Fantastik Canavarlar Film Serisinde JK Rowling'in Yaptığı Büyük Yanlışlar
fantastik canavarlar nelerdir nerede bulunurlar, 2013'te bir film serisine dönüştürüleceği duyrulduğunda tüm harry potter fanlarını heyecanlandıran ancak sonrasında hayal kırıklığına uğratan bir film serisi. muhtemelen hiç kimse ikinci bir harry potter beklemedi ama fantastik canavarlar nelerdir nerede bulunurlar beklentiyi karşılayamamadan öte bir fiyaskoya dönüştü. bir yan kitap ve yan karakter olmaktan öteye geçip harry potter kadar sevileceği zaten düşünülmemişti. buna karşılık j.k. rowling ve ekibinin de bu kadar eline yüzüne bulaştıracağını, bir harry potter filminin rotten tomatoes'dan 36/100 gibi düşük bir puan alabileceğini ve imdb'de 7'nin altına düşebileceğini de düşünmemişlerdi muhtemelen.
bu "kalite düşüşünün" birçok nedeni var ama hepsinin arasında en öne çıkan sebep fantastik canavarlar nelerdir nerede bulunurlar serisinin "mevcut harry potter popülaritesini kullanma amacıyla" ortaya çıkması. serinin arkasındaki "popüleriteyi kullanma" sevdası bütün süreci mahvetti. hem rowling hem yapımcı şirket warner bros bu amaçla hareket ettiği için mantıklı davranamadılar.
her şeyden önce hiç zaman kaybetmeden doğrudan senaryo yazma işine giriştiler
rowling önce kitapları yazmaya tenezzül bile etmedi. oysa harry potter başarısını filmlerine değil, kitaplarına borçludur. bu seri ilk önce film olarak çıksaydı kesinlikle bu kadar popüler olmazdı. hp'nin filmleri kitabın %30'unu ancak yansıtır. bunu tüm gerçek hp fanları bilir. rowling esasen kitaplarla fanları bu büyülü dünyanın içine çeker. bu sefer ortada bir kitap olmadığı için fanlar gerçek anlamda newt scamander'ın dünyasına giremediler. 1920'li yılların büyücü dünyasını hissedemediler. dahası, bu durum rowling'in de yaptığı işi eline yüzüne bulaştırmasına neden oldu. o bir senarist değil, yazar. filmin senaryosunu hangi akla hizmet ona yazdırdılar bilinmez ama her türlü ayrıntıyı betimlemeye alışmış bir yazarın "kısa, amaç odaklı ve öz" olması gereken senaryonun altından kalkamadığı kesin.
kitap olmadan doğrudan senaryoyla başlamalarının bir diğer dezavantajı çok fazla mantık hatasına yol açması. serinin ilk filmi bir giriş yapımı olduğu için kimse nereye varacağını tahmin edemedi ama ikinci film gösterdi ki ortada kitap gibi bir dayanak olmayınca rowling de ucuz senaryo yazarları gibi tutarlılıktan kopup abuk sabuk kurgular yazıyor. kadın, kendi yarattığı dünyayı unutup tamamen çelişkiye düştü.
senaryodaki mantık hataları, harry potter gibi sağlam bir evrene gölge düşürdü
yarattığı dünyanın mükemmelliğiyle ve kurgudaki ustalığıyla anılan rowling, bu kez senaryoda öyle hatalar yaptı ki fanlar neresinden tutarlarsa tutsunlar, ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar düzeltemediler. rowling, harry potter serisinde oluşturduğu dünyanın kurallarını bu seride tek tek yıkmaya/değiştirmeye başladı. bir önceki seride dediğini bu seride bozup genişletti ya da baştan inşa etti. bir noktada senaryo "acaba ne yazarsak fanları sevindiririz" tarzı tribünlere oynama yarışına girdi. nicolas flamel gibi hikayeye hiç katkısı olmayan karakterler seriye girdi.
bütün bunlar bir yana serinin odak noktasını kaybettiler
harry potter serisinin ne anlattığını biliyorduk. hikayenin odak noktası harry ve voldemort'tu. bu seri, newt scamander'ın fantastik canavarlar nelerdir nerede bulunurlar kitabını nasıl yazdığından yola çıktı. sonrasında dumbledore ile grindelwald arasında olanlar ve grindelwald'un yükselişi dahil oldu. ardından diğer sihir toplumlarını tanıtma işine girişti. bütün bunların arasına da nicolas flamel ya da nagini gibi önceki seriden tanıdığımız kişileri sıkıştırdı. ikinci filmde "serinin adı fantastik canavarlar, bari bir iki canavar ekleyelim de ayıp olmasın" diye canavarları eklemişlerdi. amaç dumbledore'un hayatıysa neden scamander'ı dahil ettiler? yok bu serinin amacı fantastik canavarlar ve diğer toplumları ziyaret etmekse araya neden başlı başına konu olan grindelwald ve dumbledore konusunu sıkıştırdılar? ikinci film o kadar dağınık ve kopuktu ki sahneler arasında sıçrayıp konuşmaktan öteye gidemediler. warner bross bile durumun vahametini fark ettiği için sonraki filmi bir yıl erteledi, sonrasında bu erteleme iki yıla çıktı. hiçbir amaca hizmet etmeyen karakter ve mantık hatalarından dolayı nasıl bir yol izleyeceklerini bilmiyorlar şu an. sahi, leta lestrange'in olay örgüsüne katkısı neydi? neden girip çıktı? eğer son lestrange o ise harry potter serisindeki rodolphus ve rabastan lestrange nasıl var olabiliyorlar? newt scamander bir tüyü takip ederek tina'yı bulabiliyorsa sihir bakanlığı tüy yumağı köpeğe dönüşen sirius'u neden aynı büyüyle bulamadı? özellikle sirius'un vaktinin çoğunu köpek biçiminde hücrede geçirdiğini düşünürsek? veyahut 1935 doğumlu mcgonagall'ın 1910'ların hogwarts'ında ne işi var? ailesinden bir başkasının da aynı okulda yapması tesadüfün sınırlarını çok zorlamak değil mi?
dahası da var: rowling kurgu olarak tekrara düştü
harry potter'da iyi niyetli bir kahraman (harry), yetenekli (hermione) ve eğlenceli (ron) arkadaşlar, bir kehanet, safkanlara önem veren bir karanlık büyücü (voldemort) ve dumbledore vardı. bir bakalım bu seride ne var: iyi niyetli bir kahraman (newt), yetenekli (tina) ve eğlenceli (jacob) arkadaşlar, bir kehanet, safkanlara önem veren bir karanlık büyücü (grindelwald) ve dumbledore var. ne kadar farklı değil mi? bizim yaz dizilerinde bir şablon vardır, bir iki değişiklikle tüm diziler o şablonla yürür. rowling'in de yaptığı özünde bu değil mi? harry potter serisindeki şablonu alıp 1920'lere uyarlamak. dumbledore ile newt'in arasındaki ilişkinin dumbledore - harry ilişkisine bu kadar benzemesi gerekiyor muydu? her şey bir yana rowling ne zaman grindelwald'dan bahsetse onun voldemort'tan daha farklı yöntemleri olduğu izlenimi veriyordu. voldemort esasında ergen gibi atarlı tavırları olan ve takıntılı bir tipti. grindelwald'un dumbledore gibi daha ağırbaşlı ve bilge bir havası vardı. bildiğiniz gibi dumbledore hatasını fark edip karanlık yoldan geri dönmüş bir büyücü. peki ya o yoldan geri dönmeseydi? grindelwald'un bu tarz bir karanlık büyücü olması çok daha heyecanlı olurdu. özellikle dumbledore'la çok fazla ortak özelliği olduğu düşünülürse. voldemort'un burunlu versiyonuna çevirmeye gerek var mıydı?
sadece rowling değil, yapımcı şirketin de büyük hataları var
şu görselde iki dumbledore arasında 10 yıl var. (bkz: insan hayret ediyor)
johnny depp fiyaskosu ise bambaşka bir hikaye. muhtemelen kimsenin hayal ettiği grindelwald değildi, özellikle hp serisindeki gençliği ve yaşlılığı dikkate alınınca:
yine de tamam dedik, depp'i severiz ve muhteşem bir oyuncu. bu sefer depp'in boşanma skandalı patlak verdi ve amerikan mahkemelerinde aklanmasına rağmen adamı seriden kovup yerine mads mikkelsen'ı getirdiler. eğer sosyal konulara bu kadar önem veriyorlarsa son yıllarda translarla ilgili söylediklerinden dolayı çok büyük tepki alan rowling'i de kovmaları gerekirdi ancak filmlerin yani paranın kaynağı o olduğu için yemedi, yapamadılar. bu, en basit tabirle iki yüzlülüktür.
şimdi ellerinde değişmiş bir grindelwald, sosyal medyada tepki gören bir senarist, nereye gideceği belli olmayan bir seri ve öfkeli bir fan kitlesi var. ikinci filmdeki fiyaskoyu tamamen düzeltmelerine imkan yok.
ancak üçüncü filmi çok dikkatli yapmalılar. harry potter'ın popülaritesinden istifade edelim derken seriyi iki paralık ettiler.