Hayvanların da Batıl İnançları Olabileceğini Dahice Kanıtlayan Deney: Skinner'ın Kutusu
amerikalı psikolog b.f skinner, hayvanların da batıl inançlara sahip olabildiklerini skinner kutusu denen bir cihaz yardımıyla göstermiştir
bu kutu, bir sıçan veya güvercinin psikolojisini incelemeye yarayan bir ekipmandır. kutunun bir duvarında güvercinin gagalayarak açıp kapatabileceği bir düğme ya da düğmeler bulunur. bu düğmeler, bir elektrikli beslenme aparatıyla bağlıdır. güvercin bu düğmeyi gagaladığı zaman bu hareketin beslenme aparatında bir etkisi olur. mesela, güvercin düğmeyi her gagaladığında yiyecek gelir. güvercinler bu sistemi anlamakta pek zorluk çekmezler, ancak gagalama düğmesi ile yiyecek arasında bir bağlantı olduğunu anlayamazlar. hatta düğme, istatistiksel ihtimaller dahilinde de çalışabilir. mesela her basış yiyecek vermektense, her on gagalamadan biri ödüllendirilecek şekilde ayarlanabilir. ya da bir zamanlayıcı sayesinde belli bir süre zarfında yapılan gagalamalar ödüllendirilecek şekilde ayarlanabilir. mesela zamanlayıcı için saniyenin onda birlik sabit bir kısmında ödüllendirilme yapabilir.
mekanizma tamamen kapatıldığında düğmeye her basıştan yemek gelmesine alışık olan hayvanların, arada sırada yemek gelmesine alıştırılanlara kıyasla, düğmeye basmaktan vazgeçmelerinin daha kısa sürdüğü tespit edilmiştir.
daha sonra skinner farklı bir metod uyguladı, bunu güvercin her ne yaparsa yapsın belli aralıklarla ödüllendiren bir cihazla yaptı. kuşların tek yapması gereken yemeğin gelmesini beklemektir dersiniz, değil mi? öyle olmadı. deneyde her sekiz durumdan altısında kuşlar kendi kendilerine bir ödüllendirme alışkanlığı öğretiliyormuş gibi bir davranış geliştirdiler. davranışın ne olduğu ise güvercinden güvercine değişiyordu. kuşlardan biri, her ödül arasında saat yönünün tam tersi iki veya üç dönüş olacak şekilde topaç gibi fırıl fırıl dönüyordu. bir başka kuş, kafasını sürekli olarak kutunun üst köşesine doğru uzattı. bir diğer kuş, kafasıyla boynuzlama davranışı sergiledi. iki kuş bedenin ritmik yan yana salınması alışkanlığını geliştirdi. son alışkanlık ise cennet kuşunun kur dansına benzer bir danstı.
Durumu görselleştiren bir video
skinner bu davranışı "batıl inanç" olarak nitelendirdi çünkü kuşlar sanki alışkanlık olarak yaptıkları hareketlerle ödül mekanizması arasında bir sebep-sonuç ilişkisi varmış gibi davranıyorlardı, aslında böyle bir şey yoktu. batıl bir alışkanlık bir kez yerleşince saatlerce sürüp gidebiliyordu, ödül mekanizması kapatıldığında bile. durumlardan birinde güvercinin batıl alışkanlığı kafanın ortadan sola doğru keskin hareketi olarak başladı ve zaman geçtikçe hareket daha da enerjik bir hal aldı. en sonunda tüm beden aynı yönde hareket ediyordu ve bacakları da bir ya da iki adım atmaya başladı. bu davranışlar alışkanlık haline geldi. bu alışkanlıkların türün doğal davranış dağarcığından elde edilmiş olması ihtimaller dahilindedir ancak bu davranışların güvercinler için doğal olmadığı kesindir.
kafesin köşesinden kafa göstermek gibi bir alışkanlık şans eseri başlar. ancak kuş bunu ödül mekanizması harekete geçmeden hemen önceki an tesadüfen yapar. kuş bu iki olay arasında bir bağlantı olduğu olası varsayımını geliştirip, davranışı tekrarlamaya başlar. yiyecek ise skinner'ın zamanlama mekanizmasının şans faktörü sayesinde yeniden gelir, yiyeceğin gelmesi davranıştan bağımsızdır ancak kuş bunu anlayamaz.
insanlarda bunun karşılığını burçlara inanmak, kumar oynayanların tuttuğu totemler, dilek tutmak, yağmur dansı yapmak, hayvan/insan kurban etmek , çaput bağlamak olarak görüyoruz. birbirinden bağımsız iki olay, şans eseri ardı ardına gerçekleşince bunun tekrar olacağına ihtimaller ne kadar düşük olursa olsun inanmak istiyoruz. piyangonun bizi vurması için dilek tutuyoruz, "evrene mesaj" yolluyoruz.
bütün bunların evrimsel sebebi dünyadaki örüntüleri yakalama isteğimizdir. dünya da büyük ve biraz daha karmaşık bir skinner kutusudur, dünya örüntü bakımından zengindir ve hayvanların hareketleri ödül veya ceza olarak hayvanlara geri döner. yararına olan davranışları devam ettiren hayvan, hayatta kalacaktır. bu açıdan bakarsak insanların da hayvanlar gibi şartlandırılabilmesi, biz her ne kadar mantıklı bir hayvan olduğumuzu düşünsek de, bir hayvan olduğumuz gerçeğini pek değiştirmiyor.