Gece Aniden Bastıran Şiddetli Mutsuzluğun Sebebi Ne?
doğada yaşayan hayvan türleri iki türlüdür: nocturnal yani gececi ve diurnal yani gündüzcü. hayvan türlerinin büyük çoğunluğu ve memelilerin yaklaşık %90'ından fazlası diurnal yani gündüzcüdür. biz de öyleyiz.
noctural yani gececi hayvanlar gündüz vakti uyurlar ve geceleri avlanırlar (itlik serserilik hergelelik peşinde koşarlar). bazı böcek türleri, tarantula, rakun, bazı kedi türleri, bazı kurt türleri ve bazı yılan türleri geceleri yuvalarından çıkıp yiyecek aramalarıyla bilinirler. bu tür canlılar gece görüşüne sahiptir ve karanlıkta önlerini çok iyi bir şekilde görebilirler. aynı zamanda çok iyi koku alma özelliğini sahiptirler. bu hayvanlar gece hayatına olan düşkünlükleriyle bilinirler.
insanlarsa diurnal'dir. biz gece uyuruz gündüz ekmeğimizin peşinde koşarız
tarihsel olarak baktığımızda gerek avcı toplayıcı olarak takıldığımız dönem, gerek göçebe ve nomad olarak takıldığımız dönem, gerek tarımla uğraşıp yerleşik hayata geçtiğimiz hayat hep diurnal olarak geçmiş. atalarımız güneş doğunca uyanmış, güneş battıktan kısa bir süre sonra akşam haberlerini ve hava durumunu izledikten sonra yatmışlar. eski dönemlerde mağarada yaşanırken içinde uyunan mağaraların ağızları hep doğuya bakmış çünkü atalarımız güneşin doğuşunu kaçırmak istememişler. yerleşik hayata geçildiğinde de evlerin kapı ve pencereleri hep doğuya bakacak şekilde inşa edilirmiş.
zaten vücudumuzdaki ve beynimizdeki bazı sistemler de da güneşe dayalı olarak çalışır. güneş ışığı vücuda serotonin salgılatır. serotonin mutluluk duygusunu veren ve eksikliğinde depresyonun görüldüğü bir hormondur. güneş bir yandan serotonin salgılanmasını körüklerken bir yandan da melatonin hormonunun salgılanmasını engeller. bu yüzden güneş battıktan sonra serotonin azalmaya başlar ve melatonin artmaya başlar. daha doğrusu serotoninler melatonin'e dönüşür. melatonin'in görevi vücudun metabolizma hızını düzenlemektir ama en büyük görevlerinden biri akşam olduğunda metabolizmamızı yavaşlatarak bizi uykuya hazırlamak ve nihayetinde uyutmaktır. bu yüzden vücutta serotonin azalıp melatonin artmaya başladıkça uykulu olma durumu artmaya başlar. melatonin vücudumuzu ve beynimizi uykuya hazırlarken bize mini veya fake bir depresyon yaşatır.
buna mini depresyon veya fake depresyon diyorum çünkü uykuya dalmadan hemen önce hissedilen şeyler ve vücudun yaşadığı değişimliler depresyonda yaşananlarla aynı
bunlar nelerdir? halsizlik, enerjinin olmaması, metabolizmanın yavaşlaması, canın abur cubur çekmesi, karamsarlık, dikkatsizlik, unutkanlık...vs. vücudumuz ve beynimiz bize kısaca "tatava yapma git zıbar, yarın bir sürü işin var" diyor (mesela uykuya dalmadan hemen önceki son 5 dakikayı kimse hatırlamaz çünkü uykuya dalmadan hemen önce beyindeki hafıza kısımları aynı bilgisayarı kapatırken windows'un kapanması gibi kapatılır). fakat ortada bir sorun var. insanlık tarihinde ilk kez son 100-150 yılda elektriğin icadıyla beraber gecelere hükmettik. akşamları güneş yok ama evlerimizin içi gündüz olduğu kadar aydınlık. beynin bir kısmı uyumak istiyor, bir kısmı da uyanık. vücudun da kafası karışmış durumda. bir yandan vücut "yat zıbar artık, güneş yok" diyor, bir yandan da "güneş çıktı galiba, ortam ışıl ışıl" diyor.
bu durumda uyku öncesi duyulan o fake depresif semptomlar ve işaretler yine duyuluyor (halsizlik, yorgunluk, enerji eksikliği, dikkat eksikliği, karamsarlık) ve vücut yine yorgun ama beynin uykudan sorumlu bakanlığı ortam aydınlık olduğu için uykuya da dalamıyor. sonra da geceleri hissedilen "mutsuzluk" ortaya çıkıyor.
peki bunun çözümü var mı?
tam olarak yok ama her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalktığınız bir uyku düzeni oluşturmak, gün boyunca egzersiz yaparak vücudu yormak, öğlen 12'den sonra kafein tüketmemek (vücuttan atılması 10-12 saat sürüyor), evdeki ışıkların parlaklığını abartmamak, alkolü fazla abartmamak, gece şekerli yiyeceklerden uzak durmak, gündüzleri özellikle hava güneşliyken biraz dışarıda takılmak (15-20 dakika bile yeterli), ağır ve yağlı yiyecekleri kararında tüketmek ve bir süre için akşamları fenerbahçe'nin maçlarını izlememek faydalı olacaktır. zaten yukarıda saydıklarım sağlıklı bir yaşam için gerekli olduğundan ekstra bir şey yapmanıza gerek yok aslında.