Google, Nasıl Oluyor da Aklınızdan Geçenleri Bilerek Size Uygun Reklamı Gösteriyor?

Google sizi dinliyor mu? Beyninizi mi okuyor? Nasıl oluyor da sizin ilgilenebileceğiniz şeyleri reklam olarak karşınıza çıkarıyor?
Google, Nasıl Oluyor da Aklınızdan Geçenleri Bilerek Size Uygun Reklamı Gösteriyor?

hepimizin başına gelmiştir. bir arkadaşınızla bir üründen ya da bir şarkıdan konuşuyorsunuz, hatta bazen sadece düşünüyorsunuz ama hiç arama yapmamışsınız. ertesi gün o ürünün reklamı ya da düşündüğünüz şarkı youtube’da ya da google'ın sitelerinden birinde önerilenler kısmında! doğal olarak çoğu insanın aklına hemen “google kesinlikle bizi dinliyor veya beynimizi okuyor!” düşüncesi geliyor. başlık altında da “ya ben az önce bir şarkıyı düşündüm, karşıma çıktı!”, “dün yeni bir çanta alsam mı diye düşünüyordum, bugün önüme çanta reklamı düştü!” şeklinde çoğu kişi aynı görüşleri belirtmiş. beyin okuma ihtimalinin olmasıyla alakalı gayet mantıklı argümanlar bunlar. fakat bu durumun yaşanmasının birkaç sebebi var;

* beyin, ilgilendiğimiz ya da aklımızda olan şeylere odaklanır ve onları fark eder. diyelim yeni bir telefon almayı düşünüyorsunuz. daha önce de karşınıza telefon reklamları çıkıyordu ama ilgilenmediğiniz için fark etmediniz. şimdi ise zaten beyniniz bu konuya odaklandığı için o reklamı hemen fark ediyorsunuz.

* google sizin davranışlarınızı sürekli analiz ediyor. hangi sitelere girdiğiniz, hangi ürünleri arattığınız, hangi videoları izlediğiniz gibi bilgilerle bir profil oluşturuyor. sadece sizin değil, benzer ilgi alanlarına sahip milyonlarca insanın davranışları üzerinden de bir tahmin modeli geliştiriyor. böylece, siz bir şey aramasanız bile ilgilenebileceğiniz şeyleri size gösterebiliyor.

* google hizmetlerini birden fazla cihazda kullandığımız için (akıllı tv'ler, telefon, bilgisayar, tablet gibi) bu cihazlardan topladığı verileri birleştirerek bizimle ilgili daha kapsamlı bir resim oluşturuyor. örneğin telefonunuzda bir ürün baktığınızda, ertesi gün bilgisayarınızda onunla ilgili reklam görmeniz mümkün. bu da sanki düşüncenizi okumuş gibi bir etki yaratıyor.

örneğin, bir süredir tatille ilgili içeriklere göz atıyorsunuz. siz daha otel rezervasyonu yapmayı düşünmeden bile google, size tatil çantası ya da uçak bileti reklamları göstermeye başlıyor. bu, sizin beyninizi okumasından değil, bir sonraki adımınızın ne olacağını analiz edebilmesinden kaynaklanıyor. yani "şu çantayı düşünüyordum, birebir karşıma çıktı!" dediğinizde, aslında biraz tesadüf biraz da algoritmalar devreye girmiş oluyor, ama her şeyden önemlisi algıda seçicilik yani yukarıda bahsettiğim ilk madde. google ve youtube gibi platformlar; daha önce dinlediğiniz şarkılara, izlediğiniz videolara ve hatta o gün dinlediğiniz türlere göre önerilerde bulunuyor. örneğin, 90’lar türkçe pop'unu dinlemeyi seviyorsanız ve bir süre sonra tarkan’ın eski bir şarkısı önerilerde çıkıyorsa, bu tamamen algoritmanın sizi tanımasıyla ilgili.

uzun zamandır dinlemediğiniz fakat düşündüğünüz bir şarkının karşısına çıkmasını da şöyle açıklayayım: google sizin o şarkıyı geçmişte dinlediğinizi biliyor. algoritma, benzer durumlarda diğer kullanıcıların da eski şarkılarına döndüğünü göz önünde bulundurarak size o şarkıyı öneriyor. bu, beyninizi okumasından değil, geçmişte yaptığınız bir hareketi yeniden yapma ihtimalinizi hesaplamasından kaynaklanıyor.

yani, google bizi dinlemiyor ya da aklımızdan geçenleri anlamıyor. ama interneti nasıl kullandığımıza dair izlediği yollar sayesinde, neredeyse sizi tanıyan bir arkadaş kadar her şey hakkında bilgi sahibi olabiliyor.