sadece zaman zaman etkileyiciligi artan genel olarak vasat ilerleyen bir albüm.
ilk şarkı i thought about killing you autotune ile bezenmiş güzel bir beat ile başlıyor. sonra bir kaç dakika boyunca kanye west'in spoken word'ünü dinliyoruz. bu konuşmalar kanye west'in ruh halini çok güzel yansıtıyor. burada "you" diye bahsettiği tabii ki de kendisi. kendisini zaman zaman öldürmek istediğini ama kendisini bir yandan da çok sevdiğini anlatan klasik bir kanye muhabbeti. en başta ilginç gelse de aynı şeyleri dönüp dönüp tekrarlaması, "really, really bad things" gibi yerlerde vurguyu arttırmak için sesini teknoloji yardımı ile en kalın noktalara indirmesi, aradaki "mhh mhh" kısımları falan derken biraz bayıyor. neyse ki şarkının ikinci bölümünde beat biraz hızlanıyor ve kanye'nin rap'ini ilk kez duyuyoruz. durağandan harekete geçiş bir anda güzel gelse de bu bölüm de uzun bir süre tekdüze gidiyor. sonlara doğru şarkının vitesi bir kez daha artsa ve kanye flow'unu değiştirse de özellikle mısraların son kelimelerini uzatarak söylediği tarz çok hoşuma gitmedi. provokatif bir şarkı ismi, güzel bir beat ama gerisi beni pek sarmadı.
i thought about killing you
ancak yikes ile kalite bir anda artmakta. şarkının en başında karşımıza çıkan nakarat bence çok iyi. kanye west burayı çok iyi söylemiş. keza adı geçmese de drake'in kanye'ye bu nakaratta söz yazarı olarak yardım ettiği açıklandı. gel gelelim ki nakarat, the life of pablo'nun en iyi şarkılarından wolves'ın neredeyse aynısı. verse'lerde de kanye kaliteyi devam ettiriyor. dinlemesi çok zevkli. albümün de bence en iyi şarkısı. yine de iki tane cringy kısma değinmeden olmaz. bence en sondaki "you see, you see"li kısım biraz komik. ayrıca "russell simmons wanna pray for me too / i'ma pray for him 'cause he got #metoo'd" kısmı pek şık olmamış. ama prince ve michael jackson'ın uyuşturucu ilaçlar nedeniyle ölmelerinin kanye'yi korkututğunu dinlediğimiz kısım da bir o kadar ilginç geldi.
yikes
jeremih kim bilmiyorum ama all mine'ın güzel, kısa introsundan sonra o irite edici sesini duyduğum anda bastım küfrü. hele bir de o sözler yok mu, o sözler: "get to rubbin' on my lamp, get the genie out the bottle" ya da "juicy thing, make that pussy say. one more time, baby, do it big". ağır rezillik. ama hakkını da vermek lazım; o kadar kötü ki bir kez daha da dinlemek istiyorsun. kanye'nin ilk verse'i ise cidden çok iyi. ama "i love your titties 'cause they prove i can focus on two things at once" nasıl bir laftır? bazen kanye'nin meme olmak için çok kastığını düşünüyorum. ilki kadar iyi olmayan ikinci verse'teki "none of us'd be here without cum"a ne demeli? neyse ki şarkı çok kısa, hemen bitiyor.
all mine
wouldn't leave ilginç bir şarkı. kanye'nin aile hayatını bu kadar sansürsüz ve içten anlatmasını çok takdir ediyorum. kanye'nin saçma sapan lafları sonrası eşi kim kardashian'ın "eyvah battık, sıçtık" tepkisini açık sözlülükle anlatmış ama sevgilerinin bunların üstesinden geldiğini belirtmiş. açıkcası bana kanye ve kim ilişkisi cidden samimi geliyor. ikisinden de tam anlamıyla haz etmesem de birbirlerini iyi tamamlamışlar ve ilişkilerini de her türlü saçmalığa rağmen devam ettirebiliyorlar. ayrıca şarkının old-school r&b, soul havası da çok iyi. ama kanye'nin kalın kafalılığını gözümüze sokan sözleri duydukça delirmemek elde değil. adam hala "evet, "slavery is a choice" dedim, beni anlamıyorsunuz, bana kızıyorsunuz, empatiniz yok, ben aşmışım artık" gibi şeyleri ballandıra ballandıra anlatıyor. ben de böyle çatlak bir adam olsam ve eşim beni yine de terketmese değil bir şarkı, iki albüm yaparım onun için.
wouldn't leave
albümün o bahsettiğim old-school havası no mistakes ile devam ediyor. kanye bu şarkıda da nasıl "shaky-ass" bir yıl geçirdiğini anlatıyor. "i don't take advice from people less successful than me" kısmı tam bir kanye sözü. onun dışında şarkı hakkında diyecek pek bir şey yok. tam olarak iki dakika sürüyor zaten.
no mistakes
albümün yikes sonrası ikinci zirvesi ghost town olabilir. öncelikle sample olarak kullanılan 60'ların kült rock gruplarından vanilla fudge'ın take me for a little while cuk oturmuş. bu eseri youtube'dan dinleyin derim. bu şarkıyı partynextdoor kendi tarzında yorumlamış. genellikle meh olan bu yorum, "now that i'm livin' high, i'm smokin' marijuana" kısımlarında bildiğin çok kötü hale gelmiş. kid cudi'nin kısımları da meh. ama kanye sazı eline aldığında şarkı yıkılıyor. kanye, verse'ünü sanki kırk yıllık şarkıcı gibi çok güzel söylemiş. cidden beni olumlu yönde çok şaşırttı. sample dedik, kanye dedik, şarkının outrosuna da değinmeden olmaz. kanye'nin keşiflerinden 070 share'in performansı en başından en sonuna kadar çok başarılı. o "i'm kinda freeee" kısımlarındaki söyleme tarzı müzikal olarak belki doğru değil ama benim çok hoşuma gitti (biraz alışmak da lazım galiba, ilk anda çok da sevmediğimi kabul etmem lazım). bu arada "i put my hand on a stove, to see if i still bleed" sözleri nine inch nails'in "i hurt myself today to see if i still feel"e bir selam olabilir mi acaba?
ghost town
070 share'e doyamayanlar için kanye'den büyük hizmet: violent crimes'ı da 070 share açmış. bu da oldukça temiz bir giriş. biraz da duygusal. bu duygu seli kanye'nin verse'i ile devam ediyor. kanyeciğim burada tam bir türk erkeği olup "kızım olana kadar uçana kaçana, ama şimdi işte gördüm anyayı konyayı. kızım öyle yoga, pilates yapmak yok. ancak karate yapmaya izin var. annen gibi kıvrımlı değil, benim gibi toplu ol, dekolte giyme, valla etraf sapık dolu. harcarlar seni" gibi çok değerli öğütler veriyor. ya kanye, ben sene ne diyeyim be kardeşim? bu "kazma" sözlere rağmen "ah günler çabucak geçecek, bir bakmışsın okul bitmiş, evleniyorsun" kısımlarında hüzünlenebiliyorum nedense. fena olmayan bu şarkı, kendisine gönderme yapılan nicki minaj'ın bu göndermeye olumlu tepkisini gösterdiği ses kaydıyla bitiyor. ya bu kanye'nin ona mesaj atan herkesi durmadan ifşalaması gerçeğine ne demeli peki? bu şarkıyla da yarım saat dolmadan albüm bitiyor.
violent crimes
2,5/5 verdim gitti.
albümü temsil eden üç şarkı: yikes (açık ara en iyi şarkı), ghost town (bir şarkı hem çok güzel, hem çok kötü nasıl olabilir?), wouldn't leave (bu aralar biraz duygusal mıyız kanye?)