Freddie Mercury Yaşarken Yayınlanan Son Queen Albümü: Innuendo
innuendo: queen'in 4 şubat 1991'de yayınladığı 14. stüdyo albümü
albüm freddie mercury'nin yaşarken piyasaya sürülen son albüm. mercury ilk olarak 1982'de hıv/aıds belirtileri gösterdi, ancak 1987'ye kadar resmi olarak teşhis edilmedi. 1987 yılında mercury'ye aıds teşhisi konmuştu, ancak hastalığını halktan bir sır olarak sakladı ve ciddi şekilde hasta olduğuna dair çok sayıda medya raporunu yalanladı. o sıralarda mercury, bir röportajda hiv testinin negatif çıktığını iddia etti. ölümünden 24 saat öncesine kadar da hastalığı kamuya açıklanmadı. (kasım 1991)
bu albümün önemi aslında bundan kaynaklanıyor.
albüm mart 1989 ile kasım 1990 arasında kaydedildi. yani freddie ölümün pençesindeyken bu albüm kaydedildi.
belki de grubun hayal kırıklığı albüme fazla yansımıştır. queen'in diğer albümlerinden daha fazla hayal kırıklığı anlatan ve soyut sözlere sahiptir. 3-4 şarkı dışında bu durum net şekilde karşımıza çıkıyor.
bu durum , açılış şarkısı innuendo'da:
“oooh, ooh...
if there's a god or any kind of justice under the sky,
if there's a point, if there's a reason to live or die,
if there's an answer to the questions we feel bound to ask” derken
i'm going slightly mad'te nakaratta kendini gösterir.
Innuendo
i can't live with you'da gene zor zamandan geçtikleri bir şekilde belirtilmiştir.
“i'm having a hard time
i'm walking a fine line
between hope and despair
and you think that i don't care”
Queen - I Can't Live Without You
don't try so hard zaten freddie mercury'nin ölüme giderken anlattığı bir çağrı gibidir.
all god's people, ilk başta mercury'nin barcelona albümü için bir parçası olarak mercury ve mike moran tarafından birlikte yazılmıştır. sanırım freddie'nin daha hastalığının ciddiyeti anlaşılmadığı için sözleri albümün en kişisel olmayan şarkısıdır.
Queen - All God's People
these are the days of our lives'da da gene geçmişe özlem ve pişmanlıklar işlenmiştir.
“you can't turn back the clock you can't turn back the tide
ain't that a shame
i'd like to go back one time on a roller coaster ride
when life was just a game”
Queen - These Are The Days Of Our Lives
albümde genelin aksine mercury'nin kedisine yazdığı şarkı delilah ise albümdeki en neşeli şarkı olabilir.
the hitman oldukça neşeli bir hareketli bir parça. queen'in en sert soundlarından biri.
the show must go on'da da hayal kırıklığı bir kez daha karşımıza çıkmakta
“inside my heart is breaking
my makeup may be flaking
but my smile, still, stays on”
Queen - The Show Must Go On
headlong ve ride the wild wind bir nebze eğlenceliler. sanırım şarkı yazarı mercury olmadığı için olabilir. brian may ve roger taylor şarkıların yazarları.
albüm zor ve ağır şartlarda yazılsa da queen'in en iyi albümlerinden biridir. queen müthiş bir grup olduğu için genelde bu albüm listelerde grubun en iyi 9. albümü olarak gösterilir. ama şahsen ben daha önde görüyorum.
aslında made in heaven final albümü olsa da finale gidildiğini göstermekteydi.
Innuendo şarkısına bir parantez açalım
"magnum opus". "masterpiece". "başyapıt".
yalnızca queen diskografisi dahilinde değil, yalnızca müzik tarihi içinde de değil, video klibiyle görsel sanatlar aleminde dahi bir magnum opus, bir masterpiece, bir başyapıttır "innuendo".
ayrıca ne vakit rotamı kaybettiğimi, kendim olmaktan çıktığımı ve başı boş kaldığımı hissetmeye başlasam, kurtuluşu, refahı, huzuru "innuendo"da bulurum. şarkı "şarkı" değil, "psikolog" mübarek...
sözlerini de çevireyim tam olsun:
güneş gökte asılı ve çöl kumlarla kaplıyken,
dalgalar denizde çarpışıp karayla buluşurken,
havada bir rüzgar ve yıldızlar ve bir gökkuşağı varken;
dağlar yerle bir olana dek,
ah evet, sürdüreceğiz denemeyi,
doğru yolda yürümeyi...
ah, sürdüreceğiz denemeyi, evet,
yalnızca vakit geçirmeyi...
ırklara, renklere ve mezheplere göre yaşamaya devam ederken biz,
kör delilik ve saf açgözlülükle yönetilirken biz,
hayatlarımız törelerce, hurafelerce ve sahte dinlerce yönlendirildi,
hem de binlerce yıldır; binlerce, binlerce yıldır...
ah evet, sürdüreceğiz denemeyi,
biz doğru yolda yürüyeceğiz!
ah, sürdüreceğiz denemeyi, evet,
zamanın sonuna dek...
zamanın sonuna...
hüzün sayesinde, görkemimiz sayesinde hep...
kinayelerimden lütfen alınma.
istediğin kişi olabilirsin;
olmak istediğin kişi her nasılsa kendini ona çevir yalnızca.
özgür ol yürüdüğün yolda, özgür ol, özgür ol!
teslim et egonu ve özgür ol, özgür ol varoluşunda!
eğer göğün altında bir tanrı ya da adalet namına bir şey varsa,
eğer yaşamanın ya da ölmenin bir anlamı, bir sebebi varsa,
eğer sormadan duramadığımız sorularımıza bir yanıt varsa,
göster kendini! - yok et korkularımızı! - çıkar at maskeni!
ah evet, sürdüreceğiz denemeyi,
hey, yürü doğru yolda!
evet, gülümsemeyi sürdüreceğiz, evet,
ve olacak her ne olacaksa!
sürdüreceğiz denemeyi,
sürdüreceğiz yalnızca,
zamanın sonuna dek...
zamanın sonuna dek...
zamanın sonuna!