Gérôme'un Güzelliğiyle Öne Çıkan "Phryne" Tablosu Üzerinden Van Gogh'un Güzellik Yorumu

Güzelliği, güzel bir bedeni seyretmekten çok daha fazlası olarak yorumlayan Van Gogh'un ufuk açan derinlikteki güzellik yorumu.
Gérôme'un Güzelliğiyle Öne Çıkan "Phryne" Tablosu Üzerinden Van Gogh'un Güzellik Yorumu


öncelikle kısaca phryne nedir?

phryne, ünü yayılmış atinalı bir "hetaera". hetaeralar fahişelerden farklı olarak iyi eğitimlidirler ve herkesle cinsel ilişkiye girmezler. phryne ve gérôme'un phryne'nin yargılandığı sahneyi gösterdiği resmi ile ilgili ayrıntılı bilgi şu linkte var.

ben van gogh'un gérôme'un bu tablosuyla ilgili yorumundan biraz bahsedeceğim

van gogh, ona gérôme'un phryne'si için ne düşündüğü sorulduğunda ondan etkilenmediğini söylemiş. phryne'ninki gibi güzel bir bedeni seyretmektense israels'in ve millet'nin çirkin kadınlarını ya da édouard frère'nin bir kocakarısını seyretmenin daha haz verici olduğunu ve bu bedenlerin phryne'nin kusursuz bedeninden daha anlamlı olduğunu söylemiş. gérôme'un bu kadınına karşı hiçbir şey hissetmemesi ise onda bir zeka belirtisi görememesinden dolayıymış. elbette "güzel kadın zeki olmaz" çıkarımını basitçe yapacak birisi olduğunu sanmıyorum van gogh'un. bu sözlerinin devamını "çalışmaktan yıpranmış eller bence bu figürdeki ellerden daha güzeldir." diye getirmiş zaten. demek ki onun aradığı bambaşka bir kusursuzluk. çizgilerin kusursuz olmasının ötesinde, çok daha derin bir anlam arıyor van gogh gördüğünde; "bir zeka ve bir ruh edinmiş olan bir kadın" arıyor. yani ona göre insan ancak belli yaşantılar, zorluklar ve çekilen çileler ile derinleşebilir, bir ruh kazanabilir ve bunun sonucunda kazandığı o ruh ve zeka da resme derin çizgiler olarak yansır; kusursuz bir beden olarak değil.

belli bir yaşanmışlığı olan, çalışan ve bunun izlerini vücudunun parçalarında, yüzünde, ellerinde taşıyan insanlar daha seyredilesidir. çünkü onlar daha çok bu hayatın içindedir, daha çok acı çekmiştir, yaşadıkları yüzünden yıpranmışlardır ama yaşamaya da devam etmişlerdir. öyle bir insanda incelenecek, üzerine düşünülecek daha fazla şey vardır zira yalnızca dış güzelliği ile büyülemez, görünenin ötesini araştırma isteği uyandırır. bu konuda ahmet haşim de van gogh gibi düşünmüş olmalı ki kadınlarını genç ve saf kadınlardan seçmek yerine görüp geçirmiş, olgun kadınlardan seçmiş (onun bu seçiminde anne faktörü de çok önemli). gözleri kör eden ve insanı büyüleyerek etkisiz hale getiren phryne gibi güzelliklere kayıtsız kalıp, çarpıcılığı ile şok etkisi uyandırmayan fakat daha sakin ve daha derin kadınlarla daha iyi anlaşabileceklerini düşünmüş van gogh ve haşim. ikisinin adını aynı cümle içinde kullanabileceğim hiç aklıma gelmezdi.

*theo'ya mektuplar

israils'in kadınlarından


millet'nin


édouard frère'in


Ünlü Tabloların Hangi Ressama Ait Olduğunu İlk Görüşte Anlamanızı Sağlayacak Bilgiler