Hayatı Boyunca Bir Balonun İçinde Yaşayıp Ölen David Vetter'in Trajik Hikayesi
1971’in bir sonbahar sabahı, houston’da bir bebek dünyaya geldi
adı david philip vetter'dı; daha doğduğu an kaderi, sıradan hiçbir çocuğa benzemeyecek kadar garip ve ağırdı. bir balonun içinde yaşamak nasıl bir şey? bunu kimsenin bilebileceğini sanmıyorum. bazılarımız için bu durum bir zulüm gibi görünürken, bazılarımız için ise korunaklı bir hayat yaşamak anlamına gelmekteydi.
"balon çocuk" lakaplı david için tam anlamıyla hayat 2 metrekarelik bir balondan ibaretti. çünkü o, bağışıklık sistemi olmayan bir bebekti. en ufak bir mikrop bile onun için ölümcül olabilirdi. çünkü doktorlar ona şiddetli kombine immün yetmezlik (scıd) teşhisi koymuştu.
o dönem doktorlar bu hastalıktan kurtulacaklarını düşündüler, belki de bu düşünce bir meraktan olabilirdi, kim bilir? bunu için plastik balondan steril bir oda yapıldı. ona verilecek su, hava, yiyecek, bez ve giysiler steril bölmeye girmeden önce etilen oksit gazıyla dolu bir bölmede 60 santigrat derece sterilize edilip david'in kullanımına sunulurdu.
o andan itibaren david’in dünyası işte bu 2 metrekarelik şeffaf duvarların ardındaki sessiz evrenden ibaret olacaktı. büyürken, dışarıdaki çocuklar bahçelerde koşup kirlenmek güzeldir diye oynarken, david balonun içinde ne kadar etrafından bir çok insan olsa da kendi yalnızlığında steril oyuncaklarla oynamayı öğrendi.
david altı yaşındayken nasa devreye girdi ve sırf o da dışarıda bir şeyler yaşasın diye özel bir uzay giysisi tasarladı. izolasyon balonunun dışına ilk adımlarını bu kıyafet sayesinde attı. muhtemelen onun hafızasından o gün hiç çıkmayacaktı. bunca zorluk içindeyken, balonun içinden gülmeyi, hayal kurmayı ve merak etmeyi hiç bırakmadı.
yıllar geçtikçe, ailesi ve doktorları ona bir umut aradı ve kemik iliği naklinin bu hastalığını bitireceğini düşündüler. çünkü tek kurtuluş yolu buydu; ablası catherine’in iliği, david için yaşam şansı için ona nakledildi ve herkes kalplerini sıkıca tutmuş, mucizeyi beklemeye başladı. vücudu iliği reddetmese de fakat mucize gelmedi. nakille birlikte gözle görülmeyen küçük bir virüs de david’in bedenine girmişti. sağlıklı bir insan için zararsız olan bu virüs, david’in savunmasız bedeninde hızla yayıldı ve hastalık kısa sürede kontrolsüz bir lenfomaya dönüştü, dört ay sonra hayata gözlerini yumdu.
1984 yılında, sadece 12 yaşındayken, david’in hikayesi sona erdi. ama son günlerinde, doktorlar ilk kez o plastik duvarları araladı. annesi yavaşça eğildi ve oğluna dokundu. david hayatında ilk defa annesinin tenini hissetti ve bu, onun dünyadaki son ve en kıymetli anısı oldu.
son...