Guidetti'nin Gidip Santarelli'nin Gelmesiyle Filenin Sultanları İçin Neler Değişti?
giovanni guidetti'nin, voleybol birikimi ve türkiye'de voleybolun gelişimi için yaptıklarına kimse laf edemez. aslında guidetti özelinde de olmayan bir sorunumuz vardı. insan ilişkileri mükemmel değil; en sevdiğiniz insanla bile zaman içinde düşman olabilirsiniz, bu insanlığın doğasında var.
sporda oyuncu, antrenör, menajer, başkan fark etmez, aynı yerde uzun süre kaldıklarında toksik etki başlayabiliyor. bu kimisinde kısa, kimisinde uzun sürede başlayabiliyor. guidetti her şeyden önce eski türk milli takımı oyuncusu bahar toksoy ile evlendi. vakıfbank kariyeri nedeniyle kulüp kaynaklı da bir insan ilişkileri ağı kurdu. sonrasında bazı oyuncularla yaşadığı sorunları bizzat milli takıma da taşıdı ve artık isimlerin bile değişmediği, guidetti'nin sorun yaşadığı oyuncuların bir daha kadroya çağrılmadığı, dolayısıyla heyecanın yok olmaya yüz tuttuğu bir yer haline geldi milli takım. oyuncular arasında kulüp kaynaklı gruplaşma bile vardı.
guidetti bu sebeple artık toksik etki yaratmaya başlamıştı. o yüzden de milli takımı bırakması gerekiyordu ve bu konuda doğru bir adım atıldı.
yıllarca performansı düşüşte olan ama milli takım gibi rekabetin yüksek olması gereken bir takımda bile rekabet yaşamayan simge aköz yerine gizem örge yeniden milli takıma katıldı ve farkını hemen ortaya koydu. gizem sayesinde sanırsın japonya milli takımını izliyoruz savunmada.
yine aynı sebepten rekabet sorunu yaşamayan, ne yaparsa yapsın ilk 6'da sahaya çıkan hande baladın kesik yedi. hande o kadar düştü ki yerine kimi koysan daha kötü olmuyordu milli takımda. ilkin aydın, derya cebecioğlu gibi oyuncular hande'den daha faydalı olabileceklerini gösterdiler.
yine yeri değişmez sanılan cansu özbay. o da yine birçok maçta kesik yedi ve yerine elif şahin oynadı. farklı tarzda pasörler olsalar da elif'in de pozitif yanlarını gördük ve cansu'yu aramadık.
ve tabii ki vargas. onu konuşmaya bile gerek yok.
santarelli'nin takıma en büyük katkısı bu oldu. yeri doldurulamaz zannedilen tüm oyuncuların alternatiflerini maçları kaybetme pahasına oynattı. performans gösteren formayı kaptı (gizem, elif, ilkin, derya); zehra, eda, vargas gibi oyuncular ise torpille değil, bizzat sahada gösterdikleriyle ilk 6'daki yerlerini garantilediler. smaçör bölgesinde yaşadığımız sorunlar nedeniyle ebrar'ı da kazanmanın yollarını aradı santarelli. ebrar'ın direkt olarak smaçör oynaması çok mümkün değildi ama onu da arka alana geçtiğinde libero-smaçörlerden biriyle değiştirerek dengeledi.
rekabet denen olgu sadece sporda değil, ilk organik hücre milyarlarca yıl önce oluştuğundan beri hayatın içindeki en önemli olgudur. yaşamın devam etmesi rekabete bağlıdır. bir yerde rekabet olgusunun kaybolmaya başladığını gördüyseniz orada gelişim durur, yaşam yok olur. sporda da bu olguyu canlı tutmak zorundasınız. guidetti ile biz bu olguyu kaybetmiştik. santarelli ile onu geri kazandık ve daha ilk turnuvada bile sonuçlarını gördük.