Greta Thunberg: Cesur Bir Aktivist mi, Perde Arkasında Planlanmış Bir Proje mi?

2018’de başlattığı “iklim için okul grevi” ile küresel bir simgeye dönüşen Greta Thunberg, kimi için cesur bir aktivist, kimine göreyse perde arkasında planlanmış bir proje.
Greta Thunberg: Cesur Bir Aktivist mi, Perde Arkasında Planlanmış Bir Proje mi?

greta thunberg ismi, 2018'den beri iklim değişikliğiyle mücadele hareketinin adeta yüzü haline geldi. henüz 15 yaşında, isveç parlamentosu önünde tek kişilik "iklim için okul grevi" başlatan bu genç kız, kısa sürede tüm dünyada manşetlere taşındı. on binlerce öğrenci onun çağrısıyla sokaklara döküldü, liderlere seslendi. greta, birleşmiş milletler kürsüsünde "how dare you?" (nasıl cüret edersiniz?) çıkışıyla alkış topladı, time dergisine kapak oldu. küresel güç odakları tarafından davos zirvesi'ne davet edildi, övgüler aldı. peki, greta thunberg gerçekten kim? kendi başına harekete geçmiş cesur bir aktivist mi, yoksa perde arkasında planlanmış bir "proje" mi? bazı araştırmacılar ve eleştirmenler, greta fenomeninin ardında ciddi bir pazarlama ve yönlendirme mekanizması olduğunu öne sürüyor. özellikle kanadalı yazar cory morningstar, ayrıntılı araştırmalarıyla greta'nın aslında kontrollü bir muhalefet figürü olarak kurgulandığını ortaya koyuyor.

bir iklim aktivistinin yükselişi

greta thunberg, ağustos 2018'de isveç'te okulunu kırarak parlamento binası önünde iklim için grev yapmaya başladı. tek başına oturduğu kaldırım kenarındaki fotoğrafı sosyal medyada viral oldu ve kısa sürede başka öğrenciler de ona katıldı. üç hafta boyunca seçim gününe dek grev yapacağını duyuran bu "yalnız kız", aslında pek de yalnız kalmadı. daha ilk haftadan itibaren isveç'in büyük gazeteleri, televizyonları ondan bahsetmeye başladı; siyasetçiler yanına uğrayıp destek pozu verdi. okul grevi eylemi, fridays for future (gelecek için cumalar) adıyla dünya çapında bir gençlik iklim hareketine dönüştü. greta, 2019'da birleşmiş milletler iklim zirvesi'nde yaptığı duygusal konuşmayla ("gençliğimi çaldınız" sözleriyle) büyük yankı uyandırdı. ardından avrupa'dan amerika'ya yelkenli tekneyle geçerek fosil yakıta meydan okudu, küresel iklim eylemlerinin simgesi haline geldi. onun içten ve sert mesajları milyonlara "ilham" oldu, hatta nobel barış ödülü'ne aday gösterildi.

ana akım medyada greta, "gezegeni kurtarmaya çalışan cesur çocuk" imajıyla yüceltiliyor. ancak eleştirel bakanlar için bu hızlı şöhret ve küresel destek biraz fazla mükemmel görünebilir. sonuçta, daha önce çevre için mücadele eden sayısız aktivist varken, bir genç kızın bir anda böylesine el üstünde tutulması soru işaretleri doğurdu. bu noktada devreye, greta'nın yükselişini perde arkasından inceleyen cory morningstar giriyor. morningstar'a göre greta'nın yıldızlaşması spontan bir halk hareketinden ziyade, belli çıkar çevrelerinin dikkatle planladığı bir kampanyanın ürünü.

bir 'proje' olarak greta: cory morningstar'ın iddiaları

cory morningstar, kendisi de çevre hareketlerinde yer almış bir araştırmacı-yazar. 2019 yılında kaleme aldığı "the manufacturing of greta thunberg - for consent" (greta thunberg'ün imal edilişi - rıza üretimi için) başlıklı seri yazısında, greta fenomeninin arkasındaki aktörleri ve motivasyonları detaylarıyla ortaya koyuyor. morningstar açıkça diyor ki: "bu iş iklim krizini durdurmaktan çok, ekonomik elitlerin tıkanan düzenini yeni bir 'yeşil büyüme' hamlesiyle kurtarma çabasına benziyor". yani ortada samimi bir gençlik isyanı değil, küresel kapitalist sisteme yeni pazarlar ve kâr fırsatları yaratma planı var. ve bu planın merkezine, geniş kitleleri duygusal olarak etkileyebilecek masum yüzlü bir genç, yani greta yerleştirilmiş durumda.

morningstar'ın araştırmasına göre greta, daha ilk günden itibaren bazı iletişim ve pazarlama profesyonellerinin yakın markajındaydı. nitekim greta'nın o meşhur okul grevi fotoğrafını ilk paylaşan, isveç merkezli bir iklim iletişimi girişimi olan "we don't have time" (vaktimiz yok) şirketiydi. şirketin ceo'su ıngmar rentzhog, greta'yı parlamentonun önünde otururken görür görmez fotoğraflayıp kendi sosyal medya ağlarında duyurdu. bu sayede greta'nın mesajı henüz ilk 24 saatte on binlerce kişiye ulaştı; haberi viral hale getirildi. we don't have time (wdht) sadece pasif bir aracı değildi; greta'nın bu girişimde resmi bir "gençlik danışmanı" olarak yer aldığı bile ortaya çıktı. yani greta, daha dünyaca ünlü olmadan önce bu şirketin vakfında danışman/trustee olarak listelenmiş durumdaydı.

peki nedir bu we don't have time? morningstar'a göre wdht, iklim krizi endişesini kitlesel bir dijital platforma ve yatırıma dönüştürmeyi hedefleyen bir tür start-up. şirketin iddiası, "dünyanın en büyük iklim eylemi sosyal ağı"nı kurmak. para kazanma modeli ise kullanıcıları üzerinden karbon offset (karbon dengeleme kredileri) satmak , şirketleri "yeşillik karnesine" göre derecelendirmek gibi fikirlere dayanıyor. wdht'nin kurucusu ıngmar rentzhog ise finans ve iletişim dünyasından gelen bir isim; hatta al gore'un ünlü iklim gerçeği projesi (climate reality project) kapsamında eğitim almış bir "iklim elçisi". nitekim al gore'un kuruluşu, wdht'nin ortakları arasında yer alıyor.

morningstar ayrıca wdht'nin yönetiminde ve bağlantılarında 350.org, avaaz gibi büyük uluslararası çevreci stk'ların yanı sıra dünya bankası ve dünya ekonomik forumu (wef) gibi ağır topların da olduğunu vurguluyor. başka bir deyişle, greta'nın eylemi daha ilk günden bu büyük organizasyonların ilgi alanına girmiş ve onların mesajlarına entegre olmuş durumda.

morningstar'ın ortaya koyduğu ağı daha somut görebilmek için, iddialarındaki bazı kilit aktör ve bağlantıları listeleyelim

- we don't have time (wdht) - greta'nın ilk tanınmasını sağlayan iklim odaklı sosyal medya girişimi. ceo ıngmar rentzhog, finans sektöründe deneyimli ve al gore'un climate reality project ekibinde eğitim almış bir isim. rentzhog, greta'nın okul grevini sosyal medyada duyurarak projenin fitilini ateşledi. ayrıca wdht, greta'yı vakfında "genç danışman" olarak listeledi.

- al gore ve iklim gerçeği projesi - eski abd başkan yardımcısı al gore'un iklim farkındalığı teşkilatı, wdht ile ortaklık yapıyor. al gore ve çevresi, morningstar'a göre "üretilen" bu yeni nesil iklim hareketinin arka planındaki önemli aktörlerden.

- uluslararası çevre stk'ları - 350.org ve avaaz gibi büyük kampanya örgütleri, wdht ile işbirliği ağında. bu grupların küresel iklim eylemlerini finanse edip yönlendirdiği, greta'nın mesajının bunların stratejilerine uyumlu olduğu belirtiliyor.

- küresel kuruluşlar - dünya ekonomik forumu (wef) ve dünya bankası, morningstar'ın araştırmasında greta fenomenine dolaylı destek veren kurumlardan olarak geçiyor. gerçekten de greta, 2019'da wef'in davos toplantısına katılıp konuşmuştu. eleştirmenler, wef gibi elitlerin buluştuğu bir platformun genç bir "asi" aktivisti bağrına basmasının manidar olduğunu söylüyor.

- malena ernman - greta'nın annesi, isveç'te tanınmış bir opera sanatçısı. 2017'de wwf tarafından "yılın çevrecisi" seçilmiş bir iklim aktivisti. ayrıca greta'nın eylemlerine paralel biçimde 2018 ağustos'unda ailece yazdıkları bir kitap yayınlandı. yani medya ilgisi sadece greta'ya değil, bir noktada ailesinin projelerine de odaklanmış durumdaydı. morningstar, isveç medyasının 2018 baharında (greta grevinden aylar önce) bu aileye yönelik cömert bir tanıtım yaptığını belirtiyor.

bu tablo, greta'nın arkasında kendi başına hareket eden bir çocuk değil, deneyimli kampanyacıların, stk'ların ve hatta finans destekçilerinin olduğunu ortaya koyuyor. morningstar, genç iklim aktivistlerinin "kurbanlık kuzular" misali kullanıldığını, bugünün gençlik hareketlerinin aslında güçlü kapitalistlerin eserleri olduğunu öne sürüyor. özellikle al gore ve dünyadaki en zengin kesimin, "yeni nesil iklim hareketlerini imal edip yönlendirdiğini" savunuyor. bu sert iddia, greta'nın arkasındaki asıl motivasyonun iklim krizini gerçekten çözmek değil, krizi fırsata çevirip "yeşil sektörler" yaratmak olduğunu söylüyor.

pazarlama, markalaşma ve büyük finans

greta'nın bir proje olduğuna dair en büyük dayanak, tüm sürecin adeta bir pazarlama kampanyası gibi işlemiş olması. we don't have time yöneticilerinin kaleme aldığı bir yazıda bile, greta'nın ilk günden nasıl bir medya fırtınası estirdiği övünçle anlatılıyor: "daha grevin birinci haftasında en az altı büyük gazete ve tv greta'yı haber yaptı… sosyal medyada yüz binlerce beğeni ve yorum aldı" diye aktarılıyor. ardından gelen soru manidar: "burada büyük bir şey mi dönüyor?" cevap ise şirket yetkililerinden geliyor: "evet - buna pazarlama ve markalaşma denir". yani bizzat greta'yı parlatan ekip, başarısını bir halkla ilişkiler zaferi olarak tanımlıyor diyebiliriz.

morningstar'ın analizine göre, greta etrafında yaratılan bu küresel hareket belli bir "aciliyet" duygusunu körüklüyor: "hepimiz acil durum moduna geçmeliyiz, hemen şimdi harekete geçmeliyiz" mesajı veriliyor. bu sayede, toplumdan büyük bir talep yükseliyor: "liderler iklim için bir şeyler yapsın!" peki liderlerin yapacağı şeyler ne? burada ince nokta ortaya çıkıyor. morningstar diyor ki: bu kampanya aslında paris iklim anlaşması'nın tam uygulanması, yeşil yeni düzen (green new deal) türü planların benimsenmesi için toplumsal rıza üretiyor. kulağa kötü mü geliyor? ilk anda değil. ancak bu planların ayrıntılarına baktığımızda, hepsi büyük şirket ve devletlerin kârına kâr katacak teknolojik "çözümler" içeriyor. örneğin morningstar şu politikaların altını çiziyor:

- karbon yakalama ve depolama (ccs) - santrallerin saldığı karbonu yakalayıp yeraltında depolamak. fosil yakıt şirketlerine yeni yatırımlar ve teşvikler sağlıyor.

- geliştirilmiş petrol çıkarma (eor) - mevcut petrol sahalarından daha fazla petrol elde etmek için karbon dioksiti enjekte etme tekniği. iklimi kurtarmaktan çok petrol üretimini uzatmaya yarıyor.

- biyoenerji + karbon yakalama (beccs) - orman veya tarım ürünlerini yakıp enerji elde ederken karbonu depolama fikri. arazi kullanımını şirketlere devredip "doğal karbon yutaklarını" ticarileştiriyor.

- doğal sermaye ve ekosistem hizmetleri - doğanın işleyişini paraya vurup "ekosistem hizmeti" olarak satma anlayışı. örneğin ormanların, sulak alanların sağladığı faydaları piyasa değeriyle alınıp satılır hale getirmek. bu da doğanın özelleştirilmesi anlamına geliyor.

- nükleer enerji ve diğer teknolojiler - iklim adına nükleer santralleri veya dev endüstriyel yatırımları geri getirme planları. hepsi devasa sermaye yatırımları demek.

- bu listeyi uzatmak mümkün. morningstar özetle diyor ki: "ortada dönen şey, durgunlaşan küresel ekonomiye yeni piyasalar açmak. iklim krizi, yaklaşık 90 trilyon dolarlık yeni yatırımın kilidini açacak bir fırsata dönüştürülüyor". gerçekten de uluslararası raporlar, sürdürülebilir altyapı ve yeşil ekonomiye önümüzdeki on yıllarda on trilyonlarca dolar akacağını belirtiyor. yani iklim hareketi, bir yandan dünyayı kurtarmaya çalışırken, bir yandan da kapitalizmin kendini yenileme hamlesine dönüşmüş durumda.

ironik olansa, bu büyük planın kahramanı olarak sunulan gençlerin, aslında planın piyonları olması. morningstar'ın ifadesiyle, "elitler çocukları kârlı projelerine piyon yapıyor, masum gençleri kendi mezarlarını kazmaya teşvik ediyorlar". acımasız bir yorum, ancak greta'nın rolü tam da bu: kitleleri duygusal olarak etkileyip harekete geçirmek, fakat bu hareketin yönü ve talepleri zaten önceden belirlenmiş. gerçekten de greta'nın çağrıları dikkatle incelendiğinde, hükümetlere ve şirketlere "sorumluluk alın" demekle sınırlı kaldığı, mevcut düzenin kökten eleştirisine pek girmediği görülüyor. bu da bir tesadüf değil elbette.

kontrollü muhalefet tartışmaları

greta fenomeni aslında "kontrollü muhalefet"'in bir örneği. yani mevcut güç dengelerini asla gerçekten tehdit etmeyen, aksine onlara hizmet eden kontrollü bir çıkış yolu. bu görüşü savunanlar, greta'nın tepkisinin sistemin tam kalbine dokunmadığını vurguluyor; "greta sürekli dünya liderlerini suçluyor, oysa asıl sorun liderler değil, liderlerin de hizmet ettiği sermaye sınıfı ve kapitalist sistem". gerçekten de greta sık sık politikacılara "yeterince bir şey yapmıyorsunuz" diye çıkışırken, ekonomik düzeni veya şirketlerin kâr hırsını doğrudan hedef almıyor. bu eleştirilere göre, medya da özellikle bu tür söylemleri öne çıkarıyor çünkü dikkati rahatlıkla "günah keçisi" yapılabilecek liderlere çekmek, sistemin bütününü sorgulamaktan daha güvenli.

"greta bir gün çıkıp da ‘sorun kapitalizm' demeye başlarsa, emin olun manşetlerden anında düşer. şu an manşet olabilmesinin sebebi, liberal düzen için tehlike arz etmemesi, hatta onların işine yaramasıdır" şeklinde görüşler var ve haksız değiller. greta, mevcut düzenin sınırları içinde kaldığı sürece alkışlanacak bir figür. hatta onun sivri çıkışları bile en sonunda düzenin meşruiyetini pekiştiriyor: liderleri azarlaması, insanlara "demek ki demokrasi işliyor, bakın eleştirebiliyoruz" hissi veriyor. medya da greta'yı manşet yaparak sanki tarafsız ve cesurmuş gibi görünüyor, oysa yayımladıkları eleştiriyi de kendileri seçiyor. kısacası, greta sistem için fazla tehlikeli olmayan, aksine kontrollü biçimde yönlendirilen bir muhalif. bu nedenle bol bol ödüllendiriliyor, ünlü ediliyor - ta ki çizgiyi aşana dek.

elbette bu görüşler, komplo teorisi etiketiyle de anılıyor. greta'ya inanan milyonlar, onun samimi bir ses olduğunu düşünüyor. ancak morningstar gibi isimler bu "komplo" suçlamasına da hazırlıklı: "asıl komplo, halkı kendi ajandalarına göre harekete geçirmeye çalışan elitlerin komplosudur. bunu fark edenleri 'komplo teorisyeni' diye damgalamaları da manidardır" diyorlar. onlara göre ortada gizli saklı bir şey yok, sadece büyük paralar ve büyük güçler var. bu güçler, kitleleri etkilemek için genç, masum ve karizmatik yüzleri kullanmaktan çekinmiyor.

bayrak öptüren 'işkence' ve medya ironisi

greta thunberg etrafındaki tartışmaların ilginç bir boyutu da, zaman zaman haberleştirilen olağandışı olaylar. bunlara son örnek, ekim 2025'te yaşandı. greta, filistin'e insani yardım götüren küresel sumud filosu adlı aktivist grubuna katıldı ve gazze'ye doğru yola çıktı. israil donanması, uluslararası sularda bu filoya müdahale ederek aralarında greta'nın da olduğu yüzlerce aktivisti gözaltına aldı. kısa süre sonra aktivistler serbest bırakılıp sınır dışı edildi (greta da yunanistan'a gönderildi). ancak ardından basına yansıyan iddialar oldukça sansasyoneldi: "israil'in greta thunberg'e ağır işkence yaptığı" öne sürüldü. peki bu "ağır işkence" neydi dersiniz? aktivistlerin anlatımına göre israilli askerler greta'ya zorla kendi bayraklarını öptürmüş, onu yerde süründürmüşler. hatta bir tanığı, "naziler ne yaptıysa aynısını yaptılar" diyerek durumu nazi işkencelerine benzetti. peki ya israilli askerlerin botlarını öpen filistinli çocuklara yapılanı ne olarak nitelendirmeliyiz buna kıyasla?..

bu haberler okuyanları dehşete düşürse de, işin içinde bir ironi yok mu? sonuçta fiziksel şiddet anlamında en korkunç işkence örneği olarak bayrak öptürme fiilinin öne çıkması, insanın aklına "işkence tanımını biraz geniş tutmuşlar galiba" esprisini getiriyor. elbette gözaltındaki aktivistlere tuvalet suyu verildiği, aç bırakıldığı, kötü muamele yapıldığı da iddialar arasında. yani israil'in tavrı kesinlikle eleştirilmeyi hak ediyor. fakat medyada manşete taşınan "greta'ya işkence" söylemi, ister istemez bir mizah unsuru barındırıyor: dünyanın en ünlü aktivisti, gözaltında bayrak öpmek zorunda kaldı diye "işkence görmüş" sayılıyor. bazıları için greta'nın başına gelen en ufak şeyin bile dev haberlere dönüşmesi, onun etrafında örülen kültürel mitin bir parçası.

bu olay, greta olgusunun nasıl kutuplaştırıcı hale geldiğine dair bir örnek aslında. bir kesim, greta'yı mazlum ve kahraman olarak resmedip semboller yaratıyor (bayrak öptürüldü, işkence gördü vb.), diğer kesim ise buna şüpheyle yaklaşıyor. son tahlilde, greta etrafında koparılan fırtınanın kendisi de projenin bir parçası mı? yoksa gerçekten gencecik bir aktivistin başına gelen talihsizliklerin sansasyonel yansıması mı?

sonuç: kahraman mı kukla mı?

greta thunberg hakkındaki bu tartışmalar, günümüz dünyasında aktivizm ile çıkar ilişkilerinin ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyor. bir yanda, iklim krizi gibi devasa bir sorunu gündeme taşıyan "cesur" bir genç kadın var. diğer yanda, onun masumiyetini ve cesaretini kendi ajandalarına alet etmekle suçlanan küresel güç odakları. greta gerçekten bağımsız bir kahraman mı, yoksa ustaca "üretilmiş" bir kukla mı? bu sorunun cevabı, cory morningstar ve benzer düşüncedekilerin sundukları kapsamlı kanıtlara bakıldığında netleşiyor; greta bir "proje", iklim hareketinin belli ellerde kontrollü muhalefet olarak şekillendirildiği bir proje.

greta'nın anlattıkları bilimsel gerçeklere dayanıyor olabilir; iklim krizine karşı harekete geçmek kesinlikle gerekli. ancak bu haklı dava etrafında dönen büyük oyunlar, finans planları ve çıkarlar olduğu gerçeği de yadsınamaz. iklim aktivizmi ile yeşil ekonomik çıkarlar arasındaki çizgi bulanıklaşmaya başlamış görünüyor.

son söz niyetine: greta thunberg kimdir? sorusuna belki en iyi cevap; eğer yıllar içinde greta gerçekten sistem karşıtı radikal adımlar atarsa ve birden gözden düşerse, kontrollü muhalefet olduğu ispatlanmış olur. yok eğer etkisi büyüyerek devam eder ve sistem tarafından alkışlanmaya devam ederse, belki de eleştirmenlerin dediği gibi zaten sistemin bir parçası olduğu için o konumdadır.

kaynaklar:

- cory morningstar, "the manufacturing of greta thunberg — for consent: the political economy of the non-profit ındustrial complex" (wrong kind of green blog serisi, 2019). greta thunberg fenomeninin arkasındaki örgütleri ve finansal çıkarları anlatan kapsamlı araştırma serisi.
https://www.wrongkindofgreen.org/…dustrial-complex/

- "sumud filosu aktivistleri anlattı: greta'ya ağır işkence yapıldı", diken haber sitesi, 4 ekim 2025. greta thunberg'in gazze aktivist filosu ile israil tarafından alıkonulması sonrası ortaya atılan işkence iddialarını aktaran haber.
https://www.diken.com.tr/…ya-agir-iskence-yapildi/#