F-22 ve F-35'in DNA'sını Taşıyan En Yeni Savaşan Şahin: F-16V
pilotların uçağa taktıkları viper lakabı ile aşağıda anlatacağım geliştirmeleri alan modellere viper konfigürasyonu denmesi nedeniyle kafa karışıklığına yol açmaktadır.
f-16 blok numaraları uçakların üretim hattından çıktığı ve dolayısıyla sahip olduğu donanımı gösterir. 20 sene önce en yeni f-16 modeli block 50 idi mesela.
lockheed martin firması, f-22 ve f-35 uçağında edindiği teknolojik birikimin bir kısmını bu uçağa uygulayarak 4. nesil jeti f-16'nın, daha uzun süre görevde kalmasını amaçlamış. (f-16 geliştirilmeye fevkalade müsait bir platformdur. naçizane düşüncem, bu da tasarımının ne kadar başarılı olduğunun göstergesidir.)
blok 70, 5. nesil jet uçağı almak istemeyen ya da istese de gerek ekonomik koşullar gerekse politik nedenlerle al(a)mayan abd müttefiklerine, f-22 ve f-35 uçaklarından edinilen teknolojik kazanımın (low observability/stealth hariç) mevcut f-16 kullanıcılarına aktarılmasını sağlayan bir modernizasyon projesi diyebiliriz.
yapısal özelliklerinden başlayalım
- gövde ömrü 12.000 uçuş saatine çıkarılmış. f-16'nın gövde ömrü 8000 saat civarındadır. bu da uçağın gövde ömrünün %50 gibi ciddi bir oranda arttığı anlamına geliyor. satınalma maliyeti açısından ciddi bir avantaj.
- gövde üzerine "conformal fuel tank" denilen yakıt tankları koyulmuş. bu tankların birkaç avantajı var. ilki daha fazla yakıt taşıyor. f-16'nın kanat altında taşıdığı harici tank 370 galon kapasitelidir. her bir cft ise 450 galon yakıt taşıyor. böylece uçağın harekat yarıçapı genişliyor. bir diğer avantajı daha az aerodinamik geri sürükleme*oluşturuyor. bu da uçağın daha az yakıtla daha fazla havada kalması demek. bir diğer avantajı ise radar izinin daha düşük olması. yakıt tankları gövde üzerinde olduğu için kanat altında boşalan istasyonlara faydalı yük yani bomba/füze/pod takmak mümkün.
böylece uçak daha fazla silah taşıyabiliyor. drop tanklar füzeden kaçınırken ya da hava muharebesine girerken atılabilir. cft ise gövdeye bağlı olduğu için atmak mümkün değil. buna karşın aerodinamik prensiplere uygun olarak tasarlandıkları için uçağın performansında kayda değer bir düşüş olmuyor.
motor: diğer f-16 modelllerinde de kullanılan general electric üretimi f110 motorunun en son geliştirilen f110-ge-132 modeli. bu motor 32.500 lb itme kuvveti sağlamakta. (129 modeli 29.000 lb itme kuvveti verir)
aviyonik: f-16v'nin en büyük üstünlüğü sahip olduğu aviyonik sistemler. f-35'te kullanılan northrop grumman üretimi apg-81 radarından geliştirilen apg-83 sabr radarı var. bu radar aesa (bkz: active electronically scalled array) teknolojisine dayanıyor. klasik radarlara karşı çok büyük üstünlükleri var. aesa teknolojisini bir ara yazmak istiyorum. merak edenler için şimdilik şunu paylaşayım:
en basit anlatımıyla üzerindeki lazerler ve bilgisayar işlemcileri ile hava sahasını ve araziyi durmaksızın tarıyor. elde ettiği görüntüyü pilota yüksek çözünürlükte gösterirken, datalink ile gerçek zamanlı paylaşabiliyor. havadan-yere modunda arazide hareket eden cisimleri tespit edebiliyor. hava-hava modunda menzili 115 nm. aynı anda 20 hava hedefini takip edebiliyor. yerdeki hedefleri 160 nm mesafeden tespit edebiliyor.
lockheed martin, havadaki hedefleri kızılötesi tespitine imkan veren irst sistemi geliştiricisi. (bkz: infrared search and track/@vecihi hurkus) daha önce f-14 tomcat, f-15 eagle ve f/a-18 uçaklarında kullanılan bu sistem, uçağa takılan pod ile kullanılabiliyor. 5. nesil uçakları tespit edebilmek için önemli bir artı. tayvan'da yapılan bir fuarda bu pod takılı f-16v modeli sergilenmiş.
uçakta viper shield yani engerek kalkanı anlamına gelen yeni elektronik harp paketleri yüklü. iff yani havadaki uçakların dost mu düşman mı olduğunu sorgulayan sistem güncellenmiş. aviyonik geliştirmelere paralel olarak kokpit tasarımında yeniliğe gidilmiş. pilotun bacaklarının arasındaki göstergeler yüksek çözünürlüklü ekranla değiştirilmiş.
silahları: usaf envanterindeki bütün silahları atabiliyor.
jhmcs standart hale gelmiş. uçağın yeni aviyoniklerine entegre çalışıyor. havadan-havaya aim-9x ve iris t gibi yeni nesil füzeleri atabiliyor.
f-16v auto-gcas denilen yeni bir teknolojiye de sahip. bu sistem alçak irtifada yapılan uçuşlarda uçağın yere çarpacağını hesapladığında otomatik olarak devreye girip uçağı emniyetli bir irtifaya tırmandırıyor.
f-16v ilk uçuşunu 21 ekim 2015'te yapmış.
lockheed martin f-16 block 70 uçağının ilk kullanıcısı bahreyn olacak. bu ülke 16 uçaklık bir sipariş vermiş. orko 8, attığı twitte bu uçaktan almak/elindeki uçakları modernize etmek isteyen ülkeleri paylaşmış.
yukarıda anlattığım gibi bu uçağın en büyük avantajı taşıdığı aviyonik sistemler. usaf apg-83 radarı ile donatılmış dört f-16 uçağı ile florida'da bulunan eglin hava üssü'ndeki 40. uçuş test filosu ve 85. test ve değerlendirme filosu'nun katılımıyla 2 temmuz'da bir test uçuşu yapmış. bu testlerin amacı apg-83 radarının f-16 filolarına entegrasyonundan önce performansını değerlendirmek, gerekli yazılımsal geliştirmelerin yapılmasını sağlamak. test uçuşuna katılan pilotlardan biri bu radar sayesinde düşmanı, menziline girmeden tespit edebildiklerini, görüş alanının dışında olan küçük bir uçağın kokpitine bile nişan alabildiklerini söylemiş.
bu kadar anlattık, bahreyn'deki sakhir hava üssü'nde lockheed martin test pilotu tarafından yapılan gösteri uçuşunu izleyelim ve özgürlüğün sesi, jet sesi ile kulaklarımızın pası silinsin.
f-16v, 5. nesil jet uçaklarının sahneye çıkması ve hava savaşında elektronik harbin her geçen gün daha da artan rolü ışığında, f-16 uçağının güncellenmiş ve güçlendirilmiş modelidir demek son derece doğru olur kanısındayım. hem üretimi, hem bakımı hem de uçuş eğitimi ve gerçek harekat ortamında kullanımıyla önde gelen f-16 kullanıcılarından olan türk hava kuvvetleri'nin, envanterindeki f-16 uçaklarını viper modernizasyonu ve f-35 alımı ile 21. yüzyılın etkin ve caydırıcı hava güçlerinden biri olarak kalmaya devam etmesini, bir vatandaş ve bir havacı olarak dilerim...